13049
kendi efsanesini bu kadar yeren başka bir platform var mıdır acaba? tamam fatih terim son zamanlarda sevimsiz görünüyor. egosu yüksek birisi ve zaman zaman öfke patlamaları yaşadığı da bir gerçek.
ama fatih terim dediğiniz adam yıllarca bu takımın kaptanlığını yapmış, bu forma ile jübilesini yapmış, yine 8 sene saha kenarında (oldukça da başarılı bir şekilde) teknik direktör olarak görev yapmış, hali hazırda genel kurul ve divan üyesi. fatih terim'i renkliler hiç ama hiç sevmezler bunu da bir kenara not edelim.
şimdi fatih terim agresif ve sinirli değilmi? pekiii dünyanın en iyi teknik direktörleri nasılmış bir bakalım:
1- sir alex ferguson. bir manchester united efsanesi. hala yeri doldurulamadı büyük futbol adamının.
15 şubat 2003’te manchester united, fa cup’ta evinde arsenal’e 2-0 kaybetmiş ve elenmişti. sürpriz olmayan bir şekilde ferguson çıldırdı! soyunma odasında oyunculara ateş püskürüyordu. sonra kontrolü kaybetti… önüne çıkan ilk kramponu alıp fırlattı! o krampon gitti, david beckham’ın sol kaşını yardı. iki dikiş attılar…
mikael silvestre’ye göre ferguson soyunma odasında bunu hep yapıyordu. ferguson’a göreyse bir talihsizlikti. “100 kere hatta milyon kere atsam kafasına isabet ettiremem. eğer tutturabilsem zaten hâlâ futbolcu olurdum.”
beckham ise bir yıl sonra yayınladığı biyografisinde olayı şöyle anlatıyordu: “sol gözümün üstünde bir acı hissettim. elim üstüne koydum, kan akıyordu. elim ayağım boşaldı, kontrolümü kaybettim. böylesi hiç başıma gelmemişti. giggs gelip beni tuttu, sonra gary neville ve ruud van nistelrooy yardımıma koştu. sanki gangster filminde bir sahne gibiydi.”
yine manchester united’ın eski oyuncularından mads timm, otobiyografik kitabında, alex ferguson’a yönelik sert eleştiriler ile gündeme gelmişti:
timm “kontrol delisi” olarak nitelendirdiği ferguson’a bağlı oyunculara da “köle ordusu” tanımlamasını yapmıştı. ferguson’ın tam bir kontrol delisi olduğunu öne süren timm “sir ferguson kulüpte acımasız bir liderlik kültürü oluşturmuştu. onun fikirlerini sorgulamadan uygulayacak oyuncuların dışında, kimsenin takımda kalma şansı yoktu. oyuncularını genellikle korkuyla motive ederdi” ifadelerini kullanmıştı.
2- mourinho: dünyanın en iyi teknik direktörlerinden. yaşadığı skandalları detaylı açıklamama gerek var mı? sadece bir örnek: "londra'nın knightsbridge semtinde taraftarı olduğu chelsea'nin teknik direktörü jose mourinho'yla selfie video çekmek isteyen 14 yaşındaki taraftar ünlü teknik adamdan nasibini aldı. ingiliz gazetesi the sun'ın yayınladığı videoda jose mourinho'nun, kendisinden izinsiz selfie çeken bir taraftara saldırdığı görüldü."
mourinho futbol dünyasından farklı kişilerle yaşadığı polemikler, agresif ve mütevazılıktan uzak tavrı ile her zaman gündemin birinci sırasında yer aldı.
3- guardiola: faal olarak çalışan dünyanın en iyi teknik direktörlerinden. aynı guardiola bayern'in başında iken almanya süper kupa finali’nde borussia dortmund maçında kendi futbolcusu thiago alcantaraya tokat atmıştı. hemde trübünlerde ki binlerce seyircinin önünde.
ama fatih terim dediğiniz adam yıllarca bu takımın kaptanlığını yapmış, bu forma ile jübilesini yapmış, yine 8 sene saha kenarında (oldukça da başarılı bir şekilde) teknik direktör olarak görev yapmış, hali hazırda genel kurul ve divan üyesi. fatih terim'i renkliler hiç ama hiç sevmezler bunu da bir kenara not edelim.
şimdi fatih terim agresif ve sinirli değilmi? pekiii dünyanın en iyi teknik direktörleri nasılmış bir bakalım:
1- sir alex ferguson. bir manchester united efsanesi. hala yeri doldurulamadı büyük futbol adamının.
15 şubat 2003’te manchester united, fa cup’ta evinde arsenal’e 2-0 kaybetmiş ve elenmişti. sürpriz olmayan bir şekilde ferguson çıldırdı! soyunma odasında oyunculara ateş püskürüyordu. sonra kontrolü kaybetti… önüne çıkan ilk kramponu alıp fırlattı! o krampon gitti, david beckham’ın sol kaşını yardı. iki dikiş attılar…
mikael silvestre’ye göre ferguson soyunma odasında bunu hep yapıyordu. ferguson’a göreyse bir talihsizlikti. “100 kere hatta milyon kere atsam kafasına isabet ettiremem. eğer tutturabilsem zaten hâlâ futbolcu olurdum.”
beckham ise bir yıl sonra yayınladığı biyografisinde olayı şöyle anlatıyordu: “sol gözümün üstünde bir acı hissettim. elim üstüne koydum, kan akıyordu. elim ayağım boşaldı, kontrolümü kaybettim. böylesi hiç başıma gelmemişti. giggs gelip beni tuttu, sonra gary neville ve ruud van nistelrooy yardımıma koştu. sanki gangster filminde bir sahne gibiydi.”
yine manchester united’ın eski oyuncularından mads timm, otobiyografik kitabında, alex ferguson’a yönelik sert eleştiriler ile gündeme gelmişti:
timm “kontrol delisi” olarak nitelendirdiği ferguson’a bağlı oyunculara da “köle ordusu” tanımlamasını yapmıştı. ferguson’ın tam bir kontrol delisi olduğunu öne süren timm “sir ferguson kulüpte acımasız bir liderlik kültürü oluşturmuştu. onun fikirlerini sorgulamadan uygulayacak oyuncuların dışında, kimsenin takımda kalma şansı yoktu. oyuncularını genellikle korkuyla motive ederdi” ifadelerini kullanmıştı.
2- mourinho: dünyanın en iyi teknik direktörlerinden. yaşadığı skandalları detaylı açıklamama gerek var mı? sadece bir örnek: "londra'nın knightsbridge semtinde taraftarı olduğu chelsea'nin teknik direktörü jose mourinho'yla selfie video çekmek isteyen 14 yaşındaki taraftar ünlü teknik adamdan nasibini aldı. ingiliz gazetesi the sun'ın yayınladığı videoda jose mourinho'nun, kendisinden izinsiz selfie çeken bir taraftara saldırdığı görüldü."
mourinho futbol dünyasından farklı kişilerle yaşadığı polemikler, agresif ve mütevazılıktan uzak tavrı ile her zaman gündemin birinci sırasında yer aldı.
3- guardiola: faal olarak çalışan dünyanın en iyi teknik direktörlerinden. aynı guardiola bayern'in başında iken almanya süper kupa finali’nde borussia dortmund maçında kendi futbolcusu thiago alcantaraya tokat atmıştı. hemde trübünlerde ki binlerce seyircinin önünde.