2937
basın toplantısında kendisine soru soran gazeteci kılığındaki tetikçilere sert tepkiler vermesini anlıyorum zira damarına damarına basıyorlar. fakat hocam sen farkında mısın kimseye verilmeyen şans sana verildi. kimseye sabretmediği kadar sana sabretti bu kulüp. bu kadar yıpratma ne bizi ne de seni...
her teknik direktör kendine belirlediği,inandığı prensiplere göre takımını hazırlar, sahaya sürer ama her şey sahada belli olur. istediğin kadar antrenman yaptır, anlat, öğret. bu igor tudor için de geçerli. 20 temmuz 2017 galatasaray östersunds fk maçı nda da gördüm ki sahaya sadece bir kadro sürüyor ve kesinlikle b,c planları mevcut değil.
ikinci yarıya iyi de başlamıştık. 50. dakika civarıydı carol bir topu ıska geçti ve top taca çıktı. tribün tepkisiyle beraber kendisi değişiklik işaretini verdi. iyi de kim girecek diye düşünürken eren derdiyok u çağırdığını görünce biraz garipsedim açıkçası. ikinci yarı yeni başlamışken, 4 lü oynamayı beceremeyen adamlara 3 lü oynatmaya çalışmak... üstüne üstlük geçtiğimiz sezon üçlü savunma denediği hiçbir maçta savunmanın ortasında oynamamış ahmet çalık a bu görevi vermek.
futboldan anlamaya çok gerek yok ki! ahmet çalık karambolde en kilit zamanda topu uzaklaştıran, rakibin çok hareketli olmayan forveti ile boğuşarak onu yıldıran bir stoper. igor tudor un yaşadığı nasıl bir cinnet halidir, kontrolünü kaybetmişliktir anlamak mümkün değil. tribündeki kalabalığın %80 i bu tip bir hatanın gelmesini bekliyordu. şahsi fikrim o dakikada oyuncuya *tepki göstereceksen ya sahada o bölgede oynayabilecek bir adamını oraya kaydırırsın ya da yedekten o bölgeye adam alırsın. fakat bunların tamamı manasız! bu maç bu fevri hareketlerin maçı değildi. oyuna aldığın eren derdiyok ise bafetimbi gomis in oyununu bozmaktan kalabalık etmekten başka bir şey de yapmadı.
yine sınıfta kaldın ama hala bahaneler bahaneler.bir de şimdi moda oldu umut vermeye çalışmak her şeye rağmen. çok yazık!
ileride farkedeceksin ne büyük hatalar yaptığını. aslında bütün mesele de bu. yaşarken hatalarını farkedebilsen ders alırsın, vazgeçilmez olursun. şimdi ise git artık diye isyan ediyoruz.
her teknik direktör kendine belirlediği,inandığı prensiplere göre takımını hazırlar, sahaya sürer ama her şey sahada belli olur. istediğin kadar antrenman yaptır, anlat, öğret. bu igor tudor için de geçerli. 20 temmuz 2017 galatasaray östersunds fk maçı nda da gördüm ki sahaya sadece bir kadro sürüyor ve kesinlikle b,c planları mevcut değil.
ikinci yarıya iyi de başlamıştık. 50. dakika civarıydı carol bir topu ıska geçti ve top taca çıktı. tribün tepkisiyle beraber kendisi değişiklik işaretini verdi. iyi de kim girecek diye düşünürken eren derdiyok u çağırdığını görünce biraz garipsedim açıkçası. ikinci yarı yeni başlamışken, 4 lü oynamayı beceremeyen adamlara 3 lü oynatmaya çalışmak... üstüne üstlük geçtiğimiz sezon üçlü savunma denediği hiçbir maçta savunmanın ortasında oynamamış ahmet çalık a bu görevi vermek.
futboldan anlamaya çok gerek yok ki! ahmet çalık karambolde en kilit zamanda topu uzaklaştıran, rakibin çok hareketli olmayan forveti ile boğuşarak onu yıldıran bir stoper. igor tudor un yaşadığı nasıl bir cinnet halidir, kontrolünü kaybetmişliktir anlamak mümkün değil. tribündeki kalabalığın %80 i bu tip bir hatanın gelmesini bekliyordu. şahsi fikrim o dakikada oyuncuya *tepki göstereceksen ya sahada o bölgede oynayabilecek bir adamını oraya kaydırırsın ya da yedekten o bölgeye adam alırsın. fakat bunların tamamı manasız! bu maç bu fevri hareketlerin maçı değildi. oyuna aldığın eren derdiyok ise bafetimbi gomis in oyununu bozmaktan kalabalık etmekten başka bir şey de yapmadı.
yine sınıfta kaldın ama hala bahaneler bahaneler.bir de şimdi moda oldu umut vermeye çalışmak her şeye rağmen. çok yazık!
ileride farkedeceksin ne büyük hatalar yaptığını. aslında bütün mesele de bu. yaşarken hatalarını farkedebilsen ders alırsın, vazgeçilmez olursun. şimdi ise git artık diye isyan ediyoruz.