• 19
    benim de kafamda olan, çoğu galatasaraylının da hayalinde olan bir futbol. ama kafada olması yetmiyor, sahada uygulamak da gerekiyor. tudor saha konusunda ümitleri günden güne azaltıyor ama inşallah hepimizi afallatır kısa sürede.

    tempolu futbolla ilgili de 1-2 cümle yazayım. galatasaray gibi takımların istediği oyunu yakalaması için tek şansı var: kendinden güçsüz -kapanan- takımları yenecek kadar yetenekli, kendinden güçlü takımlara direnebilecek kadar güçlü ve tempolu oyunculara sahip olmak. sadece tempolu, basan eden ama yaratıcılığı vasat takımlarla avrupa maçlarında efsane direnişler göstersen bile ligdeki iç saha maçları rahatlıkla kabusa dönüşebilir. tam tersinde ise bir maç 6-7 atarken diğer maç biraz iyi basan bi takım seni futboldan soğutabilir.

    ideali; takımda mücadelesi, temposu yüksek ve yeter miktarda becerisi olan bir oyuncu grubunu barındırabilmek. galatasaray kadrosunda bu tanıma uyan en fazla oyuncunun bulunduğu sezonlar 96-00 ve 11-13 arası dönemde yaşandı bu da takımın hala özlenen futbollarını beraberinde getirdi.

    özet olarak tudor kafasındaki tempolu futbola uygun doğru dengedeki oyuncuları aldıktan sonra "kafasındaki tempolu futbol" bizim için iyi bir şey. ha sahada oynatamazsa gider, kafasındakini sahaya yansıtan biri gelir; en azından deriz ki eldeki malzeme iyi, al kafana göre oynat.
App Store'dan indirin Google Play'den alın