• 5093
    gelecegi zaten parlakti. 1980'lerin sonundan beri parlakti.

    almanya'daki iscilerin neredeyse tamami galatasaray'li olmus, yurticindeki taraftar sayisi ise daha 90'larin basinda fenerbahceye yetismisti.

    2000'de alinan kupa ile avrupa'daki turk olmayan muslumanlarin hatta 3. dunya ulkelerindeki futbolseverlerinin sempatisini/taraftarligini kazanmisti. halen de turkiye'deki en genis taraftar kitlesine sahiptir.

    peki kulubumuz gercekten vites buyutmek istiyor mu? ben de diyorum ki isteseydi zaten biz bugune kadar alip basimizi gitmistik. galatasaray'in sahipleri bunu istemiyor. galatasaray bir lisenin spor kolundan ote olsun istenmiyor.

    istense de turkiye'deki siyasi/sportif sistem bir takim kopsun gitsin istemiyor. fbjk basarisiz oldugunda taraftarlari tuketmiyor ve futbol endustrisi buyuk bir tuketici grubunu kaybetmis oluyor.

    2000'den sonra faruk suren'in borc kapatmaya yonelik yapmis oldugu kredi anlasmalari divan kurulu eliyle iptal edildi. buyuk borctan korkuluyordu. sonra o sirketle benim bildigim man utd anlasti. aig.

    daha sonra ne oldu? yonetim bu is adaminin elinden alindi ve canaydin doneminde yapilan borclanmalarin ceremesi riva'nin satisina kadar cekildi. dusunsenize lise eliyle kulup elden gidiyor denilerek gelinen bir surec ve bu surecin sonunda satilan tasinmazlar...

    o donemde yasadigimiz net olarak uefa kupasinin yukarida bahsettigim kitleler uzerinden ekonomik gelire dondurulememesi hatta bunun dusunulmemesi ve vitesin buyutulememesiydi. 2000-01 sezonundaki sikeli sezon da yurticindeki siyasi/sportif iradenin tezahurudur. yani hem iceriden hem disaridan...

    burada bir parantez acarak fatih terim'in arif erdem'e lucescu uzerinden laf cakmasini hatirlatmak isterim. burada yeni bir fraksiyonun isaret fisegini goruyoruz. "ben sana kiyak yaptim, sen artik bana borclusun ona gore yasa" desturu. bunu ileride 2008 sonrasi milli takim secimlerinde gorecegiz ve "minnet uzerinden motivasyon" yuzunden secilen sacma sapan kadronun basarisiz olmasi sebebiyle levent kizil federasyonu ile yollarini ayirmak zorunda kaldigini gorecegiz. kendisinin futbolcularla iliskilerini selcuk-mancini-prandelli-hamza donemine deginmek uzere burada birakarak ana konuya donuyorum.

    kulup parasal anlamda cikmaza girince hem taraftarin sevdigi hem de parasal anlamda eli kuvvetli adnan polat'a yoneldi kulubun sahipleri. inanin icleri kan agliyordu. etnik kokeni olsun, liseli olmayisi olsun kendisinden hazedilmiyordu. zaten. zencilerdendi. galatasaray genel kurulunun kendisini ibra etmeyip, darbeyle yollamasi ancak dursun ozbek'e dis gecirememesi tamamen arkasindaki divan destegiyle alakalidir. dursun ozbek kulubun sahiplerinin adamidir. adnan polat da dursun'la ayni ozellillere sahip olsaydi ibra edilirdi. iktidarmis, taraftari satmismis hikaye. simdi buradan ibra edilirdi edilmezdi tartismasi ciksin istemiyorum onemli olan divan kurulunun olaylara bakis acisidir. dursun ozbek yonetimi de basta cengiz ozyalcin olmak uzere taraftara saygisizlik etmis, takimi devamli saray'a goturmus bir yonetim en nihayetinde.

    gelelim aysal'a. galatasaray'in bu sene riva projesine girmesi ve sermaye arttirimi yapabilmesi. hatirlanacaktir unal aysal'a hem kulupten hem de spk eliyle siyaset tarafindan verilmeyen izinler bunlar.

    unal aysal, tipki polat gibi parasal sebeplerle baskan olsun istenmis senelerce suren boykotu kalkmis ve baskan olmustu. galatasaray'in buyumesinin onundeki engelleri gormus ve kurumsallasma calismalarina baslamisti. divanla arasi tam da bu yuzden aciktir. kurumsal yonetim demek birkac dedenin 30 milyonluk lulubu kafasina gore yonetememesi demek. yonetimin 30 milyonluk taraftara hesap vermesi demek. 10 tane dedeye degil. bir is adami olarak unal aysal kendi tabiriyle futbol takimina yatirimlar yapmis, yatirimlarin karsiligini alinca vites buyutme yoluna gitmek istemisti. sneijder, drogba ve genc gelecek vadeden oyunculari almisti. bugun hajrovic transferi elestirilir ama mesela gelmeden once kendisi takiminin en iyi oyuncusuydu ve gelecek vadediyordu. ontivero da ayni sekilde. tutan oyunculari ise hep karli satilabilen oyunculardi.

    fatih terim meselesini dogru idare edememesi, onun basta selcuk olmak uzere yerli oyuncular uzerindeki arif/lucescuvari iliskisini bilememesi, getirdigi prandelli'nin gercekten uluslararasi bir overrated balon olusu gibi etkenler basarinin gelmesine engeldi.

    burada az sayida kisiyiz herkes birbirinin ne dusundugunu 3 asagi 5 yukari biliyor. samimi olalim. selcuk inan sneijder'dan daha uzun suredir top falan oynamiyor. ne hikmetse de kendisinin top oynamayisi mancini'nin ilk macina rastlar. bakin ben gozumle gordum. gercekten o maclarda top oynamadi. istemedi oynamak. kendisi de hocanin verdigi gorevle ilgili oldugunu acikladi. ben ikna olmadim. yani oynamadigini kendisi de biliyor. sebebi hoca diyor ben de terim ile olan iliskisi diyorum.

    fatih terim'in o donem oynattigi futbol ve kadro yapisina bakacak olursak 4 4 2'yi oynatabilmesinin yegane sebebi elmander'di. 4 tane mucadeleci oyuncu aciklarin kanat oyunculari olmamalari pahasina oynatiliyor, elmander'in presi ise adeta 5'li ortasaha yapiyordu. bin senedir oldugu gibi top ona sisiriliyor o indiriyor tutuyor bekliyor dagitiyordu. elmander'in gisidiyle terim iyi futbol oynatamamaya basladi. burak'i prese zorladi, sneijder'i hemen forvetin yaninda dusunemedi.

    teknik olarak sneijder'i istememesi tamamen egosaldi. pekala ikinci forvet gibi oynatilabilirdi. sen yine ortasahani dinamik tutarsin, pres yapan forvetini bulursun yanina sneijder'i koyarsin.

    konuyu dagitmayalim, unal aysal'in yeniden yapilanmasi iceriden disaridan saldiriya ugradi ve tam 3 sene galatasaray geri planda tutuldu. divan da bu gidisata canak tuttu. 3 sene diyorum cunku hamza senesindeki sampiyonluk bile geriye dogru atilmis bir adimdi.

    galatasaray'in ileriye dogru atacagi adimlar profesyonel yonetimle olabilir diye dusunmekteyim. 100 yasi askin insanin laf gecirdigi 5000 kisilik genel kurulla, direkt bagimli taraftar grubu seklindeki bir orgutlenmeyle de yerel, maksimum 3 senelik basarilar elde edilebilir gorusundeyim. bu da taraftarin vizyonuyla bire bir alakalidir. eger taraftarlar 10 sene icinde 4 sampiyonluga 2 ceyrek finale fitse yapacak birsey yoktur. ne yazik ki benim gordugum taraftarin genelinin sampiyonluga endeksli olusudur. fbjk ustunlugu onlar icin yeterli. kendimi bu acidan sanssiz hissediyorum. galatasarayli olusum 87 sonrasina tekabul eder ve hayallerim her zaman avrupa sampiyonlugu uzerineydi. real galibiyetleri elendigimiz icin sadece huzundur bana. fbjk yapamiyor diye sevinmelerim hep buruktur.

    bahsettigim divan yonetim sekliyle gelecek 3 senelik basarinin sonunda alinacak dunya yildizi ve diger yatirimlar da 3 senelik ic/dis baskisiyla yasatilan duraklama doneminde heder olacak ve borc hanesine yazilacaktir kanaatindeyim.

    ivan'a mesaj atmak istedim umarim sen hakli cikarsin diye sanirim vaktiyle bana kizmis mesaj atamaz olmusum. buradan sesleniyorum umarim kendisi hakli cikar ve bu kapital girdisi bir sekilde uzun vadeli gelisimi yakalar.

    eger bir 5. buyuk avrupa takimi olacaksa en buyuk potansiyel galatasaray'dir. bu kuru kuruya bir vizyon degil. bu avrupa'nin sosyolojik ve ekonomik yapisinin bir gercegidir. 1989'dan beri bu firsata sahiptik. 3 defa teptik. umarim yine tepilmez ama benim cok umidim yok. sneijder evet eski yildiz olarak gonderiliyor ama selcuk bu takimda ustelik melo'nun ve sneijder'in gonderilmesinden sonra kaliyor ve yerine oyuncu bakilmayacak kadar ovuluyorsa daha once de dedigim gibi. cacik olmaz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın