• 5052
    geçen 19mayıs cuma gününün resmi tatil olması ile hanım ile bastık ege sahillerinde bi otele gittik. otel 3 basamaklı yaşlara ulaşmak için azimle yaşayan amca ve teyzelerle dolu idi. halbuki gördüğüm güzel atmosferlerden birine sahipti. deniz çarşaf gibi, yeşillikler, ağaçlar, çiçekler, sakinlik, durgunluk, kararların geldiği gök filan. efsaneeee...

    derken plajdakiiskelede bir türk bayrağı bir de enlemesine sarı kırmızı bir bayrak gördüm. aha dedim, işte be, cimbomlu adam gibi bi adam buranın işletmecisi, iyi ki buraya gelmişiz. eşime dedim, "aşkım sen oyalan ben buranın sahibini bulacam". tamam dedi, viskisine buz atıp denizin tadını çıkarmaya başladı ama ben 16. yüzyılda papaya suikast için gönderilen bir osmanlı casusu edası ile önce otel görevlilerinin yanından geçtim, sonra resepsiyona gidip otel sahibinin odasından çıkmasını bekledim. ben odayı gözledikçe adam çıkmadı, o çıkmadıkça ben bekledim. telefondan prison break izlerken adamlar hapishaneden 2 kere kaçtı ama müdür bi türlü odadan çıkmadı. tam ana karakterlerden biri aşk olaylarına girecekken müdürü gördüm. telefon elimden düştü, o bıyıklarına baktım, boya endama baktım, "yavaş yürü yiğidim, ölümü korkutuyorsun" dedim içimden. derken adam bana doğru yaklaştı, "aha" dedim, "iki cimbomluyu kan çekti". adam bana doğru yaklaşırken "welcomeeee welcomeeee" dedi ve arkadan gelen turistlere doğru el uzattı. olsun dedim, adam harbi cimbomlu, yerliye değil, yüzünü batıya, batının ahlaksızlığına çeviriyor. uzağa gidip bir bira aldım, onların da pool barda kokteyllerini içmelerini bekledim.

    abe sokam, yazarken sıkıldım.
    oteli gezerken mavi bayrak panosunu gördüm, meğer o bayrak cankurtaran bayrağıymış. içimden drogbanın golünden sonra bayrağını kaldıran yan hakeme ettiğim küfür geldi
    "o bayrak senin g.tüne girsin"

    o bayrak: https://www.onlinecankurtaran.com/...n31032017010223.jpeg
  • 5053
    acı ama gerçek, her şubesiyle beraber felakete doğru sürüklenmektedir. önümüzde transfer sezonu var ve görünen o ki spor kulüplerinin başına gelmiş geçmiş en kötü yönetimlerinden, en kötü başkanlarından biriyle giriyoruz bu sezona. sanıyorum olağanüstü genel kurul için de yeterli sayıda imza toplanamadı ve toplanamayacak. geçirdiğimiz 2 sene gösteriyor ki bu adamların herhangi bir konuda doğru karar alma şansı yok. şimdiye kadar yaptıkları en iyi hamle diyeceğimiz hamza hamzaoğlu'nun gönderilmesi bile zamanlama olarak son derece hatalı, durum o kadar vahim. bu adamların başarısızlıklarını anlatabilecek kelime türkçe veya başka bir dilde henüz yok. sadece başarısız bir yönetim demek kendilerini tanımlamıyor, çok başarısız da değiller. tanımlayamıyorum ama bambaşka bir boyut getirdiler başarısızlık kavramına. yani başarısızlık denilen olay alınan yanlış kararlardan doğar, bunlarınki sadece alınan yanlış kararlardan ibaret değil. doğru karar alsalar da sonucu yanlış bir yere varıyor en nihayetinde, ondan dolayı kelime bulamıyorum, tarihte kimse bu kadar mal olamaz diye böyle bir kelime üretmemişler, tüm zorluk ondan kaynaklanıyor. ama insanlığı böyle bir kelime üretmediler diye suçlayamam, bu kadar kazmayı ben de ilk kez görüyorum, 300 sene yaşasam yine göremezdim. galatasaray yönetimine geçirdikleri her gün galatasaray'a ayrı bir zarar katıyor, mesela bugün olcan adın'ın tazminatı patladı bir tarafımızda, yarın öbür gün 1.5 milyon euro verip aldıkları ryan donk'un yıllık maaşını düşünmeye başlayacağız, sonra cavanda'yı falan göndermeye çalışacaklar(elbette gönderemeyecekler) bu sefer cavanda'nın yıllık maaşı bela olacak başımıza, belki brumayı da podolski gibi bedavadan biraz pahalıya satacaklar, böyle uzayacak gidecek. bunlar yine ufak tefek zararlar birkaç sene sonra riva ve florya'nın kelepir fiyata satıldığı iyice gün yüzüne çıkacak, bela okunacak. bunlar yetti mi? yetmedi. daha önümüzde koca bir transfer sezonu var, tüm bu mevcut durum yetmezmiş gibi tutup getirecekleri abuk sabuk adamların kontratları da en az 3 senelik olacak, en az 2020'ye kadar kadromuzda göndermeye çalışacağımız futbolcular dolacak.

    fenerbahçeli arkadaşlarım aziz yıldırım'dan dert yanarken her zaman şunu savunmuştum, galatasaray'ın başına hem başarısız olup hem de gönderilmeyecek bir başkan asla gelmez. ne kadar sevmesem de benim için galatasaray lisesi bunun teminatıydı aslında. gördük ki çok büyük yalan dolanmış liseli aydınlarımız da. hep beraber yok oluşu seyrediyoruz, çıtları çıkmıyor. meğer galatasaray da bildiğin fenerbahçe gibi bir yapıya sahipmiş. hayır öylesine bir sessizlik var ki 3.senede de aynı felaketi yaşadıktan sonra gene çıtları çıkmayacak gibi. adnan polat'ın bir tarafına teneke bağlanarak ibra edilmemesi, ünal aysal'ın olağanüstü kongreye gitmek zorunda kalmasının üstünden çok da sene geçmedi halbuki. o zaman bu kadar hırgür çıkaran bu liseli aydınlardan şimdi 1600 tane imza çıkmıyor mesela. neden? tamam biz "fan"ların kulüp üzerinde hiçbir etkisi yok, onu anladık da galatasaray'ı ne uğruna sattınız, bu yönetimi göndermenizde engel olan sebep ne çıkın adam gibi onu söyleyin bari. hiçbir şey üzerinde hakkımız yok da bunu bilmeye de mi hakkımız yok en azından?

    önümüzdeki sezon için şunu transfer etsek iyi olur, stoperde serdar aziz döner yanına yabancı stoper alırız, bir dinamik orta saha alırız, bir süper forvet alırız diye heyecanlanan arkadaşları görüyorum. gerçekten sizin gelecek sezon sonunda çok üzülmemeniz için söylüyorum, bu yönetim gitmediği sürece sizin dediğiniz adamları alsalar da bu takım başarılı olamayacak, çok açık ortada. hatta yarın gitseler bile enkazı toparlamak 2011/2012 sezonundaki kadar kolay olmayacak. şike sürecinden dolayı zayıflayan bir fenerbahçe, yılların loserı beşiktaş da yok artık. yarın gitseler ancak gelecek yıllar için ümitli oluruz kaldı ki onu da yapmıyorlar. yahu adamlar yeni sezon formasını tanıtırken bile 14 sene şampiyon görmedik 2 seneden ne olacak falan diye tanıtımı yapıyorlar, hedefi baya büyük tutmuşlar yani, yeni bir rekor kırar mıyız diye hesap kitap yapıyorlar. ne bileyim, heyecanlanan arkadaşlar görüyorum onlar için üzülüyorum, ondan bunları dolayı yazmak istedim. yemin olsun şu kazmaların gitmediği her gün ayrı ayrı üzülüyorum, işin kötüsü alışıyorum da galatasaray'ın düştüğü bu saçma duruma. 2 sene sonra uefa'ya katılma hakkı kazandık diye sevineceğiz diye korkuyorum bir yandan da. inşallah ben manyağın tekiyimdir ve çok fazla paranoya yapıyorumdur bu konuda.
  • 5054
    ruhunu kaybetmiş olan camia. ben açıkçası taraftarda, sporcularda, yönetimde bir ruh göremiyorum. örneğin duygun yarsuvat döneminde veya ünal yasal döneminde yukarıda saymış olduğum unsurların tamamında bir ruh, inanmışlık vardı. ortak bir hedefe herkes inanıyor ve gücü ölçüsünde bir şeyler yapıyordu ama su an biz bunu kaybettik ve bana göre şampiyonluklardan, başarılardan daha önemli olan da bu inanctir. bunu tekrar inşa etmek de kolay olmayacaktır. ancak eninde sonunda bu ruh inşa olacak.

    ruhun tekrar inşası için atılması gereken ilk adım bu yönetimin gitmesidir. nasıl, ne şekilde olur bilmem ama bu yönetim gitmelidir ve gidecektir. su an açıkçası galatasaray ile ilgili tek ilgilendiğim nokta yönetimin gitmesi. transfer, forma, maçlar falan umurumda değil. bu yönetim gittikten sonra ben bunlarla tekrar ilgilenmeye başlarım.
  • 5056
    sadece kulüp ile taraftar arasındaki bağ değil, taraftar arası bağı da oldukça zayıflamış kulüp. kendi adıma, futbolcuların çoğundan sahada üstlerinde forma olduğu sırada desteklemekle beraber insan olarak hoşlanmıyorum.

    neden 2008'de lahm'ın golünden sonra tanıdığım herkes hayal kırıklığına uğramışken 2016'da irlandalı bir adamın italya'ya attığı gol sonrası içinde hiç irlandalı olmayan insanlarla beraber istemsizce kahkaha attıysak o yüzden.

    bu sezon galatasaraylıların sözlüğünde bursaspor'un galatasaray'ı yenmesini can-ı gönülden isteyen, troll falan olmayan insan gördüm ben.
  • 5057
    isterdim, fakat kürtçe bilmem.
    buna rağmen tınısını beğendiğim şarkı veya türküler olduğunda, çevirisini öğrenmeye çalışırım.

    geçtiğimiz günlerde aynur adlı bir şarkıcının şire isimli parçasında su mısraya denk geldim, çok kullanılan bir deyimmiş:
    "değerli bir kadın kötü bir erkeğin eline düşende, itin önüne atılmış mundara döner."

    benim aklıma direkt galatasaray'ı getirdi bu sözler, normal değil tabii, belki de armaya dair olan pesimist ruh halimden.
    ancak hem kötü, hem it, hem de mundar aynı simayı getirdi gözlerimin önüne, pek yazık.
  • 5059
    türkiye'nin en büyük spor kulübüdür. hala öyledir. ama biraz daha geç kalırsak değişecek bu gerçek. galatasaray hiç bu kadar aşağılanmamış, aciz ve komik duruma düşürülmemişti. canaydın dönemini de hatırlıyorum, adnan polat dönemin de. o ikisinin döneminde yine de belli bir ağırlığımız vardı. yanlış işler yapıldı tabi. bir dolu yanlış yapıldı. ama yanlıştı işte yapılanlar, skandal değildi.

    bugünkü yönetim yanlış yapmıyor, en ufak hareketi skandalla sonuçlanıyor. adam gibi becerdikleri hiç bir icraat yok. yıllardır fbjklı'lar bile arazilerimizin varlığından endişe ederlerdi. o araziler değerlendirilip devreye girdiğinde biz alıp başımızı gidecektik. onlar söylüyordu bunu. şimdi elimizden uçup gitti bu araziler. ne elde ettik peki; 0 koskoca bir sıfır. avantajımızı elimizden aldılar. artık fener'den beşiktaş'tan fakımız kalmadı. stat yerinden de kovulmuştuk zaten. statlar kulüplere devredildiğinde anlaşılacak asy arazisini terk etmemizin ne demek olduğu.

    stadı aldılar elimizden, arazilerimizi de aldılar. bir adımız kaldı geriye, onu da alıyorlar, alacaklar. eğer biraz daha reaksiyonsuz kalırsak önce trabzonspor'a dönüşeceğiz, sonra bursaspor'a, en sonunda akhisar olup çıkacağız.
  • 5061
    milyar dolarlık arazilere, adaya, tesislere sahipken varlık içinde yokluk çeken kulüptür. riva ve florya'yı kimsye peşkeş çekmeden öyle bir değerlendirirdik ki uçar giderdik. kalamış ve ada'dan da öyle projelerle öyle paralar kazanabilirdik ki her sene 3 tane sneijder alırdık, zerre de dokunmazdı. daha sportif başarılardan ve kulübün isim değerinden doğacak gelirleri söylemiyorum bile.

    yani inanılmaz bir şey. hep övünürüz galatasaray lisesi şöyle galatasaray lisesi böyle diye. şu varlıkları bu kadar kötü değerlendirecek başka bir grup yok dünya üzerinde. şu süreci nerde anlatsan dayak yersin. öylesine rezalet yönetildi, yönetiliyor. inanılır gibi değil.

    ada diyorum, hava limanının üzerinde devasa bir arazi diyorum, yine bir dairenin ortalama 1-1.5 trilyona satıldığı bir yerde büyük çaplı bir arazi diyorum. gelinen noktaya bak.

    utanmasalar bu kadar varlığa rağmen el açıp dilenecekler anasını satayım...
  • 5065
    gerçekten bu ülkede rakibi fenerbahçe falan değil sadece içindeki yapılanmadır.

    2000 yılında zirve yapan kulübün, marka değerinin, futbol takımının, yönetimine ve başkanına saçma sapan sebeplerle el çektirilmesini açıklayabilecek bir tanım mevcut değil. başarılı olduğu zaman ilkleri gerçekleştiren, ilkleri gerçekleştirmese bile daha önce başardıklarını tekrarlayan bir yapımız var.

    hal böyleyken derin galatasaray mıdır lise midir her ne ise bariz şekilde göstere göstere kulübe dinamit koyuyor. yoksa 2000 yılından sonra bir lyon bir porto olmamız zor değildi. bu koşullar içinde günümüzde yine 2013 itibariyle zirve yapan takımın düşürüldüğü durumu sinirle izliyoruz.

    galatasaraylıyım diyen adamlar bunu yapamaz. göz göre göre bir kulübün kaderiyle bu şekilde oynayamaz. ne zaman bu kan emicilerden kurtuluruz, işte o zaman başarısız da olsak, sebebin gizli eller değil kendimiz olduğuna inanırız.

    zaten bu hayatta en kötü şey kaderinizin başkalarının elinde olmasıdır. iyilik de kötülük de gelecekse kendi elimizden gelmeli. kendi ipimizi kendimiz çekmeliyiz.
  • 5066
    geçenlerdeki hisse satışının miktarını %100'e vurdum da kulübün değeri 160m € falan yapıyor. biraz daha böyle giderse aramızda para toplayıp alınabilecek seviyeye gelecek heralde.

    tabi bu finans-borsa işiyle alakalı çok bir bilgim yok; direk olarak böyle hesaplayamayız yani; ama avrupadaki kulüplerin çoğunun 250-300m gibi rakamlara satıldığını, değer biçildiğini görünce muhtemelen değerimiz bu civarda bir rakamdır.

    edit: 2016 kpmg analizlerine göre fenerbahçe 250m € ile türkiyenin en değerli kulübüymüş bu arada. bizde 220 civarı falan.
    https://assets.kpmg.com/...opean-elite-2016.pdf
  • 5071
    siyasi güç tarafından üzerine operasyon yapılmakta olan camia. malları 3-5 kuruşa hiç edilip, dursun ile futbol takımını vefaspor haline getirmek istiyorlar. hem mallarımıza hem kulübün başarılarına alenen saldırıyorlar. bir yandan şikeciler son dönemde iyice hükümete yanlıyor, şöyle pozlar veriliyor; https://pbs.twimg.com/media/DCJk6YxXcAA6xEa.jpg

    kısaca taraftarı ayık olmalı ve kimse kusura bakmasın galatasaraylılık ve reisçilik aynı vücutta olmuyor....
  • 5073
    her sene daha ne kadar kötüye gidebilir diye düşünürken daha da kötüye giden takım. bir şeyler yazmak istiyorum ama ne iyi bir analiz yaparım ne de iyi yazı yazarım. sadece düşünebiliyorum ve bu düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

    kulübümüzün maddi durumu ortada. bazı yazar arkadaşlar durumu çok güzel özetleyen bilgiler de vermişti. riva ve florya satıldı. ada elden gidiyor. store satışları yerlerde, kombine alan yok, maça giden yok. localardan beklenen gelir yok ve sporculara ödenen maaşlar çok yüksek. biz hala onu alalım, bunu alalım derdindeyiz. geçen sene de benzer bir dönemden geçtik. yapmayalım transfer bir iki oyuncu alalım kafi dedik ama bir ton transfer yapıldı ve sonuç ortada. bu sene de her yere saldırıyoruz. kardeşim para yok, gereksiz oyuncu alma ama yok taraftar transfer bekler.

    şimdi bakıyorum amatör branşlara, son dönemlerde ciddi başarılarımız vardı. şimdi bakıyorum kadın basketbol takımı ve erkek basketbol takımı ligde kalma yarışı verecek duruma sokuluyor. erkek voleybol takımı playoff yapamıyor. kadın voleybolda takım beklenmedik şekilde final yapınca bir atılım var. tekerlekli sandalyede ise yıllardır namağlup aldığımız şampiyonluğu kaptırdık. sürekli bütçe kısıyoruz, başarılı yapıyı bozuyoruz, oyunculara maaş ödemiyoruz. ne yapmaya çalışıyoruz anlamıyorum. kapatacaksanız kapatın ama yok bir taradınız yemiyorsa o zaman da şamar oğlanına çevirmeyin bu branşları.

    şimdi belhanda transferi konuşuluyor. konuşulan bonservis de 8 milyon euro. sorarım size gerçekten bizim belhanda'ya ihtiyacımız var mı? hadi yapacaksın transfer anladık da belhanda kim? sneijder bize 28 yaşında geldi ve 7.5 milyon euro verdik. 8 milyon euro verecek ne yaptı bu belhanda bu zamana kadar? bu takım stoper, sağ bek, sol bek, orta saha, forvet almadan kapatmayacak bir kere transfer sezonunu. bana kalsa sadece kiralık yada bonservisi elinde olan adamlara yönelirim, altyapıdan çocuklara şans veririm ama anladık yapacaksınız neden belhanda? ona vereceğin parayı bütün amatör branşlara dağıtsan her branşta katıldığın avrupa kupasını alırsın. ama bizde o vizyon yok.

    futbol takımının maaş bütçesi almış başını gitmiş. rakiplerimiz bizim yanımıza yanaşamıyor. ama biz akıllanmıyoruz, elimizdeki az kazananı ve yararlıyı yolluyoruz ve daha kötüsünü daha fazla paraya getiriyoruz. bu işte yanlışlık var. başakşehir elia'ya 1.2 milyon euro verdi, biz ise rodriguez'e 3.5. bonservisi elinde olan bir ton topçu var ama biz en az 3 milyon euro vermek peşindeyiz. belhanda, gomis transferde sona yaklaştığımız oyuncularmış. eğer konuşulan paralar doğruysa bruma'dan gelen para gitti üstüne de biz para verdik demek. ve hala taraftara bakıyorum gelsin diyorlar. neymiş ahmet çalık'a, serdar'a vereceklerine bunlara versinmiş. kardeşim o da yanlış bu da yanlış. neden her sene yanlış yapmak zorundayız. bir kere de doğru yoldan gidelim, olmuyor mu?

    ben artık dönülmez bir yolda olduğumuzu düşünüyorum da biraz bile umut vardı ise bu transfer sezonundan sonra o da kalmayacak. ne olacak halimiz bilmiyorum ama bizi bir bu gelen yönetimler bir de sosyal medyayı kullanan genç taraftar kitlesi bitirdi. adamların ne kadar kafası basmıyor olursa olsun sizden daha zekiler. iki transfere tav olacağınızı biliyorlar tıpkı geçen sene yaptıkları saçma sapan transferler gibi.

    neden bir insan bir spor takımını bu kadar düşünür bunu açıklayamıyorum ama durum vahim. dediğim gibi iyi analiz yapamam, öngörülerim de çok sağlam değildir ama benim gördüğüm bu kulübün geleceği yok. umarım bir şeyler değişir yoksa eski maçları açar bir zamanlar böyle bir takımımız vardı diye ah çekeriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın