• 210
    tam babıali adamı olmuş. hayırlı olsun.

    medya dünyasında belli seviyenin üstüne çıkmış adamların yanına beş metreden fazla yaklaşamazsınız. siyaset yazanı da böyledir, magazin yazanı da böyledir, yemek tarifi vereni de. kendileri bunu zaten talep eder, çevrelerindeki insanlar da, hizmet aldıkları garson da, bindikleri taksici de bu halet-i ruhiyeyi destekler. "aman şimdi köşesinde yazar, rezil eder beni" diye korkar birçoğu. uğur bu seviyede değil tabii ki ama zihniyete iyi ayak uydurmuş. ben bu sözlüğe yıllardır login olmuyorum *, okuyucu olarak da iki-üç haftada bir anca. uğur en son bıraktığımda "ben eleştiriye açığım" diye başladığı paragrafı kendisini sözlükte eleştiren bir yazara lanlı lunlu konuşarak bitiriyordu. twitter'daki hali de ortada.

    neyse, karakteri hakkında konuşmaya gelmedim ben zaten. sektörü tanımayan varsa diye malumun ilanı minvalinde ufak bir açıklamaydı.

    başka zamanlarda da kızıp hakkında yazmak istediğim şeyler oluyordu ama özellikle ülkeyi ve medyayı yeni yeni tanımaya başlayan taraftarlara önemli bir şey söylemeye, acizane abi tavsiyesi vermeye geldim ben bugün.

    uğur'la aynı nesildeniz diyebiliriz. kendisi de onaylayacaktır şu söyleyeceğimi: televizyonda galatasaray medyası diye bir şey hiç olmadı. gazete olayını bilmem, yaşım yetmez birçok büyüğümüze. özel televizyon neslindenim daha ziyade. televizyonlara galatasaray kontenjanından çıkan adamlardan biri mesaisinin tamamını anadolu takımı övmeye ayırmıştı, birinin tribüne çıkıp taraftara yumruk atmışlığı var, biri spor programı ayağına ayak kaydırma turnuvası düzenliyor, biri sırf makara olsun diye çıkıyor vesaire. örnekler çoğaltılabilir ama gerek yok. herkesin bildiği şey. bana göre şu sıralar televizyondaki en komik adam olan serdar ali çelikler'in her gösterisinde tekrarladığı "galatasaray medyası fenerbahçe medyasından daha güçlü" esprisine, hele ki sektöre girdikten sonra, benden de çok gülüyordur uğur.

    şuna bağlayacağım. bizim nesilden kimse, televizyondan galatasaraylı olmadı. hatta hangi kanalı açsa takımının övülmesi zevkini de tadamadı hayatında. 18 mayıs 2000 günü ntv isimli bir televizyon kanalında öğleden sonra bir saatte yayınlanan spor bülteninin fenerbahçe'yle başladığını dün gibi hatırlarım. hal böyle olunca konvansiyonel medyadan, kulübümüzün lehine herhangi bir beklentimiz yok. genç arkadaşlara da bunu söylemeye geldim zaten. siz zaten sosyal paylaşım sitelerinin ana haber kaynağı olduğu bir dünyaya doğdunuz ama internet kesilince veya paketiniz bitince falan mecburen açtığınız spor programlarındaki adamların hiçbiri galatasaray'ın menfaatlerini umursamıyor. çok büyük bir çoğunluğu galatasaray'ın kötülüğünü istiyor. medyadan hiçbir beklentiniz olmasın.

    uzun lafın kısası, televizyonda spor yorumcususun diye abartılacaksan olmayıver, olur biter, çok sorun değil. ne bizim umrumuzda galatasaray'ın televizyondaki temsili, ne de bundan sonraki nesillerin umrunda olmalı.

    bu ülkenin ne genel hayatımıza, ne de kulübümüze olumlu etkisi olmayacak bir vatandaşının daha yirmi beş metrekarelik dokunulmazlık hakkı kazanmasına gerek yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın