1601
şenol güneş için kimse kavga etmiyor. olayı yanlış anlayan bazı yazarlar haricinde tabi. olayın özünü bir kez daha yazmakta fayda var;
1-şahsen ben adalet istiyorum. hem kendim için, hem başkaları için, hem takımım için hem de tüm takımlar için.
2-adaletsizlik dün trabzon'a yapıldığında da aynı şekilde karşı çıktım ve şenol güneş ve takımını savundum. şimdi o entrylerimi bulup buraya koymaktan zül duyarım. isteyen araştırabilir. hemen bütün sözlük yazarları da aynı şeyi yaptılar.
3-beşiktaş'ın ve şenol güneş'in başarıları bizi asla üzmez. hatta başarılı olmalarını da gerçekten isteriz. yani hazmedemediğimiz iddiası ve zannı da çok yanlış. hazmedemeyenler varsa ayıp ederler. hatta bırakın beşiktaş'ı sevmediğimiz fenebahçe'nin başarıları dahi beni üzmez. başkalarının mutluluğundan üzüntü duyan, acılarından mutluluk duyan benim nazarımda hastalıklıdır.
ancak bütün bunlar;
1-yapılan ve kasti olduğuna inandığımız hakem hatalarını görmezden gelmemize neden olamaz. onlara itiraz etmemize engel olamaz. aynı hatalar bizim lehimize yapıldığı zaman da bu itirazları yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
2-düşünün şampiyonluk yarışındaki iki büyük takımın derbi maçını dahi (galatasaray-beşiktaş) pazartesi gününe aldılar. tarihte böyle bir örneği yoktur herhalde. herhangi bir zorunluluk yoktu üstelik. şimdi ben bu adaletsizliğe karşı susup oturacak mıyım? maçta hakem bülent yıldırım verdiği penaltı kararını bir dakika sonra geri almasına sessiz mi kalacağım?
3-ben diyorum ki siz burada haksızlık yaparsınız, daha güçlü olan da size aynısını yapar. onun için mümkün olduğu kadar adil olun ki siz de haksızlığa uğramayasınız.
4-şampiyon olmuş beşiktaş taraftarını kutluyorum çünkü onların bir taraftar olarak hiçbir kusurları yoktur ve sevinmek de hakları. (sosyal medyada küfreden akıl hastaları hariç) ancak aynı şey şenol güneş ve beşiktaş için geçerli değil. onları kutlamak içimden gelmiyor. bunda ne var. gayet makul bir tepki.
5-bugünkü kadar çok maç yayınları ve imkanlar olmamasına rağmen, sadece bir ankaragücü maçını (bakın sadece ankaragücü maçı) baz alarak bizim 1992/93 şampiyonluğumuza pislik atmıyor mu bu şerefli ikinciler. kendi ikinciliklerine şerefli diyerek birinciliğimize şerefsiz iması yapan bunlar değil mi? her fırsatta o maçı pişirip pişirip önümüze koymuyorlar mı?
6-en iyi futbol oynayan takım beşiktaşmış o nedenle itiraza gerek yokmuş diyenlere diyorum ki; puanı iyi oynayana değil maçı kazanana veriyorlar. üstelik bu sezon beşiktaş dahil bütün takımları adeta sürklase eden başakşehir daha iyi futbol oynadı. o zaman şampiyonluğu onlara mı vereceğiz. aynı argüman 1992/93 sezonu için de geçerli ise bunlar neden her fırsatta pislik atıyorlar o şampiyonluğumuza. düşünün o sezon beşiktaş'ı adeta ezmişiz. yanılmıyorsam beş kez karşılaşmış beşinde de yenmişiz. o zaman o sezona ilişkin pislik atma huylarından vazgeçsinler.
her şeye rağmen sezon bitmiş beşiktaş şampiyon olmuştur. daha fazla konuşup çene yormaya gerek yoktur. bizim için önemli olan bundan sonrasını iyi planlamak ve yeni zaferler kazanmak. enerjimizi ve motivasyonumuzu başkalarıyla didişmeye harcayamayız.
nokta...
1-şahsen ben adalet istiyorum. hem kendim için, hem başkaları için, hem takımım için hem de tüm takımlar için.
2-adaletsizlik dün trabzon'a yapıldığında da aynı şekilde karşı çıktım ve şenol güneş ve takımını savundum. şimdi o entrylerimi bulup buraya koymaktan zül duyarım. isteyen araştırabilir. hemen bütün sözlük yazarları da aynı şeyi yaptılar.
3-beşiktaş'ın ve şenol güneş'in başarıları bizi asla üzmez. hatta başarılı olmalarını da gerçekten isteriz. yani hazmedemediğimiz iddiası ve zannı da çok yanlış. hazmedemeyenler varsa ayıp ederler. hatta bırakın beşiktaş'ı sevmediğimiz fenebahçe'nin başarıları dahi beni üzmez. başkalarının mutluluğundan üzüntü duyan, acılarından mutluluk duyan benim nazarımda hastalıklıdır.
ancak bütün bunlar;
1-yapılan ve kasti olduğuna inandığımız hakem hatalarını görmezden gelmemize neden olamaz. onlara itiraz etmemize engel olamaz. aynı hatalar bizim lehimize yapıldığı zaman da bu itirazları yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
2-düşünün şampiyonluk yarışındaki iki büyük takımın derbi maçını dahi (galatasaray-beşiktaş) pazartesi gününe aldılar. tarihte böyle bir örneği yoktur herhalde. herhangi bir zorunluluk yoktu üstelik. şimdi ben bu adaletsizliğe karşı susup oturacak mıyım? maçta hakem bülent yıldırım verdiği penaltı kararını bir dakika sonra geri almasına sessiz mi kalacağım?
3-ben diyorum ki siz burada haksızlık yaparsınız, daha güçlü olan da size aynısını yapar. onun için mümkün olduğu kadar adil olun ki siz de haksızlığa uğramayasınız.
4-şampiyon olmuş beşiktaş taraftarını kutluyorum çünkü onların bir taraftar olarak hiçbir kusurları yoktur ve sevinmek de hakları. (sosyal medyada küfreden akıl hastaları hariç) ancak aynı şey şenol güneş ve beşiktaş için geçerli değil. onları kutlamak içimden gelmiyor. bunda ne var. gayet makul bir tepki.
5-bugünkü kadar çok maç yayınları ve imkanlar olmamasına rağmen, sadece bir ankaragücü maçını (bakın sadece ankaragücü maçı) baz alarak bizim 1992/93 şampiyonluğumuza pislik atmıyor mu bu şerefli ikinciler. kendi ikinciliklerine şerefli diyerek birinciliğimize şerefsiz iması yapan bunlar değil mi? her fırsatta o maçı pişirip pişirip önümüze koymuyorlar mı?
6-en iyi futbol oynayan takım beşiktaşmış o nedenle itiraza gerek yokmuş diyenlere diyorum ki; puanı iyi oynayana değil maçı kazanana veriyorlar. üstelik bu sezon beşiktaş dahil bütün takımları adeta sürklase eden başakşehir daha iyi futbol oynadı. o zaman şampiyonluğu onlara mı vereceğiz. aynı argüman 1992/93 sezonu için de geçerli ise bunlar neden her fırsatta pislik atıyorlar o şampiyonluğumuza. düşünün o sezon beşiktaş'ı adeta ezmişiz. yanılmıyorsam beş kez karşılaşmış beşinde de yenmişiz. o zaman o sezona ilişkin pislik atma huylarından vazgeçsinler.
her şeye rağmen sezon bitmiş beşiktaş şampiyon olmuştur. daha fazla konuşup çene yormaya gerek yoktur. bizim için önemli olan bundan sonrasını iyi planlamak ve yeni zaferler kazanmak. enerjimizi ve motivasyonumuzu başkalarıyla didişmeye harcayamayız.
nokta...
