206
aktif hocalar içinde en kariyerli kendisidir herhalde. serie a, premier lig, ligue 1 ve bundesliga şampiyonluğu; milan'la 2, real'le 1 tane şampiyonlar ligi şampiyonluğu; juventus'la intertoto kupası...
daha o diğer ufak tefek kupaları saymıyorum.
o takımları babam da şampiyon yapar, argümanına gelince tam bir cahil zırvalamasıdır. böyle diyen adam, ancelotti'nin kariyerini direkt milan'dan başlatıyordur ama hiçbir büyük takım, hiçbir oyuncusuna "futbolu bırak, yarın gel işe başla." demez. ancelotti de futbolu bıraktıktan sonra italya milli takımı'nı çalıştıran eski hocası sacchi'nin yanında işe başlar. 94 dünya kupasında 2. olan italya'nın yardımcı hocalarından biridir yani.
https://i.hizliresim.com/p03zk0.jpg
daha sonra serie a'ya yeni yükselen reggina'nın başına geçerek ilk teknik direktörlük deneyimini tadar. kulübe rekor puan kazandırıp futbolculuğa başladığı parma'nın başına geçer. ilk sezonunda parma, ligi 2. bitirir. ikinci sezonundaysa ancak 6. olabilirler ama ancelotti önemli bir şey öğrenir orada. sacchi'nin öğrencisi olarak kendisi doğal bir 4-4-2 hastasıdır ama o zamanlar kara paranın bok gibi aktığı parma kalkar ilk sezondaki 2.'likten sonra ancelotti'ye roberto baggio'yu hediye etmek ister. ancelotti'yse 4-4-2'ye uymuyor diye ilahi at kuyruğunu parma'ya transferini veto eder. hatta ilk sezonunun ardından yine sistemine uymadığı gerekçesiyle zola'nın chelsea'ye satılmasının altında da yine kendisinin imzası vardır. zira trequartista'ların 4-4-2'de yeri yoktur. lakin sonradan sonraya bu kararlarından dolayı köppek gibi pişman olur. hele ki parma sonrası juve'nin başına geçince ve eline zidane gibi bir adam verilince baggio ve zola deneyimlerini de hatırlayarak taktisyenlikte bir level daha atlar. milan'ın başına geçtiğinde de sacchi'nin klasik 4-4-2'sini neredeyse kendisiyle özdeşleşen diamond 4-4-2'ye evirip trequartista'lara (rui costa-kaka) yer açmayı başarır ve 8 sezonda üç defa şl finaline çıkıp 2'sini kazanmayı başarır.
yani ancelotti öyle ağaçtan yetişip de agnelli hanedanlığından rus oligarkına, arap şeyhinden rummenigge ve saz arkadaşlarına kadar genişleyen bir skalada beğeni toplayıp tercih edilen bir hocaya dönüşmemiştir.
zaten o yüzden senin banan kahvehanede batak atarken bu adamın emrine yüz milyonlarca avroluk kadroyu veriyorlar.
daha o diğer ufak tefek kupaları saymıyorum.
o takımları babam da şampiyon yapar, argümanına gelince tam bir cahil zırvalamasıdır. böyle diyen adam, ancelotti'nin kariyerini direkt milan'dan başlatıyordur ama hiçbir büyük takım, hiçbir oyuncusuna "futbolu bırak, yarın gel işe başla." demez. ancelotti de futbolu bıraktıktan sonra italya milli takımı'nı çalıştıran eski hocası sacchi'nin yanında işe başlar. 94 dünya kupasında 2. olan italya'nın yardımcı hocalarından biridir yani.
https://i.hizliresim.com/p03zk0.jpg
daha sonra serie a'ya yeni yükselen reggina'nın başına geçerek ilk teknik direktörlük deneyimini tadar. kulübe rekor puan kazandırıp futbolculuğa başladığı parma'nın başına geçer. ilk sezonunda parma, ligi 2. bitirir. ikinci sezonundaysa ancak 6. olabilirler ama ancelotti önemli bir şey öğrenir orada. sacchi'nin öğrencisi olarak kendisi doğal bir 4-4-2 hastasıdır ama o zamanlar kara paranın bok gibi aktığı parma kalkar ilk sezondaki 2.'likten sonra ancelotti'ye roberto baggio'yu hediye etmek ister. ancelotti'yse 4-4-2'ye uymuyor diye ilahi at kuyruğunu parma'ya transferini veto eder. hatta ilk sezonunun ardından yine sistemine uymadığı gerekçesiyle zola'nın chelsea'ye satılmasının altında da yine kendisinin imzası vardır. zira trequartista'ların 4-4-2'de yeri yoktur. lakin sonradan sonraya bu kararlarından dolayı köppek gibi pişman olur. hele ki parma sonrası juve'nin başına geçince ve eline zidane gibi bir adam verilince baggio ve zola deneyimlerini de hatırlayarak taktisyenlikte bir level daha atlar. milan'ın başına geçtiğinde de sacchi'nin klasik 4-4-2'sini neredeyse kendisiyle özdeşleşen diamond 4-4-2'ye evirip trequartista'lara (rui costa-kaka) yer açmayı başarır ve 8 sezonda üç defa şl finaline çıkıp 2'sini kazanmayı başarır.
yani ancelotti öyle ağaçtan yetişip de agnelli hanedanlığından rus oligarkına, arap şeyhinden rummenigge ve saz arkadaşlarına kadar genişleyen bir skalada beğeni toplayıp tercih edilen bir hocaya dönüşmemiştir.
zaten o yüzden senin banan kahvehanede batak atarken bu adamın emrine yüz milyonlarca avroluk kadroyu veriyorlar.