• 30
    galatasaray simgesini benimseyen kurumlar ve kişiler bütünü, kişiden taraftarı kastediyorum..

    rubik küp'e benzetiyorum ben camiayı, taraftar dernekleri, işadamı kuruluşları, düşünce, sanat, eski sporcular, mezun dernekleri, ilkokulu, lisesi, üniversitesi, vakfı, taraftar grubu, taraftarları, onlarca kurum ve kuruluş..

    lakin bir araya gelemeyen bir rubik küp bu, şöyle mesela: https://i.ytimg.com/vi/3L19cKVKkAM/hqdefault.jpg

    yukarıda saydığım (ve muhtemelen bazılarını unuttuğum) birsürü parçayı teoride birleştirdiğinizde türkiye standartlarının çok üstünde bir şey ortaya çıkması lazım, öyle bir insan kaynağı ve toplum tabanına yayılmışlık ki bu, başkalarının olduklarını iddia ettiği cumhuriyeti kurma potansiyeli aslında sadece bunda var, gene de kendilerini çok doğru şekilde "biz gs cumhuriyeti değil, cumhuriyetin gs'li çocuklarıyız" diye tanımlıyorlar, aslında bahsettiğim potansiyel hakkında çok basit ama çarpıcı bir ipucudur bu; bu sözü üretmek herkesin harcı değildir.. söyleyenlerin ağzına sağlık..

    biraraya gelmek için bazı alışkanlıklarından vazgeçmesi lazım artık, genel kurullarda "ibra etmemek yakışmaz" diye eller havaya yapan genel kurul üyelerine mukabil faaliyet raporlarını satır satır inceleyen taraftarları var artık, kulübün borcunu, gelir-giderini kulübü yönetenlerden daha iyi takip eden, daha fazla sahip çıkan bir kitle var mesela.. oy hakkı olmayan adam oy hakkı olanın oy hakkının devam etmesi için uğraşıyor resmen, yarın öbür gün birilerine satılmak zorunda kalınırsa o genel kurul üyesinin oyu ne işe yarayacak?

    kurumlar arasında ise, asgari müşterekte uzlaşmak yerine farklılıkları öne çıkararak çatışmak gibi anlamsız bir davranış biçimi adeta yaşam biçimi haline dönüştü.. böyle olunca kurumlar arası sinerji üretilemiyor..

    taraftar grubu aldığı tepkilere duyarsız kalıyor bazen, taraftarın hepsini kapsadığını iddia etse de böyle bir durum yok, ancak başka grupların kurulmasına da izin vermiyor izlediğim kadarıyla.. günlük hayattan da tanıdık gelen bir yönetim tarzı bu..

    daha bir sürü örnek verilebilir ama gerek yok hepsi bilinen şeyler, böyle olunca da statüko dediğimiz oluşum organize olup hızlı ve kararlı hareket edebildiği için de o ne derse o oluyor, akıl ve mantıkla, konuşarak, yazarak-çizerek somut sonuç alınamıyor, rasyonel kararlar hayata geçirilemiyor.. spor kulübü, özellikle futbol takımı çok göz önünde olduğu için bu sadece burada var diye düşünüyor çok insan ama öyle değil, bütün kuruluşlara sirayet etmiş durumda..

    şu anki görüntü iç açıcı değil ve toparlayacak birisine, birilerine ihtiyaç var; birkaç yolu olabilir:
    1- statükoyu kullanarak direksiyona geçecek ama sonra buna son verecek, kübün parçaları arasındaki diyaloğu, etkileşimi ve devamında işbirliğini hayata geçirecek (zor ama kısa vadede sadece bu yapılabilir)
    2- uzun ince bir yola çıkarak herkesle-herşeyle etkileşime girecek, düşük egosuyla ve olağanüstü sabrıyla bir sürü narsisti bir araya getirip zararlı taraflarını törpüleyecek, kübün parçalarını birleştirecek (ancak uzun vadede mümkün, o kadar zaman var mı bilmek kolay değil, ancak statüko o zaman kendiliğinden toza dönüşecektir) ve verim almaya başlayacak,

    filan..

    her camia zor dönemden geçer, ancak gücünüzü yere nasıl düştüğünüz değil yerden nasıl kalktığınız belirler, kübün parçalarının kendi varlıkları açısından da bunun farkına varması ve gereğince davranmaya başlaması lazım yoksa tek başlarına bir anlam ifade etmeyecekler..

    yoksa camia tamamen çözülecek..
App Store'dan indirin Google Play'den alın