3366
kulübe geldiğinde mustafa denizli'nin 80'ler futbolunu oynayan bir galatasaray vardı. stoperlerimiz muslera'nın önünde santraforumuz rakip kalenin önünde oynuyordu.
daha ilk maçında savunmayı öne çıkardı. topun oynandığı alanı daralttı. savunma yerleşimini düzeltti. bu sene topu ayağında tutan bir takım oluşturdu. bi dönem organizasyon anlamında sıkıntı çeksek de bir süre sonra bunları da önemli ölçüde aştık.
elindeki kadro çok alternatifli bir kadro değildi. mesela sahanın solunda oyun kurabilen bir beke sahip olmadı. rakip stoperlerin arasına koşu yapabilen bir santraforu yoktu. yasin'den başka topsuz alandaki oyunuyla öne çıkan oyuncusu da yoktu. o da sürekli disiplinsizdi. elindeki en iyi stoperi sakatlandı. muhtemelen farklı nitelikte yani uzun stoperler de istedi ama muhtemelen bu transferler de gerçekleşmedi.
transfer konusunda bana göre kendisinden bağımsız çalıştı yönetim. ama yine de biraz ağırlık koyabilirdi yönetime karşı. yapmadı.
en başta basın, sonra taraftarlar kendisine söylenmeyecek ne varsa söylediler. ama hiç kendisini bozmadı. kimseye ağır bir şey söylemedi. basın önünde de kimsenin kalbini kırmadı. belki de biraz çirkef olmalıydı. olmadı.
teknik direktörlük sadece taktik bir iş değildir. önemli ölçüde iletişim meselesidir. taraftarla iletişim, takımla iletişim, basınla iletişim, yönetimle iletişim... riekerink'in en zayıf yönü de bunlardı. belki galatasaray değil de baskının daha hafif olduğu bir kulüpte bunlar açısından da başarılı olabilirdi. ama burası galatasaray. burada size real madrid baskısı oluşturup, celta vigo imkanları verirler.
bana göre artısı eksisinden fazladır. görevdeyken de hatalarına rağmen kendisine saygı duydum, şimdi gidiyor yine saygı duyacağım. umarım kulübün bünyesinde kalmaya devam eder.
daha ilk maçında savunmayı öne çıkardı. topun oynandığı alanı daralttı. savunma yerleşimini düzeltti. bu sene topu ayağında tutan bir takım oluşturdu. bi dönem organizasyon anlamında sıkıntı çeksek de bir süre sonra bunları da önemli ölçüde aştık.
elindeki kadro çok alternatifli bir kadro değildi. mesela sahanın solunda oyun kurabilen bir beke sahip olmadı. rakip stoperlerin arasına koşu yapabilen bir santraforu yoktu. yasin'den başka topsuz alandaki oyunuyla öne çıkan oyuncusu da yoktu. o da sürekli disiplinsizdi. elindeki en iyi stoperi sakatlandı. muhtemelen farklı nitelikte yani uzun stoperler de istedi ama muhtemelen bu transferler de gerçekleşmedi.
transfer konusunda bana göre kendisinden bağımsız çalıştı yönetim. ama yine de biraz ağırlık koyabilirdi yönetime karşı. yapmadı.
en başta basın, sonra taraftarlar kendisine söylenmeyecek ne varsa söylediler. ama hiç kendisini bozmadı. kimseye ağır bir şey söylemedi. basın önünde de kimsenin kalbini kırmadı. belki de biraz çirkef olmalıydı. olmadı.
teknik direktörlük sadece taktik bir iş değildir. önemli ölçüde iletişim meselesidir. taraftarla iletişim, takımla iletişim, basınla iletişim, yönetimle iletişim... riekerink'in en zayıf yönü de bunlardı. belki galatasaray değil de baskının daha hafif olduğu bir kulüpte bunlar açısından da başarılı olabilirdi. ama burası galatasaray. burada size real madrid baskısı oluşturup, celta vigo imkanları verirler.
bana göre artısı eksisinden fazladır. görevdeyken de hatalarına rağmen kendisine saygı duydum, şimdi gidiyor yine saygı duyacağım. umarım kulübün bünyesinde kalmaya devam eder.