3262
2016-2017 futbol sezonunun ilk döneminde kendisine gerçekten inandığım teknik adam. fakat ben de aylar önce inancımı yitiren tayfaya katıldım. eleştirecek taraflar herkesce eleştiriliyor. aynı şeyleri yazmanın gereksiz olacağına inanıyorum. ben sadece 2016-2017 sezonunda kendisinin takımımızın başında olmasından dolayı yaşanan 2 kayıp adına üzülmekteyim şuan. birincisi tabii ki de her ne kadar çöp futbolculara sahip olsak da bu kadronun bu kadar pısırık futbol oynaması. en azında daha agresif ve baskın bir futbol izleyebilirdik. bu kadar az koşan ve istemeyen bir takım olamaz galatasaray. sen galatasaray isen ligimizdeki bütün takımlardan çok koşman gerekiyor ki avrupada da fark yaratabilesin türk takımları içinden sıyrılıp. en azından sahaya hırs ve karakter koyabilirdik sene başından beri. 2. kaybımız da bence riekerink’in kendisidir. kendisi kötü bir teknik direktör olsa da yıllarını futbola vermiş bir isimdir. altyapımız için gerçekten de pozitif etki yapabilecek bir isimdi kendisi. avrupalı, sempatik, babacan birisi. alt yaş kategorilerdeki futbolcu kardeşlerimiz üzerinde hem mental hem de teknik anlamda çok yardımı dokunabilirdi. sonuçta kendisi ajax’ta yıllarca çalışmış, birçok dünya yıldızının altyapı hocalığını yapmıştır. üzerindeki bu marka bile genç futbolcuların kendilerini daha çok yetiştirebileceklerini inanmalarına ve de daha hırsla çalışmalarına sebep olabilirdi. fakat olmadı. biz yine bir “türk” klüp klasiği olan sistemsizlik sistemi ile kendimize ve riekerink’e zarar verdik. ben de çok savunmuştum kendisini, sene başındaki güzel oyunun rüyasına kapılarak olabileceğine inandım, o ışığı görmeyi seçenlerdendim. fakat yanılmışım. tek kelime ile herkese “yazık” oldu.
