1006
youtube'da spor servisi programını izlerken gördüğüm bir yoruma cevap yazma ihtiyacı hissettim. yazdıkça da yazasım geldi ve onu da paylaşmak istedim. tanım ihtiyacını gidermek amacıyla, spor basınımızda ki içerik eksikliğinin ve bunun kimsenin dert etmemesinin kaynağı sporu takip edenlerin spor kültürü. spor kültürümüz yarım kalmış bir hikaye ne yazık ki.
"dediklerinin bir kısmına katılıyorum ama bence bakış açında bazı hatalar var. bu programdan türk spor medyasını eleştirmişsin ancak programı türk spor basınından köken alarak ve kaçınılmaz olarak bizim spor kültürümüzden köken alarak değerlendirmek gerek.
bu program gazetedeki haberlerin yorumlandığı bir program. yani gazetelerde ne ne kadar varsa o bu programda o kadar konuşulmalı. örneğin galatasaray maçının konuşulmaması çok doğal. gazetelerde yer bulmaz o maç. her ne kadar galatasaray farklı da kazansa o maçın galatasaray lehine bitmesi beklenmeyecek bir sonuç olmazdı. yani şaşırtıcı bir durum yok. yani gazetede yer bulmaz o maç çünkü bir gün öncesinin çok da şaşırtmayan bir olayıydı. ha keza beşiktaş'ın maçı o günün akşamı olmasından dolayı gazetlerde yer bulmasından konuşulması beklenebilir zira geçen 2 gün çok önemli 3 olay olmuş ve bir de yaşanmış konuşulması gereken
bir maç daha var.
burada sorun kayserispor fenerbahçe maçının fazlaca konuşulması tuhaf değil. ligin başlarındaki yüksek bir gücü olan bir takımın, ligin sonlarında nispeten çok daha güçsüz bir takımdan 4 gol yiyerek farklı bir şekilde maç kaybetmesi özelliklede ertesi günkü gazetelerde fazlaca yer alır. programın doğası gereği gazetelerde bu kadar yer tutan bir şeyin bu kadar konuşulması doğal. soru şu olmalı. programın başında spor medyasında isim yapmış 2 konuşmacının "konuşmaya başlasak bütün programı bitiririz." dediği bir spor olayı nasıl gazetelerde sadece 2,5 dakikalık yer tutar. gazeteler aptal olmadığına göre neden biz ,sportif ve ya medya kaynaklı medyaların alıcıları yani müşteriler, bu ve önceki günlerde çok veya yeterli değerlilikte olan spor olaylarına en fazla 2,5 dakikalık değer veriyoruz?
bak, o 40 küsür dakikayı fenerbahçe maçının yanında doldurması gereken konuları yazayım.
kayserispor fenerbahçe maçında insanların yaralanabileceği hatta can kaybı yaşayabileceği ucuz atlatılmış bir olay oldu. umut gol attıktan sonra, trübünlere koştu ve o tribünler kırıldı. insanlar yığınla düştü. biz kendi canımıza neden bu kadar meraklı değiliz de gazeteler 1 dakikalık bile yer ayırmadı?
trabzonspor'un galibiyeti. trabzonspor, kulüp kültürü itibariyle bulunduğu yerde olmaya hakkı olmayan bir takım ve bu takım geçirdiği haftaların aksine bir iş gösteriyor. hele
hele yeni stadının ilk maçında şaşalı bir galibiyet alan trabzonspor ile ilgili yapılabilecek tonla farklı içerik varken neden bu ülkenin spor takipçileri bu içeriği beklemiyor?
cumartesi günü oynanan williams finali. öyle böyle bir final de değil bir grand slam finali. bırakın böyle bir finalin oynanmasını, venüs williams'ın son büyük turnuvalarda bitik bir vücudu gösteren zamanın efsane tenisçilerinden birinin bir grand slam'de final oynaması bile büyük bir olay. unutmayalım, bu kadın wimbeldon gibi dünyanın en büyük tenis turnuvalarından birinde geçirdiğimiz senelerde wild card almış birisi. bir de iki kardeşin final oynaması. iki set de 6-4 gibi yakın sonuçlar ki ilk sette venüs maçın başında servis kırdırırken, servis kırmış. bu maçın hikayesi ertesi günlere de taşmalı. neden biz bu tenis tarihinin en değerli iki kı kardeş tenisçiyi merak etmiyoruz? o kadar merak etmiyoruz ki 0 dakikalık yer bile verilmiyor gazetelerde.
yine pazar akşamı tbl süper ligi için çok değerli ve çekişmeli ve geri dönüşün yaşandığı bir maç yapıldı. banvit ve karşıyaka maçtan önce aynı galibiyet sayılı 2 takımlardı. aynı zamanda ligin zirvesini çeken takımlar ile bu takımlar arasında maç farkı gayet yakın. biz neden bu güzel maç ve çekişmeli ve kaliteli ligimiz hakkında hiç bir şey merak etmiyoruz. o kadar merak etmiyoruz ki 0 dakikalık yer bile almıyor gazetelerde?
federer nadal grand slam final maçı o gün dünyada en çok beklenen spor müsabakasıydı. çok dramatik ve keyifli geçen bir maçtı. bir yerde toprak kortun kralı, iki dizinden de
çok ağır sakatlık yaşadığı için kariyerinde düşüş yaşamış bir efsane var. diğer tarafta belki de tenis tarihinin en değerli karakteri, oyuncusu ve rekortmeni olan bir başka efsane var.
böyle bir maçın hele hele maçın ertesi gün topu topu gazetelerde 2,5 dakikalık yer alması, yani bizim ilgimizi ancak 2 viral video süresi kadar çekmesi neden? bu spora
yapılan bir ayıptır.
eminimbenim kaçırdığım olaylar da vardır. ancak benim bahsettiğim bu 5 olay, kayserispor fenerbahçe maçının şoke edici skor, akşam ki konyaspor beşiktaş maçı vs ile 40 küsür dakikalık programın taşması gerekiyor. o programın taşması için gazetelerin taşması gerekiyor. gazetelerin taşması için bizim merakımızın taşması gerekiyor.
bir kez daha soruyorum, neden biz bunları merak etmiyoruz?
not: açıkçası medyayı böyle eleştirirken, federer nadal maçına bilmem kimin maçı demeni ise üzücü bir sürçme olarak kabul etmek istiyorum."
"dediklerinin bir kısmına katılıyorum ama bence bakış açında bazı hatalar var. bu programdan türk spor medyasını eleştirmişsin ancak programı türk spor basınından köken alarak ve kaçınılmaz olarak bizim spor kültürümüzden köken alarak değerlendirmek gerek.
bu program gazetedeki haberlerin yorumlandığı bir program. yani gazetelerde ne ne kadar varsa o bu programda o kadar konuşulmalı. örneğin galatasaray maçının konuşulmaması çok doğal. gazetelerde yer bulmaz o maç. her ne kadar galatasaray farklı da kazansa o maçın galatasaray lehine bitmesi beklenmeyecek bir sonuç olmazdı. yani şaşırtıcı bir durum yok. yani gazetede yer bulmaz o maç çünkü bir gün öncesinin çok da şaşırtmayan bir olayıydı. ha keza beşiktaş'ın maçı o günün akşamı olmasından dolayı gazetlerde yer bulmasından konuşulması beklenebilir zira geçen 2 gün çok önemli 3 olay olmuş ve bir de yaşanmış konuşulması gereken
bir maç daha var.
burada sorun kayserispor fenerbahçe maçının fazlaca konuşulması tuhaf değil. ligin başlarındaki yüksek bir gücü olan bir takımın, ligin sonlarında nispeten çok daha güçsüz bir takımdan 4 gol yiyerek farklı bir şekilde maç kaybetmesi özelliklede ertesi günkü gazetelerde fazlaca yer alır. programın doğası gereği gazetelerde bu kadar yer tutan bir şeyin bu kadar konuşulması doğal. soru şu olmalı. programın başında spor medyasında isim yapmış 2 konuşmacının "konuşmaya başlasak bütün programı bitiririz." dediği bir spor olayı nasıl gazetelerde sadece 2,5 dakikalık yer tutar. gazeteler aptal olmadığına göre neden biz ,sportif ve ya medya kaynaklı medyaların alıcıları yani müşteriler, bu ve önceki günlerde çok veya yeterli değerlilikte olan spor olaylarına en fazla 2,5 dakikalık değer veriyoruz?
bak, o 40 küsür dakikayı fenerbahçe maçının yanında doldurması gereken konuları yazayım.
kayserispor fenerbahçe maçında insanların yaralanabileceği hatta can kaybı yaşayabileceği ucuz atlatılmış bir olay oldu. umut gol attıktan sonra, trübünlere koştu ve o tribünler kırıldı. insanlar yığınla düştü. biz kendi canımıza neden bu kadar meraklı değiliz de gazeteler 1 dakikalık bile yer ayırmadı?
trabzonspor'un galibiyeti. trabzonspor, kulüp kültürü itibariyle bulunduğu yerde olmaya hakkı olmayan bir takım ve bu takım geçirdiği haftaların aksine bir iş gösteriyor. hele
hele yeni stadının ilk maçında şaşalı bir galibiyet alan trabzonspor ile ilgili yapılabilecek tonla farklı içerik varken neden bu ülkenin spor takipçileri bu içeriği beklemiyor?
cumartesi günü oynanan williams finali. öyle böyle bir final de değil bir grand slam finali. bırakın böyle bir finalin oynanmasını, venüs williams'ın son büyük turnuvalarda bitik bir vücudu gösteren zamanın efsane tenisçilerinden birinin bir grand slam'de final oynaması bile büyük bir olay. unutmayalım, bu kadın wimbeldon gibi dünyanın en büyük tenis turnuvalarından birinde geçirdiğimiz senelerde wild card almış birisi. bir de iki kardeşin final oynaması. iki set de 6-4 gibi yakın sonuçlar ki ilk sette venüs maçın başında servis kırdırırken, servis kırmış. bu maçın hikayesi ertesi günlere de taşmalı. neden biz bu tenis tarihinin en değerli iki kı kardeş tenisçiyi merak etmiyoruz? o kadar merak etmiyoruz ki 0 dakikalık yer bile verilmiyor gazetelerde.
yine pazar akşamı tbl süper ligi için çok değerli ve çekişmeli ve geri dönüşün yaşandığı bir maç yapıldı. banvit ve karşıyaka maçtan önce aynı galibiyet sayılı 2 takımlardı. aynı zamanda ligin zirvesini çeken takımlar ile bu takımlar arasında maç farkı gayet yakın. biz neden bu güzel maç ve çekişmeli ve kaliteli ligimiz hakkında hiç bir şey merak etmiyoruz. o kadar merak etmiyoruz ki 0 dakikalık yer bile almıyor gazetelerde?
federer nadal grand slam final maçı o gün dünyada en çok beklenen spor müsabakasıydı. çok dramatik ve keyifli geçen bir maçtı. bir yerde toprak kortun kralı, iki dizinden de
çok ağır sakatlık yaşadığı için kariyerinde düşüş yaşamış bir efsane var. diğer tarafta belki de tenis tarihinin en değerli karakteri, oyuncusu ve rekortmeni olan bir başka efsane var.
böyle bir maçın hele hele maçın ertesi gün topu topu gazetelerde 2,5 dakikalık yer alması, yani bizim ilgimizi ancak 2 viral video süresi kadar çekmesi neden? bu spora
yapılan bir ayıptır.
eminimbenim kaçırdığım olaylar da vardır. ancak benim bahsettiğim bu 5 olay, kayserispor fenerbahçe maçının şoke edici skor, akşam ki konyaspor beşiktaş maçı vs ile 40 küsür dakikalık programın taşması gerekiyor. o programın taşması için gazetelerin taşması gerekiyor. gazetelerin taşması için bizim merakımızın taşması gerekiyor.
bir kez daha soruyorum, neden biz bunları merak etmiyoruz?
not: açıkçası medyayı böyle eleştirirken, federer nadal maçına bilmem kimin maçı demeni ise üzücü bir sürçme olarak kabul etmek istiyorum."