12096
şarkılar, yönetimler, siyasi güçler, terim ve ünal başkan arasında gelip gidecek bir yazı olacağını tahmin ediyorum. başlıyorum ama ne yazacağıma dair bir fikrim yok, dallanıp budaklanmamasını umuyorum artık.
türk insanı artık öyle leş öyle menfaatçi ki son 30-40 yılı unutmak istiyorum türkiye'm adına. empati yeteneği en zayıf millet de olabiliriz, dipte yarışta olduğumuz kesin ama. bir adam çıkar gençleri sebepsiz yere ölüme sürükler gecenin birinde. fidan dediklerimizi kökünden söker atar, yıllarımızı emekleri heba eder. hadi bunu bir şeytanlık yaptı, utanmaz ''bir sağdan astık bir soldan'' der. ki bu bokları yiyenler senin en güven duyduğun askerinin içindendir. bu halkın en güvendikleri bile neler yaptı menfaatleri uğruna. sırf 4-5 yıl iktidar olabilmek adına ne canlara göz göre göre kıydılar. evren değil tabii, 4-5 yıl için bunu yapan. kenan evren denen amerikan biti farklı şeylere itaat etmişti. canı bildiği ülkesi amerika için yapmıştı tüm bunları! darbeden sonra türkiye'nin zemini değiştirildi. tabanlar kaydırıldı. laik, modern, avrupai türkiye yerine afgan modeli türkiye yerleştirildi. böylece atatürk'ün tüm yaptıklarını nötrleyeceklerdi. kısmen de nötrlediler. cemaat bir anglikan projesiydi, abi sistemini bile ingilizler keşfetti, o kadar içimize girdiler, o kadar bizden oldular. zaaflarımız bizden iyi bildiler çünkü türk halkı olarak biz hep olumlu yönlerimizi konuşup dururuz. zaaf mı? peh, türk milleti ve zaaf. yok canım! biz allah'ın aslanlarıyız! türk milleti o kadar asil o kadar büyüktür ki o kadar yükseklere yaraşmaktadır ki zaaflarını örtmesini bir türk olarak kabul edemiyorum. güçlü insan zaafı olmayan insan değildir, herkesin zaafı vardır. güçlü insan zaafını bilen insandır.
cemaat- sağ iktidarlar ve solcuların işbilmezliği ile ülke adeta bataklığa sürüklendi. iyi niyetli, gururlu, bilgili, kültürlü, saf, yardımsever bir millet menfaatçi, kötü niyetli, utanmaz insan modeline doğru kaydı. bir süre makamı ve sıfatı ne olursa olsun gücü kim eline aldıysa zorbalığa yeltendi. haddini aştı herkes. fatih terim için derler ki ''her devrin adamı.'' doğrudur. ama aynı zamanda mecburdur. fazıl say gerçeği var hepimizin önünde. dünyaca ünlü bir değerimiz bok yoluna hiç ediliyordu. değer mi abi? yazık değil mi bu adamların hayat boyu zirveye çıkmak için harcadıkları emeklere? bir grup hadsiz, zorba iktidar için heba mı olsun hayatları? devlet taktı mı tam takar, adamı mezara sokar yine yaşatmaz. bu iş böyle ne yazık ki. keşke medeni bir ülkede yaşasaydık hak, hukuk falan olsaydı. ama güzel ülkeyi ne hale soktular. terim de başka biri de iktidarlara karşı koyamaz. ha bugün ünal başkan örneği verilmiş. evet, işi yurt dışında olan adam elbet iktidar falan siklemez. ama bu adamların her haltı bu vatanın içinde. hadi parayı başka ülkede bulsun, yabancı yakımlar çalıştırır bir şekilde halleder. bu adamın kızları, eşi, köyden amcası, dayısı, mahalleden hüseyin emmisi, teyzesi, bilmem kimi bu toprakların içindeyken nasıl gidecek bir anlatıverin. sizin başınıza gelse rest çekip gidebilir misiniz? ben gidemem abi, tüm sevdiklerimi taşıyamam ya, sevdiklerimi bir bok yolu uğruna da feda etmem.
demek istediğim terim hocaya iktidar üzerinden vurmak ne kadar doğrudur, bilemiyorum. ikinci bir dala atlayalım. bazı kişiler terim'e önemsiz damgası vurmaya çalışıyorlar ki buna gülerim. 6 buçuk şampiyonluk+ uefa kupası+ yarım avrupa süper kupası+ bilmem kaç kupa daha kazandırmış adama önemsiz diyemem abi, nasıl deriz? çoğu galatasaraylının hayatında terim baba figürüdür. babamız nasıl ayrı bir yerde durmuşsa hayat boyu, terim de öyle ayrı bir köşede durmuştur. onun yüzünü her gördüğümüzde rahatlık, güven duygularını hissetmedik mi? bitik, sinmiş, korkmuş, ezilmiş camiamızı 2011'de nasıl ayağa kaldırdığı seyretmedik mi? 2011'deki 3-1'lik maçı hatırlarım hep. fenerbahçe yarı sahasından çıkamıyor, biz hücum yaptıkça yapıyoruz. skor 3-0 oluyor terim hala hücum diyor falan.
hatalar vardır, ama hocanın kalbi kırılmıştı. ben galatasaray'ın teknik direktörü olsam ve benim için tüm basının önünde ''şuan hocamız lise seviyesinde ama bize üniversite hocası lazım'' dese. ve o güne kadar ben 13 kupa kazanmışsam bu takımla, pardon derim. ceketimi de alır çıkarım kapıdan. fatih terim çok bile dayandı. ''sneijder'i de alırım, onu oynatacak hocayı da'' dedi mesela ünal başkan. bok vardı çünkü. gitti satılmış demirören'e ''isterseniz hocayı komple verelim'' dedi.
hatta fatih hoca'nın camiamızı tek başına savunduğu olaylı mersin maçından sonra abdürrahim albayrak'a ''bu hoca bize yakışmıyor, seneye öyle bir takım kuracağım ki kenarda teknik direktör olmasına bile gerek kalmayacak'' dedi.
oldu mu ünal aysal oldu mu? bir takımı paylaşamadınız!
kim ne derse desin ben fatih hocayı çok severim. bunu da inkar etmiyorum. edemiyorum çünkü gittiğinde çok kızgındım kendisine. neden dedim, neden katlanmadın bizler için? sonra özlemeye başladım lan işte. fatih terim bu boru mu, arsene wenger'in hakkında ''terim varsa son bir ihtimal daha vardır.'' dediği terim hani. mourinho'nun en çok saygı duyduğu isimlerden olan terim... real madrid'e karşı 5 5 5 5 dedirtebilmiş bir teknik adam! ama biz ne yaptık, en büyük vefasızlığı gösterdik. cl'de çeyrek final oynarken ligte her kupayı alırken ''ya terim bu kadronun hakkını veremiyor başka td alsak cl'yi alırız'' falan dedik. aldık, başka bir şeyi :(
çünkü yeni türk milleti asla memnun olmaz, sürekli şikayetçidir.
sevmiyorum diyeni de gelirse galatasaray'ı bırakırım diyeni de onu içten içe sever bilirim. ne galatasaray'ı bırakırsın gelirse, ne de sevmiyorum diyebilirsin. aklında tut sen de seversin. sen de imaparator fatih terim diye bağırırsın bir süre sonra. çünkü biz galatasaraylılar için terim çok farklı. insan arıyor, özlüyor. o yokken eksik gibi sanki bir şeyler. o tadı alamıyorsun. sanki evini hırsıza emanet etmişsin gibi, öyle bir güvensizlik oluyor yokluğunda. o olduğunda da tam tersi. tam bir güvence hissiyatı.
gece yolcuları'ndan hüzün şarkısıyla devam edelim:
yine gidiyorsun hiçbir şey bırakmadan
ve ben son kez bakıyorum ardından
eğer aşk buysa sevgi buysa
istemiyorum
bu şehir sensiz yaşanmaz oldu
dayanamıyorum
hoşgeldin hüzün gülmüyor yüzüm
hoşgeldin hüzün gülmez bü yüzüm
gelirse yine gidecek biliyorum, en çok da bir daha gittiğinde geri dönememesinden korkuyorum. allah uzun ömür versin hocam!
türk insanı artık öyle leş öyle menfaatçi ki son 30-40 yılı unutmak istiyorum türkiye'm adına. empati yeteneği en zayıf millet de olabiliriz, dipte yarışta olduğumuz kesin ama. bir adam çıkar gençleri sebepsiz yere ölüme sürükler gecenin birinde. fidan dediklerimizi kökünden söker atar, yıllarımızı emekleri heba eder. hadi bunu bir şeytanlık yaptı, utanmaz ''bir sağdan astık bir soldan'' der. ki bu bokları yiyenler senin en güven duyduğun askerinin içindendir. bu halkın en güvendikleri bile neler yaptı menfaatleri uğruna. sırf 4-5 yıl iktidar olabilmek adına ne canlara göz göre göre kıydılar. evren değil tabii, 4-5 yıl için bunu yapan. kenan evren denen amerikan biti farklı şeylere itaat etmişti. canı bildiği ülkesi amerika için yapmıştı tüm bunları! darbeden sonra türkiye'nin zemini değiştirildi. tabanlar kaydırıldı. laik, modern, avrupai türkiye yerine afgan modeli türkiye yerleştirildi. böylece atatürk'ün tüm yaptıklarını nötrleyeceklerdi. kısmen de nötrlediler. cemaat bir anglikan projesiydi, abi sistemini bile ingilizler keşfetti, o kadar içimize girdiler, o kadar bizden oldular. zaaflarımız bizden iyi bildiler çünkü türk halkı olarak biz hep olumlu yönlerimizi konuşup dururuz. zaaf mı? peh, türk milleti ve zaaf. yok canım! biz allah'ın aslanlarıyız! türk milleti o kadar asil o kadar büyüktür ki o kadar yükseklere yaraşmaktadır ki zaaflarını örtmesini bir türk olarak kabul edemiyorum. güçlü insan zaafı olmayan insan değildir, herkesin zaafı vardır. güçlü insan zaafını bilen insandır.
cemaat- sağ iktidarlar ve solcuların işbilmezliği ile ülke adeta bataklığa sürüklendi. iyi niyetli, gururlu, bilgili, kültürlü, saf, yardımsever bir millet menfaatçi, kötü niyetli, utanmaz insan modeline doğru kaydı. bir süre makamı ve sıfatı ne olursa olsun gücü kim eline aldıysa zorbalığa yeltendi. haddini aştı herkes. fatih terim için derler ki ''her devrin adamı.'' doğrudur. ama aynı zamanda mecburdur. fazıl say gerçeği var hepimizin önünde. dünyaca ünlü bir değerimiz bok yoluna hiç ediliyordu. değer mi abi? yazık değil mi bu adamların hayat boyu zirveye çıkmak için harcadıkları emeklere? bir grup hadsiz, zorba iktidar için heba mı olsun hayatları? devlet taktı mı tam takar, adamı mezara sokar yine yaşatmaz. bu iş böyle ne yazık ki. keşke medeni bir ülkede yaşasaydık hak, hukuk falan olsaydı. ama güzel ülkeyi ne hale soktular. terim de başka biri de iktidarlara karşı koyamaz. ha bugün ünal başkan örneği verilmiş. evet, işi yurt dışında olan adam elbet iktidar falan siklemez. ama bu adamların her haltı bu vatanın içinde. hadi parayı başka ülkede bulsun, yabancı yakımlar çalıştırır bir şekilde halleder. bu adamın kızları, eşi, köyden amcası, dayısı, mahalleden hüseyin emmisi, teyzesi, bilmem kimi bu toprakların içindeyken nasıl gidecek bir anlatıverin. sizin başınıza gelse rest çekip gidebilir misiniz? ben gidemem abi, tüm sevdiklerimi taşıyamam ya, sevdiklerimi bir bok yolu uğruna da feda etmem.
demek istediğim terim hocaya iktidar üzerinden vurmak ne kadar doğrudur, bilemiyorum. ikinci bir dala atlayalım. bazı kişiler terim'e önemsiz damgası vurmaya çalışıyorlar ki buna gülerim. 6 buçuk şampiyonluk+ uefa kupası+ yarım avrupa süper kupası+ bilmem kaç kupa daha kazandırmış adama önemsiz diyemem abi, nasıl deriz? çoğu galatasaraylının hayatında terim baba figürüdür. babamız nasıl ayrı bir yerde durmuşsa hayat boyu, terim de öyle ayrı bir köşede durmuştur. onun yüzünü her gördüğümüzde rahatlık, güven duygularını hissetmedik mi? bitik, sinmiş, korkmuş, ezilmiş camiamızı 2011'de nasıl ayağa kaldırdığı seyretmedik mi? 2011'deki 3-1'lik maçı hatırlarım hep. fenerbahçe yarı sahasından çıkamıyor, biz hücum yaptıkça yapıyoruz. skor 3-0 oluyor terim hala hücum diyor falan.
hatalar vardır, ama hocanın kalbi kırılmıştı. ben galatasaray'ın teknik direktörü olsam ve benim için tüm basının önünde ''şuan hocamız lise seviyesinde ama bize üniversite hocası lazım'' dese. ve o güne kadar ben 13 kupa kazanmışsam bu takımla, pardon derim. ceketimi de alır çıkarım kapıdan. fatih terim çok bile dayandı. ''sneijder'i de alırım, onu oynatacak hocayı da'' dedi mesela ünal başkan. bok vardı çünkü. gitti satılmış demirören'e ''isterseniz hocayı komple verelim'' dedi.
hatta fatih hoca'nın camiamızı tek başına savunduğu olaylı mersin maçından sonra abdürrahim albayrak'a ''bu hoca bize yakışmıyor, seneye öyle bir takım kuracağım ki kenarda teknik direktör olmasına bile gerek kalmayacak'' dedi.
oldu mu ünal aysal oldu mu? bir takımı paylaşamadınız!
kim ne derse desin ben fatih hocayı çok severim. bunu da inkar etmiyorum. edemiyorum çünkü gittiğinde çok kızgındım kendisine. neden dedim, neden katlanmadın bizler için? sonra özlemeye başladım lan işte. fatih terim bu boru mu, arsene wenger'in hakkında ''terim varsa son bir ihtimal daha vardır.'' dediği terim hani. mourinho'nun en çok saygı duyduğu isimlerden olan terim... real madrid'e karşı 5 5 5 5 dedirtebilmiş bir teknik adam! ama biz ne yaptık, en büyük vefasızlığı gösterdik. cl'de çeyrek final oynarken ligte her kupayı alırken ''ya terim bu kadronun hakkını veremiyor başka td alsak cl'yi alırız'' falan dedik. aldık, başka bir şeyi :(
çünkü yeni türk milleti asla memnun olmaz, sürekli şikayetçidir.
sevmiyorum diyeni de gelirse galatasaray'ı bırakırım diyeni de onu içten içe sever bilirim. ne galatasaray'ı bırakırsın gelirse, ne de sevmiyorum diyebilirsin. aklında tut sen de seversin. sen de imaparator fatih terim diye bağırırsın bir süre sonra. çünkü biz galatasaraylılar için terim çok farklı. insan arıyor, özlüyor. o yokken eksik gibi sanki bir şeyler. o tadı alamıyorsun. sanki evini hırsıza emanet etmişsin gibi, öyle bir güvensizlik oluyor yokluğunda. o olduğunda da tam tersi. tam bir güvence hissiyatı.
gece yolcuları'ndan hüzün şarkısıyla devam edelim:
yine gidiyorsun hiçbir şey bırakmadan
ve ben son kez bakıyorum ardından
eğer aşk buysa sevgi buysa
istemiyorum
bu şehir sensiz yaşanmaz oldu
dayanamıyorum
hoşgeldin hüzün gülmüyor yüzüm
hoşgeldin hüzün gülmez bü yüzüm
gelirse yine gidecek biliyorum, en çok da bir daha gittiğinde geri dönememesinden korkuyorum. allah uzun ömür versin hocam!