15993
şu haliyle dünyanın en büyük 4 liginden (belki fransa'yı eleriz 3 olur) 22-28 yaş aralığında kendini kanıtlamış oyuncu alamayacak takımdır. bunun çeşitli sebepleri var. şöyle açıklamaya çalışayım:
1. belki de en önemli neden galatasaray'ın mevcut finansal fair play problemi. uefa tarafından izlenirken, potansiyel alınabilecek avrupa'dan men edilme cezası varken, vizyonu ''türk olmayan takımları yenmek'' olan bir takım için bu tarz transferleri yapmak, en azından izlenme süremiz bitene kadar mantıklı bir hamle olmayacaktır.
2. galatasaray'ın ligteki son dönemde konumu. geçen sene avrupa potasında bile yer alamamış bir takımız malesef. kupa olmasa cezamızı bile çekemeyecektik. aysal döneminde kadromuza gelen oyuncuları düşünelim. (bkz: wesley sneijder), (bkz: didier drogba) ve hatta genç yetenek olarak (bkz: armindo bruma) galatasaray'a büyük hedeflerle gelen oyuncular. bu hedefler uefa avrupa ligi bile değil, direk olarak şampiyonlar ligi'nde öngörülen başarılardı. şu an ise elimizde böyle bir koz yok. seneye de olacağı kesin dersek(ki bana kalırsa bu sene her şeye rağmen galatasaray'ın forması şampiyon olacak) dünyanın en gerçekçi yaklaşımı olmaz. çünkü olası bir ikincilikte bile bir türk takımının şampiyonlar ligi'nde gruplara kalma ihtimali gerçekten düşük.
3. türkiye süper ligi'nin kalitesi. ligimizin seviyesi gerçekten çok kötü. orta hattın üstündeki takımlar bile 2.bundesliga maçlarındaki seyir zevkini mumla aratıyor. dolayısıyla izlenme sayısı düşük. 22-28 yaş aralığındaki bir oyuncunun gelecek planlarını izlenmeyen bir ligte mahvetmesi kendi kariyeri için hoş sonuçlar doğurmaz.
4. endüstriyel futbol, artan bonservis fiyatları. ingiltere, almanya ve fransa ligiyle ilgili çok fazla bilgiye sahip değilim. ispanya ligi ise bu seneye kadar fena takip etmediğim bir lig. bu yüzden ispanya ligi'nden örnek vereceğim. ispanya ligi'nin orta hat üzeri takımlarından (bkz: athletic bilbao)'nun defans/orta saha oyuncusu (bkz: mikel san jose)'yi örnek olarak aldım. kendisi stoper ve defansif orta saha mevkilerinde oynayabilmekte. ispanya ligi orta sahaları veya stoperleri için ortalama veya bir tık üzerinde bir oyuncu. 1,86m boyunda, 1989 doğumlu(27 yaşında) ve devamlılık konusunda başarılı bir oyuncu. şöyle ki 2009-2010 sezonundan bu yana her sene en az 30 maça çıkmış. en çok maça çıktığı sene ise geçen sene 51 maç. (bkz: 4-2-3-1) diziliminde 2nin sağında olan veya yanlış hatırlamıyorsam sağ stoper olarak oynuyor. tekniği ispanya ligine göre çok yüksek değil. orta saha eksikliğinden dolayı 51 maçın çoğunda (bkz: ernesto valverde) kendisini orta sahada tercih etmesine rağmen sadece 4 golü var. bu ortalama dediğimiz oyuncunun(kendisi kesinlikle yeterli. ligimizin üstünde bir oyuncu. dediğim gibi ispanya ligi ortalaması.) transfermarkt'da bedeli 10m euro. ve bu adam bana göre aradığımız oyuncu tipi olmasına rağmen kulübünün satmak istemeyeceği bir oyuncu. serbest kalma bedeli ise 40 m euro.
böyle rakamları karşılayacak bir takım olmak için ya düzenli olarak şampiyonlar ligi'nde oynamanız, ya da avrupa'nın 4 büyük liginden olmanız gerekir. işte tam olarak da bu yüzden galatasaray markası, vizyonuna küçülerek ulaşamaz. galatasaray, tasarrufunu bütçeyi küçülterek yaparsa, bildiğimiz galatasaray olmaktan uzaklaşır.
burda ünal aysal'ı tekrar anmak istiyorum. kendisi geldiğinde hedefimiz başarı demiştir. ayrıca ilk geldiği zaman açık açık futboldan anlamadığını ancak futboldan anlayanı anladığını söyleyerek bir profesyonel olduğunu kanıtlamıştır. ki bana göre kendisini (bkz: kontrolünü yitirmiş zat) gibilerden ayıran en önemli özelliği bu profesyonelliğidir. evet ünal aysal döneminde galatasaray ciddi ciddi borçlanmıştır. ama bunun sebebi, aysal'ın deyimiyle (bkz: çilek) yani yıldız oyuncular gelirken sevinen, şampiyonlar ligi başarılarından sonra, lig şampiyonluklarından, alınan kupalardan sonra ortaya çıkıp, başarılardaki en büyük aktörlerdenmiş gibi davranan, ünal başkan mali destek-sermaye arttırımı istediği zaman ise ortadan kaybolan, desteğini anında kesenlerdir. bu zamanlarda ortadan kaybolan şahıslar, galatasaray'ın adını, markasını ve varlıklarını sömüren asalaklardır. bu yüzden galatasaray taraftarı masaya yumruğunu vurmalı ve takımını lise zihniyetinden kurtarmalıdır.
1. belki de en önemli neden galatasaray'ın mevcut finansal fair play problemi. uefa tarafından izlenirken, potansiyel alınabilecek avrupa'dan men edilme cezası varken, vizyonu ''türk olmayan takımları yenmek'' olan bir takım için bu tarz transferleri yapmak, en azından izlenme süremiz bitene kadar mantıklı bir hamle olmayacaktır.
2. galatasaray'ın ligteki son dönemde konumu. geçen sene avrupa potasında bile yer alamamış bir takımız malesef. kupa olmasa cezamızı bile çekemeyecektik. aysal döneminde kadromuza gelen oyuncuları düşünelim. (bkz: wesley sneijder), (bkz: didier drogba) ve hatta genç yetenek olarak (bkz: armindo bruma) galatasaray'a büyük hedeflerle gelen oyuncular. bu hedefler uefa avrupa ligi bile değil, direk olarak şampiyonlar ligi'nde öngörülen başarılardı. şu an ise elimizde böyle bir koz yok. seneye de olacağı kesin dersek(ki bana kalırsa bu sene her şeye rağmen galatasaray'ın forması şampiyon olacak) dünyanın en gerçekçi yaklaşımı olmaz. çünkü olası bir ikincilikte bile bir türk takımının şampiyonlar ligi'nde gruplara kalma ihtimali gerçekten düşük.
3. türkiye süper ligi'nin kalitesi. ligimizin seviyesi gerçekten çok kötü. orta hattın üstündeki takımlar bile 2.bundesliga maçlarındaki seyir zevkini mumla aratıyor. dolayısıyla izlenme sayısı düşük. 22-28 yaş aralığındaki bir oyuncunun gelecek planlarını izlenmeyen bir ligte mahvetmesi kendi kariyeri için hoş sonuçlar doğurmaz.
4. endüstriyel futbol, artan bonservis fiyatları. ingiltere, almanya ve fransa ligiyle ilgili çok fazla bilgiye sahip değilim. ispanya ligi ise bu seneye kadar fena takip etmediğim bir lig. bu yüzden ispanya ligi'nden örnek vereceğim. ispanya ligi'nin orta hat üzeri takımlarından (bkz: athletic bilbao)'nun defans/orta saha oyuncusu (bkz: mikel san jose)'yi örnek olarak aldım. kendisi stoper ve defansif orta saha mevkilerinde oynayabilmekte. ispanya ligi orta sahaları veya stoperleri için ortalama veya bir tık üzerinde bir oyuncu. 1,86m boyunda, 1989 doğumlu(27 yaşında) ve devamlılık konusunda başarılı bir oyuncu. şöyle ki 2009-2010 sezonundan bu yana her sene en az 30 maça çıkmış. en çok maça çıktığı sene ise geçen sene 51 maç. (bkz: 4-2-3-1) diziliminde 2nin sağında olan veya yanlış hatırlamıyorsam sağ stoper olarak oynuyor. tekniği ispanya ligine göre çok yüksek değil. orta saha eksikliğinden dolayı 51 maçın çoğunda (bkz: ernesto valverde) kendisini orta sahada tercih etmesine rağmen sadece 4 golü var. bu ortalama dediğimiz oyuncunun(kendisi kesinlikle yeterli. ligimizin üstünde bir oyuncu. dediğim gibi ispanya ligi ortalaması.) transfermarkt'da bedeli 10m euro. ve bu adam bana göre aradığımız oyuncu tipi olmasına rağmen kulübünün satmak istemeyeceği bir oyuncu. serbest kalma bedeli ise 40 m euro.
böyle rakamları karşılayacak bir takım olmak için ya düzenli olarak şampiyonlar ligi'nde oynamanız, ya da avrupa'nın 4 büyük liginden olmanız gerekir. işte tam olarak da bu yüzden galatasaray markası, vizyonuna küçülerek ulaşamaz. galatasaray, tasarrufunu bütçeyi küçülterek yaparsa, bildiğimiz galatasaray olmaktan uzaklaşır.
burda ünal aysal'ı tekrar anmak istiyorum. kendisi geldiğinde hedefimiz başarı demiştir. ayrıca ilk geldiği zaman açık açık futboldan anlamadığını ancak futboldan anlayanı anladığını söyleyerek bir profesyonel olduğunu kanıtlamıştır. ki bana göre kendisini (bkz: kontrolünü yitirmiş zat) gibilerden ayıran en önemli özelliği bu profesyonelliğidir. evet ünal aysal döneminde galatasaray ciddi ciddi borçlanmıştır. ama bunun sebebi, aysal'ın deyimiyle (bkz: çilek) yani yıldız oyuncular gelirken sevinen, şampiyonlar ligi başarılarından sonra, lig şampiyonluklarından, alınan kupalardan sonra ortaya çıkıp, başarılardaki en büyük aktörlerdenmiş gibi davranan, ünal başkan mali destek-sermaye arttırımı istediği zaman ise ortadan kaybolan, desteğini anında kesenlerdir. bu zamanlarda ortadan kaybolan şahıslar, galatasaray'ın adını, markasını ve varlıklarını sömüren asalaklardır. bu yüzden galatasaray taraftarı masaya yumruğunu vurmalı ve takımını lise zihniyetinden kurtarmalıdır.