15523
(bkz: 29 ekim 2016 adanaspor galatasaray maçı) şu maç itibariyle, galatasaray futbol takımına "ne oynadığı bilmiyor" demek saçma. efektif değil, yaratıcı değil, sıkıcı bir oyun, denilebilir ama "ne oynadığını bilmiyor" denmez. ya da bence denmez, diyeyim. galatasaray sezon başından beri, hep bunu oynadı veya oynamaya çalıştı. ama başarılı oldu ama olamadı. pas yaparak topu ve oyunu tutmak istiyoruz. skoru yakaladığımızda saçmalıyoruz ya, o başka hikaye.
oyundaki eksiklerimiz kendini belli ediyor zaten. topu yavaş çeviriyoruz. direkt pas atabileceğimiz yerde, istasyon oyuncu aracılığıyla pas yapıyoruz. bunun aksini yaptığımız bölüm için (bkz: 29 ekim 2016 adanaspor galatasaray maçı)nda nigel de jong'un oyuna girdiği andan itibarenki oyuna bakılabilir. dikine oyunda sıkıntımız var. beklerimiz topu alıp verdikten sonra son çizgiye doğru hamle yapmak yerine yerinde duruyor. açıklarımızın çizgi oyunu yerine içe kat oyunu oynamaya daha yatkın olduğunu bildiğimiz halde, bekler -istisnasız- dip çizgiye inmiyor. toplu veya topsuz... orta yapmıyoruz. bakın; canererkinvari her bulduğu yerden orta açmak değil kastım. biraz evvel bahsettiğim çizgiye inmemenin ortaya çıkardığı bir sorun bu.
yani gören gözlerin, inkar edemeyeceği gerçekler.
ve allah aşkına, şu gol attıktan sonra kısa kısa al ver yapmanın iticiliğini bünyelerinden atsınlar. kim varsa atsın. en sempatiğinden, en iticisine kim varsa yapan, yapmasın.
skoru yakaladıktan sonraki topu ayağında tutmanın cazibesine varsınlar. skora kadar yaptığın şeyi, ondan sonra yapamamak nedir?
oyundaki eksiklerimiz kendini belli ediyor zaten. topu yavaş çeviriyoruz. direkt pas atabileceğimiz yerde, istasyon oyuncu aracılığıyla pas yapıyoruz. bunun aksini yaptığımız bölüm için (bkz: 29 ekim 2016 adanaspor galatasaray maçı)nda nigel de jong'un oyuna girdiği andan itibarenki oyuna bakılabilir. dikine oyunda sıkıntımız var. beklerimiz topu alıp verdikten sonra son çizgiye doğru hamle yapmak yerine yerinde duruyor. açıklarımızın çizgi oyunu yerine içe kat oyunu oynamaya daha yatkın olduğunu bildiğimiz halde, bekler -istisnasız- dip çizgiye inmiyor. toplu veya topsuz... orta yapmıyoruz. bakın; canererkinvari her bulduğu yerden orta açmak değil kastım. biraz evvel bahsettiğim çizgiye inmemenin ortaya çıkardığı bir sorun bu.
yani gören gözlerin, inkar edemeyeceği gerçekler.
ve allah aşkına, şu gol attıktan sonra kısa kısa al ver yapmanın iticiliğini bünyelerinden atsınlar. kim varsa atsın. en sempatiğinden, en iticisine kim varsa yapan, yapmasın.
skoru yakaladıktan sonraki topu ayağında tutmanın cazibesine varsınlar. skora kadar yaptığın şeyi, ondan sonra yapamamak nedir?