240
florya ve riva'nın değerlendirilmesi, takımın daha iyi antreman ve altyapı tesislerine kavuşması, üstüne de basketbol salonuna sahip olması gibi konularda da zaten herkes hemfikirdir. ancak buradan sonra söylenecek her şey ama ile başlıyor maalesef.
- ama dursun özbek'in bu projeyle ilgili anlattıklarından kesin bir yargıya varılamıyor. zira kendisi de kesin bir kanıda değilmiş gibi anlatıyor.
- ama dün yayınlanan florya ve riva arsaları değerlendirme raporu da yine aynı şekilde arazilerin değerlendirilmesi gerektiğini söylese de protokolü yapılmış anlaşmayla ilgili hiçbir şey barındırmıyor. bu değerlendirme kurulu 3 ay boyunca 6 toplantı yapmışlar, ortaya çıkardıkları sonuçlar bir gün içerisinde bir gazeteci tarafından çürütülmüş durumda. riva arazisinin değerinin bu kadar az gösterilmesinin sebebini bilmiyoruz yine. ya da 6 yıl önce denizbank nasıl daha yüksek bir değer çıkardı da şu anda köprü ve havaalanı projeleriyle ve fatih üniversitesi arazisi değeriyle birlikte nasıl şu anda daha az değerli gösteriliyor, yine bilmiyoruz.
- ama dursun özbek ısrarla bir paradan bahsediyor, tl cinsinden ve galatasaray'ın borcu temizlenecek diyor. çok güzel değil mi? ama anlaşmanın şartları değil taraftara, genel kurul üyelerine bile sunulmuş değil. yarın bir yetki isteyecek bu yönetim ama uefa'nın ceza toplantısı gibi asla profesyonel olmayan bir yaklaşımla bu yetki istenecek. herkesin dediği gibi kapalı kapılar ardında bu anlaşmayı yapıyor başkan ama anlaşmanın ne olduğuna dair hiçbir şey söylemeden kendisine güvenilmesini istiyor. uefa'dan ceza almayacağımızı söyleyen, grosskreutz'un evraklarını halledemeyen, teknik direktör bulamadığı için altyapımızı adam etmesi için getirilen riekerink'i takımın başında tutan, galatasaray oteli'ni eylül'de açıyoruz diyen, inanılmaz forma sponsorları bulduğunu iddia eden yönetime güvenilmesini istiyor. futbol takımı tamamen beceriksizlikten ve zorunluluktan doğan sebep-sonuç ilişkilerine rağmen doğru yolda gidiyor diye yönetime güvenildiğini düşünüyor özbek.
- tigon medya olayını hatırlayan var mı? bir anda galatasaray'ın tüm iletişim kanalları bu saatçi dükkanından devşirilen şirkete devredildi. iyi ya da kötü iş yapıyor olmaları hiçbir şeyi değiştirmiyor. özbek yönetimi sözde bir ihale açıp ihaleyi birkaç gün önceden duyurup bir anda oldu bittiye getirip bu şirkete galatasaray'ın tüm iletişim kanallarını emanet etmedi mi? şirketin sahibi, adını unuttum şimdi seçim döneminde dursun özbek için üyelerle iletişim yapan bir kulüp üyesi. ortağı da bir radyodaki işinden kovulmuş başka genel kurul üyesi. tekrar söylüyorum, yaptıkları iş iyi veya kötü demiyorum. o mevkiye nasıl geldiler diye soruyorum. dursun özbek'ten bir anda alın sizin olsun seçimde yardım ettiniz diye peşkeş çekilmemiş sayalım iyi iş yapıyorlar diye? kaç tane reklam ajansı sıraya girer de konkur açılırdı bir düşünün. bu kadar büyük bir hedef kitlesi olan markayı yıllık 1.5 milyon dolar gelecek buradan diye peşkeş çektiler tanıdıklarına, dostlarına. o 1.5 milyon dolar nereden gelecek? dominoslu tweetlerden 1.5 milyon gelmez. kimse kandırmasın kendini. galatasaray aş'nin maaşlı iletişim çalışanlarını da tigon yönetiyor. ne güzel maaşlar da kulüpten. devraldıklarından beri galatasaray dergisi zamanında çıkmaz oldu. daha çok şey var farketmediğiniz, farketmediğimiz.
tüm bu olanlara rağmen dursun özbek anlaşma şartlarını çıkıp toplantı öncesinde hem taraftara hem de genel kurula açmıyorsa ben orada bir bit yeniği ararım. açık olsun, bu anlaşmanın şartları bunlar, iyi ya da kötü benim projem bu, destekleyin ki galatasaray'ı bu durumdan kurtarmaya çalışalım hep birlikte desin, yemin ediyorum kimse gıkını çıkartmaz. genel kurul izin verir, vermez onu bilmiyorum ama bu kadar ses yükselmezdi. iş yapmayı biliyor mu bilmiyoruz dursun özbek, çünkü yaptıklarını anlatmayı bilmiyor, kendini ifade edemiyor.
tüm bu yukarıda saydıklarım ve belki de aklıma gelmeyen birçok skandalından sonra kapalı kapılar ardında yapılan bir anlaşmayı ve bunu açıklamadan üstün körü işte geleceğimiz kurtulacak, şu kadar parayla borçlardan kurtulacağız yapması sebebiyle yarın genel kurulun bu yetkiyi vermesini istemiyorum.
yarın anlaşma şartlarını açıklaması, en ince detayına kadar yazılı olarak sunması gerekiyor genel kurula. o zaman bile anlaşmayı süzgeçten geçirmek için hiç zamanı olmayacak genel kurulun ve bir anda oylamaya geçilecek. olması gereken önceden bu anlaşma metninin genel kurul üyelerine gönderilmesi, sonra da yarın oylama öncesi sözlü olarak üzerinden geçilmesiydi. bunu yapabilecek yetkinlikte bile değil bu adam. çünkü ya çakal ve aldatıyor ya da iş bilmiyor, yönetmek nedir anlamıyor. hangisi daha kötü bilmiyorum.
yarın genel kurul için çok önemli bir gün. evet dursun özbek istediğini alamazsa gidebilir ve bu takımı da etkileyecektir ama bu seneki şampiyonluktan çok daha önemli bir konu bu. belki de hüsnü kuruntu yapıyoruzdur ve genel kurul yetkiyi onaylar, her şey daha iyi olur, dursun özbek ilk defa bir kuş tutmuştur belki ağzıyla.
bu belirsizliği yaratan kişiye yetki verilmesi ne kadar sağlıklı olur ama bir düşünün.
- ama dursun özbek'in bu projeyle ilgili anlattıklarından kesin bir yargıya varılamıyor. zira kendisi de kesin bir kanıda değilmiş gibi anlatıyor.
- ama dün yayınlanan florya ve riva arsaları değerlendirme raporu da yine aynı şekilde arazilerin değerlendirilmesi gerektiğini söylese de protokolü yapılmış anlaşmayla ilgili hiçbir şey barındırmıyor. bu değerlendirme kurulu 3 ay boyunca 6 toplantı yapmışlar, ortaya çıkardıkları sonuçlar bir gün içerisinde bir gazeteci tarafından çürütülmüş durumda. riva arazisinin değerinin bu kadar az gösterilmesinin sebebini bilmiyoruz yine. ya da 6 yıl önce denizbank nasıl daha yüksek bir değer çıkardı da şu anda köprü ve havaalanı projeleriyle ve fatih üniversitesi arazisi değeriyle birlikte nasıl şu anda daha az değerli gösteriliyor, yine bilmiyoruz.
- ama dursun özbek ısrarla bir paradan bahsediyor, tl cinsinden ve galatasaray'ın borcu temizlenecek diyor. çok güzel değil mi? ama anlaşmanın şartları değil taraftara, genel kurul üyelerine bile sunulmuş değil. yarın bir yetki isteyecek bu yönetim ama uefa'nın ceza toplantısı gibi asla profesyonel olmayan bir yaklaşımla bu yetki istenecek. herkesin dediği gibi kapalı kapılar ardında bu anlaşmayı yapıyor başkan ama anlaşmanın ne olduğuna dair hiçbir şey söylemeden kendisine güvenilmesini istiyor. uefa'dan ceza almayacağımızı söyleyen, grosskreutz'un evraklarını halledemeyen, teknik direktör bulamadığı için altyapımızı adam etmesi için getirilen riekerink'i takımın başında tutan, galatasaray oteli'ni eylül'de açıyoruz diyen, inanılmaz forma sponsorları bulduğunu iddia eden yönetime güvenilmesini istiyor. futbol takımı tamamen beceriksizlikten ve zorunluluktan doğan sebep-sonuç ilişkilerine rağmen doğru yolda gidiyor diye yönetime güvenildiğini düşünüyor özbek.
- tigon medya olayını hatırlayan var mı? bir anda galatasaray'ın tüm iletişim kanalları bu saatçi dükkanından devşirilen şirkete devredildi. iyi ya da kötü iş yapıyor olmaları hiçbir şeyi değiştirmiyor. özbek yönetimi sözde bir ihale açıp ihaleyi birkaç gün önceden duyurup bir anda oldu bittiye getirip bu şirkete galatasaray'ın tüm iletişim kanallarını emanet etmedi mi? şirketin sahibi, adını unuttum şimdi seçim döneminde dursun özbek için üyelerle iletişim yapan bir kulüp üyesi. ortağı da bir radyodaki işinden kovulmuş başka genel kurul üyesi. tekrar söylüyorum, yaptıkları iş iyi veya kötü demiyorum. o mevkiye nasıl geldiler diye soruyorum. dursun özbek'ten bir anda alın sizin olsun seçimde yardım ettiniz diye peşkeş çekilmemiş sayalım iyi iş yapıyorlar diye? kaç tane reklam ajansı sıraya girer de konkur açılırdı bir düşünün. bu kadar büyük bir hedef kitlesi olan markayı yıllık 1.5 milyon dolar gelecek buradan diye peşkeş çektiler tanıdıklarına, dostlarına. o 1.5 milyon dolar nereden gelecek? dominoslu tweetlerden 1.5 milyon gelmez. kimse kandırmasın kendini. galatasaray aş'nin maaşlı iletişim çalışanlarını da tigon yönetiyor. ne güzel maaşlar da kulüpten. devraldıklarından beri galatasaray dergisi zamanında çıkmaz oldu. daha çok şey var farketmediğiniz, farketmediğimiz.
tüm bu olanlara rağmen dursun özbek anlaşma şartlarını çıkıp toplantı öncesinde hem taraftara hem de genel kurula açmıyorsa ben orada bir bit yeniği ararım. açık olsun, bu anlaşmanın şartları bunlar, iyi ya da kötü benim projem bu, destekleyin ki galatasaray'ı bu durumdan kurtarmaya çalışalım hep birlikte desin, yemin ediyorum kimse gıkını çıkartmaz. genel kurul izin verir, vermez onu bilmiyorum ama bu kadar ses yükselmezdi. iş yapmayı biliyor mu bilmiyoruz dursun özbek, çünkü yaptıklarını anlatmayı bilmiyor, kendini ifade edemiyor.
tüm bu yukarıda saydıklarım ve belki de aklıma gelmeyen birçok skandalından sonra kapalı kapılar ardında yapılan bir anlaşmayı ve bunu açıklamadan üstün körü işte geleceğimiz kurtulacak, şu kadar parayla borçlardan kurtulacağız yapması sebebiyle yarın genel kurulun bu yetkiyi vermesini istemiyorum.
yarın anlaşma şartlarını açıklaması, en ince detayına kadar yazılı olarak sunması gerekiyor genel kurula. o zaman bile anlaşmayı süzgeçten geçirmek için hiç zamanı olmayacak genel kurulun ve bir anda oylamaya geçilecek. olması gereken önceden bu anlaşma metninin genel kurul üyelerine gönderilmesi, sonra da yarın oylama öncesi sözlü olarak üzerinden geçilmesiydi. bunu yapabilecek yetkinlikte bile değil bu adam. çünkü ya çakal ve aldatıyor ya da iş bilmiyor, yönetmek nedir anlamıyor. hangisi daha kötü bilmiyorum.
yarın genel kurul için çok önemli bir gün. evet dursun özbek istediğini alamazsa gidebilir ve bu takımı da etkileyecektir ama bu seneki şampiyonluktan çok daha önemli bir konu bu. belki de hüsnü kuruntu yapıyoruzdur ve genel kurul yetkiyi onaylar, her şey daha iyi olur, dursun özbek ilk defa bir kuş tutmuştur belki ağzıyla.
bu belirsizliği yaratan kişiye yetki verilmesi ne kadar sağlıklı olur ama bir düşünün.