5279
bunların öyle bir kesimi var ki hakikaten mide bulandırır.
öncelikle insan ilişkileri ile ilgili sürekli karşılaştığımız bir durumdan bahsedeyim. bazen olur ya hep iyi şeyler yapmışsındır, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmışsındır, çok mücadele etmişsindir ama bir an gelir en ufak bir şeyde yaptığın tüm iyi şeyler bir kenara atılır ve sadece o ufak kötü şey söylenir veya yüzüne vurulur ya işte insanın en çok zoruna giden şeylerden biridir. pek çok ilişkinin bitme sebebi de bu tarz durumlarda anlayış göstermemek, empati kuramamak değil midir? bu durum insana aslında çok şey öğretmeliyken kör cahil aynı şekilde devam eder her şey.
maalesef ki bizim taraftarımız için de o kadar kör cahil ve mide bulandırıran bir kesim var ki.
bir kere şunu anlamak o kadar zor mu? spor bir rekabettir. sporun her türünde bir takım hiçbir zaman kazanamaz. şu an aşığ olduğumuz galatasaray 14 sene şampiyon olamadı be. en başarılı olduğu son 20 yılda 3 defa dip gördü yahu. ama bir şekilde sporun doğasında olan bu durumdan kalkmasını da çok iyi bildi.
şimdi futbol takımına bakıyorum neredeyse geçen sene dip yapan kadronun aynısı. sadece iki futbolcu (şu an için) ilk 11'e eklenmiş ve bir anda takım sanki hız, pres, teknik ve pas becerisi çizgileri sona kadar hile ile çekilmiş gibi oynuyorlar. evet bu noktaya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum bu kadro neredeyse geçen senenin aynısı ama bu takımın artık 70. dakikada pili bitmiyor. en bayılarak izlediğimiz 2011-2012 sezonunda da bile ayağa hızlı tek paslarla çıkabildiğini görmedik. yalan mı?
şimdi riekerink sayesinde resmen çehre değiştirmiş, takım oyunu oynayan, takım savunması yapan bir takım ortaya çıkmış ama hala riekerink için en ufak bir olumsuzlukta "bundan teknik direktör olmaz, gitsin altyapı işine baksın" lafları gelmeye başlıyor.
illa ki puan kaybı olacaktır ama dikkat edin bu takım haftalarca makine düzeninde oynasa bile atıyorum bir gaziantep deplasmannda sürpriz bir puan kaybetse her şey yine başa dönecek. riekerink'in yarattığı takım unutulacak, haftalarca oynanan güzel oyun unutulacak ve başlayacak yine birileri mide bulandırmaya.
sabah sabah bunları basketbol takım koçu ergin ataman için yazılanları, söylenenleri görünce yazmak istedim. gerçekten bir taraftar grubu bu kadar hain ve vefasız olabilir. yahu bu adam daha geçen sene kağıt üstünde öyle ahım şahım bir şey bile olmayan takıma avrupa'nın en büyük ikinci kupasını kazandırmadı mı? hepiniz burada taşağının kilosu derdine düşmediniz mi?
ee efendim neymiş geçen senenin şampiyonu ve avrupanın en iyi takımına yenilmiş. hem de ligin daha ilk maçında. bak sen şu işe?
yahu arakadaş hadi basketbolun doğası ile ilgili bir şey anlamıyorsunuz da bu takımda geçen seneden sadece 2-3 oyuncu kaldığını ve takımın alışma sürecinde olduğunu daha analamadınız mı? basketbol bu oyuncu iyi oyuncuysa her takımda iyi oynar diye bir şey yok yahu. sokakta birebir maç yapmıyorsunuz burada. her oyuncunun topu aldığı/alacağı pozisyonlar çiziliyor antrenmalarda. her bir şut noktasının perdesi, hareketi yapılıyor. ama bizim taraftarımız sanırım bu işi ee ne var ki bunda deyip sivri burun kundurasıyla parkeye inip topa omuz gücü uygulayarak atış yapan kişiler gibi anlıyor.
ergin hocanın kadro seçiminin ve planlamasının hatalı olduğunu söyleyen bir çok kişi var. olabilir. ama bir durun bakalım hele bir kaynaşsın bu oyuncular. birkaç maç daha oynansın bu kadar ergen ruhlu triple senden teknik direktör olmaz nedir yahu?
birileri de çıkmış oktay mahmudi demiş. oktay hocayı ben de severim ama yuh yani hatta afdshshad.
böyle mecralarda sırf galatasaray için varız. ama eleştiri ile cehaleti birbirine karıştıranlar yüzünden insan değil böyle platformlardan, hayattan bile soğuyor arkadaş.
ya gerçekten anlamıyorum insanlar sporun bir zevk işi, bir rekabet işi ve her mücadelenin illa ki kazanan ve kaybeden tarafların olacağını ne de anlamakta bu kadar zorluk çekiyor?
öncelikle insan ilişkileri ile ilgili sürekli karşılaştığımız bir durumdan bahsedeyim. bazen olur ya hep iyi şeyler yapmışsındır, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmışsındır, çok mücadele etmişsindir ama bir an gelir en ufak bir şeyde yaptığın tüm iyi şeyler bir kenara atılır ve sadece o ufak kötü şey söylenir veya yüzüne vurulur ya işte insanın en çok zoruna giden şeylerden biridir. pek çok ilişkinin bitme sebebi de bu tarz durumlarda anlayış göstermemek, empati kuramamak değil midir? bu durum insana aslında çok şey öğretmeliyken kör cahil aynı şekilde devam eder her şey.
maalesef ki bizim taraftarımız için de o kadar kör cahil ve mide bulandırıran bir kesim var ki.
bir kere şunu anlamak o kadar zor mu? spor bir rekabettir. sporun her türünde bir takım hiçbir zaman kazanamaz. şu an aşığ olduğumuz galatasaray 14 sene şampiyon olamadı be. en başarılı olduğu son 20 yılda 3 defa dip gördü yahu. ama bir şekilde sporun doğasında olan bu durumdan kalkmasını da çok iyi bildi.
şimdi futbol takımına bakıyorum neredeyse geçen sene dip yapan kadronun aynısı. sadece iki futbolcu (şu an için) ilk 11'e eklenmiş ve bir anda takım sanki hız, pres, teknik ve pas becerisi çizgileri sona kadar hile ile çekilmiş gibi oynuyorlar. evet bu noktaya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum bu kadro neredeyse geçen senenin aynısı ama bu takımın artık 70. dakikada pili bitmiyor. en bayılarak izlediğimiz 2011-2012 sezonunda da bile ayağa hızlı tek paslarla çıkabildiğini görmedik. yalan mı?
şimdi riekerink sayesinde resmen çehre değiştirmiş, takım oyunu oynayan, takım savunması yapan bir takım ortaya çıkmış ama hala riekerink için en ufak bir olumsuzlukta "bundan teknik direktör olmaz, gitsin altyapı işine baksın" lafları gelmeye başlıyor.
illa ki puan kaybı olacaktır ama dikkat edin bu takım haftalarca makine düzeninde oynasa bile atıyorum bir gaziantep deplasmannda sürpriz bir puan kaybetse her şey yine başa dönecek. riekerink'in yarattığı takım unutulacak, haftalarca oynanan güzel oyun unutulacak ve başlayacak yine birileri mide bulandırmaya.
sabah sabah bunları basketbol takım koçu ergin ataman için yazılanları, söylenenleri görünce yazmak istedim. gerçekten bir taraftar grubu bu kadar hain ve vefasız olabilir. yahu bu adam daha geçen sene kağıt üstünde öyle ahım şahım bir şey bile olmayan takıma avrupa'nın en büyük ikinci kupasını kazandırmadı mı? hepiniz burada taşağının kilosu derdine düşmediniz mi?
ee efendim neymiş geçen senenin şampiyonu ve avrupanın en iyi takımına yenilmiş. hem de ligin daha ilk maçında. bak sen şu işe?
yahu arakadaş hadi basketbolun doğası ile ilgili bir şey anlamıyorsunuz da bu takımda geçen seneden sadece 2-3 oyuncu kaldığını ve takımın alışma sürecinde olduğunu daha analamadınız mı? basketbol bu oyuncu iyi oyuncuysa her takımda iyi oynar diye bir şey yok yahu. sokakta birebir maç yapmıyorsunuz burada. her oyuncunun topu aldığı/alacağı pozisyonlar çiziliyor antrenmalarda. her bir şut noktasının perdesi, hareketi yapılıyor. ama bizim taraftarımız sanırım bu işi ee ne var ki bunda deyip sivri burun kundurasıyla parkeye inip topa omuz gücü uygulayarak atış yapan kişiler gibi anlıyor.
ergin hocanın kadro seçiminin ve planlamasının hatalı olduğunu söyleyen bir çok kişi var. olabilir. ama bir durun bakalım hele bir kaynaşsın bu oyuncular. birkaç maç daha oynansın bu kadar ergen ruhlu triple senden teknik direktör olmaz nedir yahu?
birileri de çıkmış oktay mahmudi demiş. oktay hocayı ben de severim ama yuh yani hatta afdshshad.
böyle mecralarda sırf galatasaray için varız. ama eleştiri ile cehaleti birbirine karıştıranlar yüzünden insan değil böyle platformlardan, hayattan bile soğuyor arkadaş.
ya gerçekten anlamıyorum insanlar sporun bir zevk işi, bir rekabet işi ve her mücadelenin illa ki kazanan ve kaybeden tarafların olacağını ne de anlamakta bu kadar zorluk çekiyor?