11380
çok sinirlendim.
"galatasaray'dan eski kulübüm diye bahsettiniz ama kulübüm demek lazım. galatasaraylılara kutlama için teşekkür ediyorum."
şu cümle üzerinden kendisine sallanması veya altında bir şey aranmasına çok sinirlendim bir an. muhtemelen sinirleneceğim vardı buna denk geldi ama sinirlendim artık. şu cümlenin altında galatasaray'a bir göz kırpma da olabilir. ancak şu olayda niyet okuyuculuk yapmak bana göre ayıp. sebepleri;
1) adam galatasaray'lı, hala galatasaray'lı. daha öncede "kişilere karşı kırgınlığının olması, galatasaray'a karşı kırgınlığı olacağı manasına gelmez" demişti. sen galatasaray kimliğin ile kırgın olabilirsin. ben değilim, ancak sen olabilirsin. kırgınlık tek taraflıdır, affetmek de öyle. ancak barışmak iki taraflıdır.
2) kimse kimsenin duygusal tercihlerini sorgulama hakkına da sahip değil. bu ülkenin en büyük katili galatasaray'lı. ne yapalım? ne yapabiliriz? o çok marjinal bir örnek olduğu için topluluğun vicdanı bu adamı reddediyor. ama o katil hala galatasaray gol attığında seviniyorsa ne yapabiliriz? hadi lazio veya roma gibi bir görüşe veya kültüre mensup olsa galatasaray bir derece hak verebilirim. not: yazı sonuna bakın
3) adam kongre üyesi. bırakın kongre üyeliğini divan kurulu üyesi. galatasaray'da başkanlığa aday olabilmek için belli bir süre üye olmak gerekir. o süreyi hatırlamıyorum ancak divan üyesi demek bunu kontrol etmeye ihtiyaç duymayacağım kadar fatih terim kongre üyesi demek. dursun özbek'ten sonra aday olabilir. ne yani galatasaray kulübü değil mi bu adamın? ben üye olmayı çok arzuluyorum ancak üye değilim. ben galatasaray'dan biz veya kulübüm kelimeleriyle bahsederken fatih terim niye bahsedemesin.
not: galatasaray'ın kültürü yok demedim. tepki doğracak bir cümle hemen beklediğim tepkiyi bertaraf edeyim. galatasaray hibrit bir kültüre sahip bir kurum. aynı fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor, bursaspor, karşıyaka vs. vs. galatasaray'ın kültürünü 100 senedir kulübün tüzel kişiliğinin ve kongre üyelerinin gösterdiği ve takipçilerin (sadece taraftar değil) benimsediği refleksler oluşturuyor. ancak her türlü adam ben galatasaray'lıyım diyebilir ve galatasaray'lıdır. işin doğası bu. punk rock dinleyen bu kültüre ve yaşam şekline uygun bir adam ile, türk sanat musikisi dışında bir şarkı dinlemeyen adamın ortak payelerinden biri olma özelliğine sahiptir kulüpler.
edit: git adamın "tuvalete gidiyorum." cümlesinden niyet okuyuculuk yap. ama şu cümleye yapma. alttan bir mesaj vermeye çalışsa da arama. zaten sen o alt metni aramazsan öyle bir şey olmaz. bu adam sen sevsen de sevmesen de senin modern tarihinin futbolda ki en değerli hocan. modern olmayan dönemler de belki sembol isimleri yetiştiren baba gündüz'ü koyarsın bir kenera. yapacak bir şey yok, bu durum böyle. arama işte da, bir efsanen galatasaray'lılığını bir daha belirtmiş olsun. sen de yine şuan ki hocana sahip çık. sen takımı karıştırıyorsun, sen hoşuna gitmeyecek konuları yaratıyorsun farkında değilsin.
son olarak ben de bir bilgi vereyim. edep, adap, terbiye diye kavramlar var. öğrenmeye değer kavramlar.
"galatasaray'dan eski kulübüm diye bahsettiniz ama kulübüm demek lazım. galatasaraylılara kutlama için teşekkür ediyorum."
şu cümle üzerinden kendisine sallanması veya altında bir şey aranmasına çok sinirlendim bir an. muhtemelen sinirleneceğim vardı buna denk geldi ama sinirlendim artık. şu cümlenin altında galatasaray'a bir göz kırpma da olabilir. ancak şu olayda niyet okuyuculuk yapmak bana göre ayıp. sebepleri;
1) adam galatasaray'lı, hala galatasaray'lı. daha öncede "kişilere karşı kırgınlığının olması, galatasaray'a karşı kırgınlığı olacağı manasına gelmez" demişti. sen galatasaray kimliğin ile kırgın olabilirsin. ben değilim, ancak sen olabilirsin. kırgınlık tek taraflıdır, affetmek de öyle. ancak barışmak iki taraflıdır.
2) kimse kimsenin duygusal tercihlerini sorgulama hakkına da sahip değil. bu ülkenin en büyük katili galatasaray'lı. ne yapalım? ne yapabiliriz? o çok marjinal bir örnek olduğu için topluluğun vicdanı bu adamı reddediyor. ama o katil hala galatasaray gol attığında seviniyorsa ne yapabiliriz? hadi lazio veya roma gibi bir görüşe veya kültüre mensup olsa galatasaray bir derece hak verebilirim. not: yazı sonuna bakın
3) adam kongre üyesi. bırakın kongre üyeliğini divan kurulu üyesi. galatasaray'da başkanlığa aday olabilmek için belli bir süre üye olmak gerekir. o süreyi hatırlamıyorum ancak divan üyesi demek bunu kontrol etmeye ihtiyaç duymayacağım kadar fatih terim kongre üyesi demek. dursun özbek'ten sonra aday olabilir. ne yani galatasaray kulübü değil mi bu adamın? ben üye olmayı çok arzuluyorum ancak üye değilim. ben galatasaray'dan biz veya kulübüm kelimeleriyle bahsederken fatih terim niye bahsedemesin.
not: galatasaray'ın kültürü yok demedim. tepki doğracak bir cümle hemen beklediğim tepkiyi bertaraf edeyim. galatasaray hibrit bir kültüre sahip bir kurum. aynı fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor, bursaspor, karşıyaka vs. vs. galatasaray'ın kültürünü 100 senedir kulübün tüzel kişiliğinin ve kongre üyelerinin gösterdiği ve takipçilerin (sadece taraftar değil) benimsediği refleksler oluşturuyor. ancak her türlü adam ben galatasaray'lıyım diyebilir ve galatasaray'lıdır. işin doğası bu. punk rock dinleyen bu kültüre ve yaşam şekline uygun bir adam ile, türk sanat musikisi dışında bir şarkı dinlemeyen adamın ortak payelerinden biri olma özelliğine sahiptir kulüpler.
edit: git adamın "tuvalete gidiyorum." cümlesinden niyet okuyuculuk yap. ama şu cümleye yapma. alttan bir mesaj vermeye çalışsa da arama. zaten sen o alt metni aramazsan öyle bir şey olmaz. bu adam sen sevsen de sevmesen de senin modern tarihinin futbolda ki en değerli hocan. modern olmayan dönemler de belki sembol isimleri yetiştiren baba gündüz'ü koyarsın bir kenera. yapacak bir şey yok, bu durum böyle. arama işte da, bir efsanen galatasaray'lılığını bir daha belirtmiş olsun. sen de yine şuan ki hocana sahip çık. sen takımı karıştırıyorsun, sen hoşuna gitmeyecek konuları yaratıyorsun farkında değilsin.
son olarak ben de bir bilgi vereyim. edep, adap, terbiye diye kavramlar var. öğrenmeye değer kavramlar.