9113
bazen insanlara şaşırırsınız. "nasıl, böyle düşünür?" dersiniz. karşınızdaki ile aynı şeyi görüyor, kokluyor, hissediyor ve izliyorsunuzdur ancak bu kadar zıt şeyler nasıl aklınıza geliyor, bir türlü anlayamıyorsunuz. bu entry'nin sonunda muhtemelen bu söylediklerim aklınıza gelecektir.
arkadaş bana göre selçuk inan 27 ağustos 2016 tarihindeki akhisar deplasmanında özellikle eren çıkıp santraforsuz oynamaya başladığımız ana kadar iyi değil, gayet iyi ve yüksek performans ile oynadı. eren çıktıktan sonraki oyun ise benim nazarımda gayet değişen plana uygun tipolojiye sahip olmayışı ve kötü oyun ile açıklanabilir.
işin ilginç yanı ben bu düşüncelerimi ilk yarının sonunda yazmıştım. ve tepki almıştım, ancak anlayamıyordum. girizgahda ki söylediklerimi aynen hissediyor ve yaşıyordum. eren çıktıktan sonra sinan'ın gireceğini ve bu sebepten orta sahanın düşeceğini dolayısıyla selçuk'un veriminin düşeceğini öngörmüştüm. yanışdım! daha farklı ve belki de (bence öyle) daha yanlış bir karar ile tahmin ettiğimden çok daha kötü bir oyuna oyunun evrilmesiyle orta saha çöktü. en azından bir taraftan tutturmak hoşuma gitti, gitmedi dersem yalan olur.
her neyse ilginçliğe dönersek, orada benim tam tersimi düşünüyorsanız futbola bakış açımız ve görüşümüz uyuşamaz, yani tartışmamızın bir zemini olamayacağından manası kalmaz demiştim. televizyonda ki hemen hemen bütün yorumcuları zaten eliyorum. hemen hemen hiç birinin futbol görüşünü beğenmiyor, feyz almıyor ve ses olması dışında takip etmiyorum. ancak sözlükte dahi bir tane düşündüğüme yakın bir analiz görmeyince kendimi sorguladım. maç ile alakalı her türlü aklıma gelen bilgiye bakmaya çalıştım. maçı gözümün önünde tekrar canlandırdım. ama yok, hala aynı kafamdakiler. kafamın içindeki gerçek benliğime sahip ses, izlediğim her türlü net kaynaklı veya değil kaynağa dayanarak gerçekten de bu ülkede spor ve futbolun bilinmediğini haykırıyor. hayır narrkisos değilim. bunu nereden biliyorum? aklıma gelen bu cümlenin dünyada ki en manasız ve mantıksız cümle olduğunu algılama, bu sporu sadece benim gibi izleyen birinden kat ve kat fazla bilen insanların olduğunu hatta bunların önemli bir kısmının sadece benim gibi izleyici olduğunu bilmek gerek. aptallığın lüzumu yok.
işte bu boşluk hissi çok tuhafmış.
arkadaş bana göre selçuk inan 27 ağustos 2016 tarihindeki akhisar deplasmanında özellikle eren çıkıp santraforsuz oynamaya başladığımız ana kadar iyi değil, gayet iyi ve yüksek performans ile oynadı. eren çıktıktan sonraki oyun ise benim nazarımda gayet değişen plana uygun tipolojiye sahip olmayışı ve kötü oyun ile açıklanabilir.
işin ilginç yanı ben bu düşüncelerimi ilk yarının sonunda yazmıştım. ve tepki almıştım, ancak anlayamıyordum. girizgahda ki söylediklerimi aynen hissediyor ve yaşıyordum. eren çıktıktan sonra sinan'ın gireceğini ve bu sebepten orta sahanın düşeceğini dolayısıyla selçuk'un veriminin düşeceğini öngörmüştüm. yanışdım! daha farklı ve belki de (bence öyle) daha yanlış bir karar ile tahmin ettiğimden çok daha kötü bir oyuna oyunun evrilmesiyle orta saha çöktü. en azından bir taraftan tutturmak hoşuma gitti, gitmedi dersem yalan olur.
her neyse ilginçliğe dönersek, orada benim tam tersimi düşünüyorsanız futbola bakış açımız ve görüşümüz uyuşamaz, yani tartışmamızın bir zemini olamayacağından manası kalmaz demiştim. televizyonda ki hemen hemen bütün yorumcuları zaten eliyorum. hemen hemen hiç birinin futbol görüşünü beğenmiyor, feyz almıyor ve ses olması dışında takip etmiyorum. ancak sözlükte dahi bir tane düşündüğüme yakın bir analiz görmeyince kendimi sorguladım. maç ile alakalı her türlü aklıma gelen bilgiye bakmaya çalıştım. maçı gözümün önünde tekrar canlandırdım. ama yok, hala aynı kafamdakiler. kafamın içindeki gerçek benliğime sahip ses, izlediğim her türlü net kaynaklı veya değil kaynağa dayanarak gerçekten de bu ülkede spor ve futbolun bilinmediğini haykırıyor. hayır narrkisos değilim. bunu nereden biliyorum? aklıma gelen bu cümlenin dünyada ki en manasız ve mantıksız cümle olduğunu algılama, bu sporu sadece benim gibi izleyen birinden kat ve kat fazla bilen insanların olduğunu hatta bunların önemli bir kısmının sadece benim gibi izleyici olduğunu bilmek gerek. aptallığın lüzumu yok.
işte bu boşluk hissi çok tuhafmış.