15071
terim - aysal'lı muslera-ujfa-melo-elmander iskeletinin kurulduğu yıldan beri korkunç derecede plansız transfer stratejileri yürüttü kulüp. o iskelete eklenen oyunculardan sneijder - drogba - podolski dışındaki hiçbir oyuncu takımın ilk 11'ini güçlendiremedi. zira bu üç isim de planlı bir starateji içinde değil, fırsat transfer şeklinde gerçekleşti. takıma verdikleri müthiş katkı yanında drogba sneijder'in geldiği ilk sezon terim'in ilk 11 kurmakta zorlandığı aşikardı. ama yine de bireysel performanslarla takım şampiyonluğa yürüyordu.
sonrasındaki süreçte, yani yukarda saydığım iskeletten sadece muslera'nın kaldığı günümüze uzanan yıllarda, galatasaray futbol takımı iskeletini yenilemek yerine ısrarla yıkılmaz bir ilk 11 varmış da pozisyonlardaki kadro rekabetini arttırmak istermişcesine alternatif transferlere yöneldi. daha doğrusu, ilk 11 oyuncusu almak için başlayan her transfer hareketi galatasaray'da gözü kapalı ilk 11'e yazamayacağın orta karar transferlerle kapandı. bunun nedeni ekonomik durum mu beceriksizlik mi bilmiyorum. tek tek sayalım;
- ujfa'dan sonra takımın lider defans oyuncusu yokken, israrla sag stopere adam alindı.elde semih varken, semih'i tamamlayamayacak, semih'le ancak rotasyona girebilecek chedjou, dany, denayer, serdar alındı. sol stoperde hala sadece hakan balta oynuyor. alternatifi yok. tekrar kiralanacak denen denayer yine en fazla hakan'ın partneri olacak, onun yerini alamayacak. hakan dışındaki tüm bu defans oyuncularının özellikleri benzer, solunda bir lidere ihtiyaç duyan oyuncular ve boy ortalamaları 1.80. harcanan onca para hangi eksikliği kapattı belli değil.
- orta sahada 'melo'nun yeri' diye dürümcü ismine dönen pozisyona transfer yapmak için niyetlenen kulüp her transfer dönemini selçuk'un yerine oyuncular alıp, ama yine selçuk'u oynatarak kapatıyor. bilal, jose, dzemaili, tolga geldi. selçuk'un yanında koca bir boşluk varken selçuk'la benzer özellikte, selçuk'u tamamlayacak değil onu yedekleyecek oyunculara milyonlar harcandı. donk transferinin anlamsızlığından bahsetmiyorum bile. orta sahadaki o boşluk en az 3 yıldır öylece duruyor.
- elmander'den sonra oyunu ileri yıkmayı sağlayacak rakip defansı yıpratacak santrafor aranıp duruldu. umut-burak ikilisi çokca istatistik üretmiş olsa da elmander'li kadronun oyun anlayışını sürdüremeyeceği ve takımı başka bir şeye dönüştüreceği aşikardı. drogba-elmander-burak-umut şeklindeki rotasyon yıllar içinde azala azala sadece umut bulut'a kadar düştü. o bölgeye tek bir ilave yapılamadı. eren derdiyok transferi de şekil olarak doğru olsa da maliyeti oranında yapılabilecek en iyi seçenek miydi şüpheli. sadece türkiye'de oynadığı bir sezonda belki ama önümüzdeki yıl şampiyonlar ligi kadrosunda galatasarayın 1. santraforu eren mi olmalıydı? yada galatasaray'ın 2. santaforu 2 buçuk milyon euro mu almalıydı? nerden baksan tutarsızlık.
terimden sonra yapilan transferlerin hepsi -podolski haric- ilk 11i degil, 18'i guclendiren hamleler. totale baktığında en ufak bir futbol aklından, mantıksal tutarlılıktan bahsetmek imkansız. harcanan bir sürü para, ilk 11'in eksikleri 3 yıl önce neyse hala duruyor. tabiki bir takım sürekli ujfa tipi, elmander tipi, melo tipi denklemine sıkışıp kalacak değil. ancak 2011'deki o oyun planı dışında hala farklı bir şablon ve mentalite sunulabilmiş değil. hala 2011 futboluna öykünülürken yapılan transferleri başka bir açıdan değerlendirmek de mümkün değil. hocalar değişse de galatasaray elindeki kadroya uygun bir oyun oynamaya çalışmıyor. galatasaray'ın oynadığı oyun lider bir defans oyuncusunun, orta sahada sert ve ayağı düzgün bir ön liberonun ve ilerde gerçek bir hedef santraforun eksikliğini basbas bağırıyor. aksi olsa bu entry hiç yazılmamış olurdu. mevcut futbol aklına bakarsak aynı şeyleri yazmaya devam edeceğiz.
sonrasındaki süreçte, yani yukarda saydığım iskeletten sadece muslera'nın kaldığı günümüze uzanan yıllarda, galatasaray futbol takımı iskeletini yenilemek yerine ısrarla yıkılmaz bir ilk 11 varmış da pozisyonlardaki kadro rekabetini arttırmak istermişcesine alternatif transferlere yöneldi. daha doğrusu, ilk 11 oyuncusu almak için başlayan her transfer hareketi galatasaray'da gözü kapalı ilk 11'e yazamayacağın orta karar transferlerle kapandı. bunun nedeni ekonomik durum mu beceriksizlik mi bilmiyorum. tek tek sayalım;
- ujfa'dan sonra takımın lider defans oyuncusu yokken, israrla sag stopere adam alindı.elde semih varken, semih'i tamamlayamayacak, semih'le ancak rotasyona girebilecek chedjou, dany, denayer, serdar alındı. sol stoperde hala sadece hakan balta oynuyor. alternatifi yok. tekrar kiralanacak denen denayer yine en fazla hakan'ın partneri olacak, onun yerini alamayacak. hakan dışındaki tüm bu defans oyuncularının özellikleri benzer, solunda bir lidere ihtiyaç duyan oyuncular ve boy ortalamaları 1.80. harcanan onca para hangi eksikliği kapattı belli değil.
- orta sahada 'melo'nun yeri' diye dürümcü ismine dönen pozisyona transfer yapmak için niyetlenen kulüp her transfer dönemini selçuk'un yerine oyuncular alıp, ama yine selçuk'u oynatarak kapatıyor. bilal, jose, dzemaili, tolga geldi. selçuk'un yanında koca bir boşluk varken selçuk'la benzer özellikte, selçuk'u tamamlayacak değil onu yedekleyecek oyunculara milyonlar harcandı. donk transferinin anlamsızlığından bahsetmiyorum bile. orta sahadaki o boşluk en az 3 yıldır öylece duruyor.
- elmander'den sonra oyunu ileri yıkmayı sağlayacak rakip defansı yıpratacak santrafor aranıp duruldu. umut-burak ikilisi çokca istatistik üretmiş olsa da elmander'li kadronun oyun anlayışını sürdüremeyeceği ve takımı başka bir şeye dönüştüreceği aşikardı. drogba-elmander-burak-umut şeklindeki rotasyon yıllar içinde azala azala sadece umut bulut'a kadar düştü. o bölgeye tek bir ilave yapılamadı. eren derdiyok transferi de şekil olarak doğru olsa da maliyeti oranında yapılabilecek en iyi seçenek miydi şüpheli. sadece türkiye'de oynadığı bir sezonda belki ama önümüzdeki yıl şampiyonlar ligi kadrosunda galatasarayın 1. santraforu eren mi olmalıydı? yada galatasaray'ın 2. santaforu 2 buçuk milyon euro mu almalıydı? nerden baksan tutarsızlık.
terimden sonra yapilan transferlerin hepsi -podolski haric- ilk 11i degil, 18'i guclendiren hamleler. totale baktığında en ufak bir futbol aklından, mantıksal tutarlılıktan bahsetmek imkansız. harcanan bir sürü para, ilk 11'in eksikleri 3 yıl önce neyse hala duruyor. tabiki bir takım sürekli ujfa tipi, elmander tipi, melo tipi denklemine sıkışıp kalacak değil. ancak 2011'deki o oyun planı dışında hala farklı bir şablon ve mentalite sunulabilmiş değil. hala 2011 futboluna öykünülürken yapılan transferleri başka bir açıdan değerlendirmek de mümkün değil. hocalar değişse de galatasaray elindeki kadroya uygun bir oyun oynamaya çalışmıyor. galatasaray'ın oynadığı oyun lider bir defans oyuncusunun, orta sahada sert ve ayağı düzgün bir ön liberonun ve ilerde gerçek bir hedef santraforun eksikliğini basbas bağırıyor. aksi olsa bu entry hiç yazılmamış olurdu. mevcut futbol aklına bakarsak aynı şeyleri yazmaya devam edeceğiz.