26235
“…mayısta yaptığımız seçimler esnasında, hatırlarsanız hepinize bir taahhütte bulunmuştum. dedim ki, ben galatasaray spor kulübünü eğer yönetmek için seçilirsem, her halde, her şartta genel kurulun onayına gideceğim demiştim. hatta sloganımı da 3d diye açıklamıştım. dayanışma, disiplin ve denetim olarak açıklamıştım. denetimin içinde genel kurulun yapılan işleri tasvibi, tasvip etmemesi, yol göstermesi, istişare etme….”
“…bize yetki verin, bana, yönetim kuruluma yetki verin, biz bunun üzerinde çalışalım, bunun finansal yollarını bulalım. nasıl değerlendireceğimizi de gelip genel kurula anlatalım. siz onaylarsanız, devam edelim…”
“…yeri gelmişken söylüyorum, şundan kimsenin tereddüdü olmaması lazım. ne yaparsak yapalım, ne edersek edelim, biz her adımda genel kurula bilgi vereceğiz, yetki alacağız. hiçbir şekilde yaptığımız işlerin, biz yönetimiz, bizim yetkimiz var, bendi altında hiçbir tasarrufta bulunmayacağız, bunu bilmenizi istiyorum…”
saygıdeğer galatasaraylı’lar,
yukarıda gördüğünüz cümleler galatasaray spor kulübü’nün 11/07/2015 tarihli olağanüstü genel kurul tutanaklarından noktasına virgülüne dokunmadan birebir olarak alınmıştır. bu alıntılar galatasaray spor kulübü başkanı sn. dursun özbek’in yaptığı açılış konuşmasındandır. hatırlayacağınız üzere gsk yönetim kurulu galatasaray’ın taşınmazları hakkında geniş yetkiler alabilmek için gsk genel kurulu'nu toplamış ve bu yetkiler benim de aralarında bulunduğum 4-5 üyenin muhalefetine karşı oy çokluğuyla kendilerine verilmişti. muhalefetin bu denli kısıtlı olmasının sebebi de yukarıda okuduğunuz cümlelerdi çünkü sn.özbek genel kurul’a çok önemli bir söz vermiş ve bu yetkileri kullanmadan önce genel kurul’u toplayacağını defaatle belirtmişti. fakat galatasaraylı’lar 29.06.2016 tarihinde aşağıdaki kap bildirimi ile kaşılaştılar:
“şirketimiz ana ortağı olan galatasaray spor kulübü derneğine ait arsaların projelendirilmesi için " galatasaray spor kulübü derneği ve emlak konut gayrimenkul yatırım ortaklığı a..ş. " arasında bugün bir protokol imzalanmıştır.”
basına sızan diğer bilgilere ve resmi siteden aynı tarihte yapılan açıklamalara da bakıldığında gsk yönetimi, sn.özbek’in genel kurul’da verdiği sözlere aykırı haraket ederek, genel kurul’u toplamadan galatasaray’ın riva ve florya’daki taşınmazları hakkında bir protokol anlaşmasına imza atmış gözükmekte. yani açık ve aleni şekilde gsk genel kurulu’na yalan beyanda bulunulmuş, üyeler kandırılarak kendilerinden önemli yetkiler alınmış ve bu yetkiler tutanaklara geçen sözlere rağmen hukuksuzca kullanılmaya başlanmıştır. ben bir hukukçu değilim, bu konu da uzmanlık alanım değil ama “hukuksuzca” kelimesini özellikle kullanıyorum çünkü çok değerli iki galatasaraylı hukukçunun görüşlerine katılıyorum. aynı gsk genel kurulu’nda sn.özbek’in konuşmasından hemen sonra sn.mehmet helvacı aşağıdaki cümleleri sarfetmiştir:
“…başkanın konuşması çok açık ve nettir. önümüze gelecek olan bu yetkilerle ilgili, vermiş olduğumuz yetkilerle ilgili, her yeni durumda, mutlaka kendisi, genel kurula geleceğini açık açık ifade etmiştir, hiçbir tasarrufta bulunmayacağını ve her tasarrufunda bu gayrimenkullerle ilgili her tasarrufunda yeniden genel kurula gelip, yeniden yetki alacağını, net ve açık bir şekilde beyan ettiği için, alacağı yetkiler, metin ne olursa olsun, bu kapsamdadır…”
bunun üzerine sn.helvacı’dan sözü alan divan kurulu başkanı sn.metin ünlü de bu görüşü şu şekilde tasdik etmiştir:
“…ben de aynı şeyleri düşünüyordum. sayın başkanın bu taahhütleri, hepsi genel kurul tutanaklarında geçiyor. şu yaptığımız konuşmaların, virgülüne kadar tamamı, yazılı hale dökülüyor ve bizim evraklarımızın arasında duruyor, bu yetkiler istenirken, bu konuşmaların, bu taahhütlerin kesinlikle ve kesinlikle büyük katkısı var.”
bu görüşlerden de net olarak anlaşılacağı gibi sn.özbek’in taşınmazlar hakkında yaptığı bu protokol, genel kurul tarafından onaylanana kadar, geçersizdir. bunun ötesinde protokol, gsk genel kurulu’na verilen sözler çiğnenerek imzalanmış ve üyeler açık ve net olarak kandırılmıştır. ben bir galatasaray spor kulübü üyesi olarak bu durumu kendime yediremiyorum. galatasaray başkanlık makamının düşürüldüğü bu durum içimi acıtıyor. üstelik camianın bundan önceki benzer olaylarda verdiği tepkinin şu sıralarda verilmiyor olması da önceki tepkilerin projelere değil kişilere karşı verilmiş olduğunu gösteriyor ki bu da ayrı bir üzüntü sebebi. galatasaray camiası’nın bir an evvel hassasiyetlerini hatırlaması ve bu konu hakkında gerekeni yapması artık elzemdir, sessizce beklediğimiz her saniye çok sevdiğimiz kulübümüzün geleceğini ateşe atmaktır.
doğru olmayan beyanlarla yetki gaspı kabul edilemez ve üyeler olarak bu durumun üstüne gitmekle yükümlüyüz fakat bu durumun da ötesinde, yapılan hukuk dışı anlaşmanın sonucu olarak çok daha önemli bir problem ile karşı karşıyayız. hepimizin bildiği gibi galatasaray spor kulübü çok ciddi bir borç batağındadır, gayrimenkullerimiz ise artık uçurumdan önceki son çıkış noktamızdır. eğer gayrimenkullerimizi olması gerektiği gibi değerlendiremezsek ve borç alacak farkımızı kapatacak bir gelir kaynağı sağlayamazsak,111 yıllık spor kulübümüz elimizden uçup gidecektir. sizlere hatırlatmak istiyorum, bu proje galatasaray spor kulübü’nün emlak konut gayrimenkul yatırım ortaklığı a.ş.'yi kontrol edenlerle yürüttüğü ilk proje değildir. emlak konut gayrimenkul yatırım ortaklığı a.ş bir toki iştirakidir ki bu isim her birimizin kafasına işlenmiş olsa gerekir. mecidiyeköy’de üst kullanım hakkı elimizde olan altın değerinde bir araziyi terk edişimiz, istanbul’un daha değersiz bir bölgesine taşınmamız, bunun karşılığında eksikleri tamamlanmamış, kullanım hakkı dahi elimize geçmemiş ve kullanım hakkı için kabul edilmesi dayatılan ağır şartlar sebebiyle gençlik ve spor genel müdürlüğü ile mahkemelik olduğumuz bir stadyum ile muhatap olma durumunda kalmamız toki ile yaptığımız en son anlaşmanın ürünüdür. üstelik galatasaray üzerinden milyarlar kazanan bu kamu kuruluşunun zamanında kontrolünü elinde bulunduran erdoğan bayraktar ile yaşadıklarımız ve arkasından gelen devlet yaptırımları da hepimizin malumu olsa gerekir. yavuz sultan selim köprüsü ve yeni havaalanı projeleri ile değeri yükselecek bu arazilerin yaklaşık 580 milyon tl karşılığında bu şekilde feda edilmesi nasıl kabul edilebilir? peki gelecek olan 580m tl de çarçur edildiği zaman (ki hali hazırdaki yönetimden başka bir beklenti olamaz) elimizde kalacak devasa borç alacak farkıyla uçurumdan aşağıya doğru süzülürken yaptığımız hataların sorumluluğunu sırtımızda hissetmeyecek miyiz?
galatasaray spor kulübü bizler için tek, bir ikincisi yok. eğer kulübümüzün başına bir şey gelecek olursa sorumluluğu hepimizin üzerinde. gsk üyeleri bir dakika dahi beklemeden seçimli gsk olağanüstü genel kurulu’nu toplayarak kendilerini yanıltan ve böyle bir sorumluluğun altına sokan başkanlarını değiştirmek zorundadır. hemen ardından da görev yapan yönetimin bile tam olarak ne olduğunu bilmediği bu protokolü gsk genel kurulu’na taşımak, değerlendirmek ve gerekirse iptal etmekle yükümlülerdir. aksi takdirde yaşayacağımız kabus hepimizin sorumluluğudur ve bunun vebali, ne bizden önceki ne de bizden sonraki galatasaraylılara, ödeyemeyeceğimiz kadar büyük olacaktır.
yasin çakmak
gsk 13424
“…bize yetki verin, bana, yönetim kuruluma yetki verin, biz bunun üzerinde çalışalım, bunun finansal yollarını bulalım. nasıl değerlendireceğimizi de gelip genel kurula anlatalım. siz onaylarsanız, devam edelim…”
“…yeri gelmişken söylüyorum, şundan kimsenin tereddüdü olmaması lazım. ne yaparsak yapalım, ne edersek edelim, biz her adımda genel kurula bilgi vereceğiz, yetki alacağız. hiçbir şekilde yaptığımız işlerin, biz yönetimiz, bizim yetkimiz var, bendi altında hiçbir tasarrufta bulunmayacağız, bunu bilmenizi istiyorum…”
saygıdeğer galatasaraylı’lar,
yukarıda gördüğünüz cümleler galatasaray spor kulübü’nün 11/07/2015 tarihli olağanüstü genel kurul tutanaklarından noktasına virgülüne dokunmadan birebir olarak alınmıştır. bu alıntılar galatasaray spor kulübü başkanı sn. dursun özbek’in yaptığı açılış konuşmasındandır. hatırlayacağınız üzere gsk yönetim kurulu galatasaray’ın taşınmazları hakkında geniş yetkiler alabilmek için gsk genel kurulu'nu toplamış ve bu yetkiler benim de aralarında bulunduğum 4-5 üyenin muhalefetine karşı oy çokluğuyla kendilerine verilmişti. muhalefetin bu denli kısıtlı olmasının sebebi de yukarıda okuduğunuz cümlelerdi çünkü sn.özbek genel kurul’a çok önemli bir söz vermiş ve bu yetkileri kullanmadan önce genel kurul’u toplayacağını defaatle belirtmişti. fakat galatasaraylı’lar 29.06.2016 tarihinde aşağıdaki kap bildirimi ile kaşılaştılar:
“şirketimiz ana ortağı olan galatasaray spor kulübü derneğine ait arsaların projelendirilmesi için " galatasaray spor kulübü derneği ve emlak konut gayrimenkul yatırım ortaklığı a..ş. " arasında bugün bir protokol imzalanmıştır.”
basına sızan diğer bilgilere ve resmi siteden aynı tarihte yapılan açıklamalara da bakıldığında gsk yönetimi, sn.özbek’in genel kurul’da verdiği sözlere aykırı haraket ederek, genel kurul’u toplamadan galatasaray’ın riva ve florya’daki taşınmazları hakkında bir protokol anlaşmasına imza atmış gözükmekte. yani açık ve aleni şekilde gsk genel kurulu’na yalan beyanda bulunulmuş, üyeler kandırılarak kendilerinden önemli yetkiler alınmış ve bu yetkiler tutanaklara geçen sözlere rağmen hukuksuzca kullanılmaya başlanmıştır. ben bir hukukçu değilim, bu konu da uzmanlık alanım değil ama “hukuksuzca” kelimesini özellikle kullanıyorum çünkü çok değerli iki galatasaraylı hukukçunun görüşlerine katılıyorum. aynı gsk genel kurulu’nda sn.özbek’in konuşmasından hemen sonra sn.mehmet helvacı aşağıdaki cümleleri sarfetmiştir:
“…başkanın konuşması çok açık ve nettir. önümüze gelecek olan bu yetkilerle ilgili, vermiş olduğumuz yetkilerle ilgili, her yeni durumda, mutlaka kendisi, genel kurula geleceğini açık açık ifade etmiştir, hiçbir tasarrufta bulunmayacağını ve her tasarrufunda bu gayrimenkullerle ilgili her tasarrufunda yeniden genel kurula gelip, yeniden yetki alacağını, net ve açık bir şekilde beyan ettiği için, alacağı yetkiler, metin ne olursa olsun, bu kapsamdadır…”
bunun üzerine sn.helvacı’dan sözü alan divan kurulu başkanı sn.metin ünlü de bu görüşü şu şekilde tasdik etmiştir:
“…ben de aynı şeyleri düşünüyordum. sayın başkanın bu taahhütleri, hepsi genel kurul tutanaklarında geçiyor. şu yaptığımız konuşmaların, virgülüne kadar tamamı, yazılı hale dökülüyor ve bizim evraklarımızın arasında duruyor, bu yetkiler istenirken, bu konuşmaların, bu taahhütlerin kesinlikle ve kesinlikle büyük katkısı var.”
bu görüşlerden de net olarak anlaşılacağı gibi sn.özbek’in taşınmazlar hakkında yaptığı bu protokol, genel kurul tarafından onaylanana kadar, geçersizdir. bunun ötesinde protokol, gsk genel kurulu’na verilen sözler çiğnenerek imzalanmış ve üyeler açık ve net olarak kandırılmıştır. ben bir galatasaray spor kulübü üyesi olarak bu durumu kendime yediremiyorum. galatasaray başkanlık makamının düşürüldüğü bu durum içimi acıtıyor. üstelik camianın bundan önceki benzer olaylarda verdiği tepkinin şu sıralarda verilmiyor olması da önceki tepkilerin projelere değil kişilere karşı verilmiş olduğunu gösteriyor ki bu da ayrı bir üzüntü sebebi. galatasaray camiası’nın bir an evvel hassasiyetlerini hatırlaması ve bu konu hakkında gerekeni yapması artık elzemdir, sessizce beklediğimiz her saniye çok sevdiğimiz kulübümüzün geleceğini ateşe atmaktır.
doğru olmayan beyanlarla yetki gaspı kabul edilemez ve üyeler olarak bu durumun üstüne gitmekle yükümlüyüz fakat bu durumun da ötesinde, yapılan hukuk dışı anlaşmanın sonucu olarak çok daha önemli bir problem ile karşı karşıyayız. hepimizin bildiği gibi galatasaray spor kulübü çok ciddi bir borç batağındadır, gayrimenkullerimiz ise artık uçurumdan önceki son çıkış noktamızdır. eğer gayrimenkullerimizi olması gerektiği gibi değerlendiremezsek ve borç alacak farkımızı kapatacak bir gelir kaynağı sağlayamazsak,111 yıllık spor kulübümüz elimizden uçup gidecektir. sizlere hatırlatmak istiyorum, bu proje galatasaray spor kulübü’nün emlak konut gayrimenkul yatırım ortaklığı a.ş.'yi kontrol edenlerle yürüttüğü ilk proje değildir. emlak konut gayrimenkul yatırım ortaklığı a.ş bir toki iştirakidir ki bu isim her birimizin kafasına işlenmiş olsa gerekir. mecidiyeköy’de üst kullanım hakkı elimizde olan altın değerinde bir araziyi terk edişimiz, istanbul’un daha değersiz bir bölgesine taşınmamız, bunun karşılığında eksikleri tamamlanmamış, kullanım hakkı dahi elimize geçmemiş ve kullanım hakkı için kabul edilmesi dayatılan ağır şartlar sebebiyle gençlik ve spor genel müdürlüğü ile mahkemelik olduğumuz bir stadyum ile muhatap olma durumunda kalmamız toki ile yaptığımız en son anlaşmanın ürünüdür. üstelik galatasaray üzerinden milyarlar kazanan bu kamu kuruluşunun zamanında kontrolünü elinde bulunduran erdoğan bayraktar ile yaşadıklarımız ve arkasından gelen devlet yaptırımları da hepimizin malumu olsa gerekir. yavuz sultan selim köprüsü ve yeni havaalanı projeleri ile değeri yükselecek bu arazilerin yaklaşık 580 milyon tl karşılığında bu şekilde feda edilmesi nasıl kabul edilebilir? peki gelecek olan 580m tl de çarçur edildiği zaman (ki hali hazırdaki yönetimden başka bir beklenti olamaz) elimizde kalacak devasa borç alacak farkıyla uçurumdan aşağıya doğru süzülürken yaptığımız hataların sorumluluğunu sırtımızda hissetmeyecek miyiz?
galatasaray spor kulübü bizler için tek, bir ikincisi yok. eğer kulübümüzün başına bir şey gelecek olursa sorumluluğu hepimizin üzerinde. gsk üyeleri bir dakika dahi beklemeden seçimli gsk olağanüstü genel kurulu’nu toplayarak kendilerini yanıltan ve böyle bir sorumluluğun altına sokan başkanlarını değiştirmek zorundadır. hemen ardından da görev yapan yönetimin bile tam olarak ne olduğunu bilmediği bu protokolü gsk genel kurulu’na taşımak, değerlendirmek ve gerekirse iptal etmekle yükümlülerdir. aksi takdirde yaşayacağımız kabus hepimizin sorumluluğudur ve bunun vebali, ne bizden önceki ne de bizden sonraki galatasaraylılara, ödeyemeyeceğimiz kadar büyük olacaktır.
yasin çakmak
gsk 13424