51
maalesef kaybediyor gibiyiz. hiç tartışmasız, spor tarihinin en büyük iki üç sporcusundan biridir muhammed ali. çok büyük bir sporcu olmasının yanında, çok büyük bir insandır. zaten onun büyük sporculuğu, büyük insanlığıyla birleşerek muhammed ali kültünü yaratmıştır: o, prime-time'ında bokstan uzaklaşmayı göze alarak abd'ye meydan okuyacak kadar büyük bir insan; üç sene ara verdiği boksa dönüp prime-time'larındaki iki boksörden (frazier ve foreman) iki destansı şampiyonluk alacak kadar büyük bir sporcudur. o foreman'la dövüşeceği zaman çoğu spor otoritesi foreman'ı favori gösterirken, ringin etrafını dolduran afrikalılar "ali boma ye!" ("öldür onu ali!") tezahüratlarıyla ali'nin büyüklüğünü onu sıradan bir sporcu sanan herkesin yüzüne haykırıyorlardı. ali o dövüşte en ünlü meziyeti olan hızını yitirmişti; ama hâlâ eski dayanıklı ve zeki ali'ydi. o maç sekiz raunt iplerde bilerek dayak yiyerek foreman'ı zihnen ve fiziken yormuş, sekizinci raunt birkaç hafif ama seri yumrukla o koca adamı yere sermişti. boks literatürüne bu taktik "rope-a-dope" olarak geçerken, muhammad ali üçüncü kez dünya şampiyonu oluyordu.
ali, kariyeri boyunca knock-out olmadı. hep sayıyla yenildi.
ali trash-talk'u en üst seviyede yaptı, kendi de diyordu zaten, o boks ringlerinin şairiydi. üstelik sadece maç öncesi konuşmalarıyla değil, boksuyla da bir şairdi! şiir gibi boks yaptı, her hareketi izleyenlerde hayranlık uyandırdı. gerçekten sinirlendiğinde ise en öfkeli şiirler gibi inatçı oldu: ernie terrell onu maçtan önce eski adıyla çağırınca, maç boyu ernie terrell'ı "benim adım ne?!" diyerek dövdü... bir yumruk atıyor, bir "benim adım ne?" diye haykırıyordu.
muhammad ali üç sene boks yapamadıktan sonra bile ayağa kalkmasını bildi, şimdi de kalkar mı, zor. ölüm, foreman'dan da frazier'dan da abd'den de güçlü rakip... ama ne olursa olsun öyle hemen düşmek yok; son gong çalana kadar dövüşe devam! çok yaşa şampiyon; iyi dövüş, inatçı dövüş, yenilgi varsa da güzel yenil!
ali, kariyeri boyunca knock-out olmadı. hep sayıyla yenildi.
ali trash-talk'u en üst seviyede yaptı, kendi de diyordu zaten, o boks ringlerinin şairiydi. üstelik sadece maç öncesi konuşmalarıyla değil, boksuyla da bir şairdi! şiir gibi boks yaptı, her hareketi izleyenlerde hayranlık uyandırdı. gerçekten sinirlendiğinde ise en öfkeli şiirler gibi inatçı oldu: ernie terrell onu maçtan önce eski adıyla çağırınca, maç boyu ernie terrell'ı "benim adım ne?!" diyerek dövdü... bir yumruk atıyor, bir "benim adım ne?" diye haykırıyordu.
muhammad ali üç sene boks yapamadıktan sonra bile ayağa kalkmasını bildi, şimdi de kalkar mı, zor. ölüm, foreman'dan da frazier'dan da abd'den de güçlü rakip... ama ne olursa olsun öyle hemen düşmek yok; son gong çalana kadar dövüşe devam! çok yaşa şampiyon; iyi dövüş, inatçı dövüş, yenilgi varsa da güzel yenil!