• 4281
    kısa kısa geçeceğim:

    1) dursun özbek, başkan seçilmeden 2 gün önce yeşilyurt spor kulübünde üyelere yaptığı konuşmada (ki o dönem ikinci başkandı); kulüpteki %90 işi kendisinin yaptığını, aynen bu ifade ile söyledi. bu burada dursun aşağıda değineceğim.

    2) başkan seçildikten sonraki yaz transfer döneminde herhangi bir uefa baskısı yoktu. hatta hatırlarsınız ilk etapta da dursun özbek yok öyle ceza meza diye ortaya çıkmıştı. dolayısıyla kulübün önceki dönemdeki asbaşkanı, yeni başkan adayının hayal ettiği planları gerçekleştirmesi için herhangi bir engel bulunmamaktaydı. "borç vb. vardı para yoktu" diye düşünenler için konuşayım; kulübün %90 işini yaptığını iddia eden biri kulüpte para yoksa çıkıp "kadroda ekonomik küçülmeye gidip, başarıdan minimal ölçekte taviz vererek ekonomiyi toparlayacağız" der. bunun bir gün yapılacağını herkes bildiğinden; tatlı su taraftarları dışında kimse ağzını açmaz. oysa dursun özbek çıkıp "salı günü bombalar patlıyor" dedi. şimdi; kulüpte para yoksa bombalar nasıl patlıyor? madem kulüpte para var bombalar nasıl patlıyor? madem kulüpte para yok; kulübün %90 işini yaptığını iddia eden başkan neden "bombalar patlayacak" diyor.

    3) sezona sabri'nin sözleşmesi uzatılarak, aydın'ınki taraftar baskısı ile uzatılmayarak, orta saha direncimizin sözlük karşılığı felipe melo satılarak ve yerine bilal monte edilerek hamza yönetiminde başlanıyor. sezon ortasında beklenen sıçış gerçekleşiyor ve taraftarın büyük bölümünün tepkisine rağmen mustafa denizli kulübün başına getiriliyor. bu sırada takım bok gibi oynuyor, forvetlerim ocak ayına kadar takımın attığı 72 golün 12 sini atabilmiş; ligde en fazla gol atan takım iken her maç 2 tane yiyorum. başkan çıkıyor "ocak ayında özlenen galatasaray'ı geri getireceğiz" diyor. bütün ocak ayında, sonradan 1 m euro ile transfer olacak emre mor için kuzey, 22 yaşındaki arjantinli bir forvet için 1 ay boyunca arjantinde kalınıyor. bu transferlerin ikisi de olmayınca, defansif orta saha olsun diye sözleşmesinin bitimine 6 ay kala gamsız reyiz transfer ediliyor. şimdi 22 yaşındaki arjantinli bir forvet halen arjantin liginde top oynuyorsa o heriften bir bok olmaz. buna rağmen bir (b) planı bile olmadan acemice zaman kaybediliyor. bu zaman kaybı yönetimin bir başka zaman kaybı olan groşkroyz transferinden ders almadığını gösteriyor.

    4) hamza hamzaoğlu'nun çöp adam dolu evlat kadrosu ile, hamza hamzaoğlu'ndan daha başarılı olması gereken kurt hoca denizli ağır sıçıyor. bu dönemde uefa cezası da geliyor ve yönetim saçma işlere kılıf bularak "zaten ağustosta da vardı bu sıkıntı o yüzden transfer olmadı" diyor. oysa aynı yönetim ağustos ayında resmi sayfadan açıklama yaparak "ibrahimoviç ile ilgilenmiyoruz" diyor. şimdi bu burada ne arıyor diyenler olacaktır açıklayayım. ibrahimoviç, 3-5 manyak dışında zaten alınamayacağını tahmin ettiğimiz, kendisinin yıllık maaşı yerine takımın sezon başındaki 4 mevkideki eksiklerini kapatarak totalde daha iyi bir takım kurabileceğimiz bir adam. dolayısıyla bir açıklama yapmaya gerek yoktu; ancak madem açıklama yapacaksın, madem hiç ilgi duymadın, bunu temmuz başında yapacaksın ki taraftarı boşuna ümitlendirme.

    4) neyse denizli sıçıyor, uefa ceza dayıyor. bu sırada dünyada sözleşmesi biten oyuncular ve bizim takımımızın hangi hoca gelirse gelsin bu oyunculardan bazılarına ihtiyacı var. misal; geçen sezon başında "anlaştık ama hamza istemedi" dediğin konoplyanka gibi adamları sen alırsın. hocan iyi oyuncuyu oynatmazsa illa oynatacak hoca bulunur ama iyi oyuncuların yoksa takıma top oynatabilecek adam çok azdır. elbette bu dönemde de kılıf bulundu; "önce hoca" dendi. önce hoca dendi ama görüşülen hocaların hiçbiri gs kalibresinde değildi, zaten o yüzdendir ki bu hocalarla 2-3 aylık sözleşme imzalanmak istendi. yani laf ile icraatın tutma ihtimali yok. ancak transfer konusunda zaman kazanıldığına inandı yönetim; çünkü hoca yoktu. ha hoca olsa sanki istediği adamı alabilecekler ama orası ayrı konu.

    5) 1 maç tafi 2 maç orhan derken altyapı sorumlusu olarak gelen ve kısa dönemde "topçudan" anladığını gösteren riekerink yokluktan takımın başına getirildi. çöpleri en azından ilk 18'den budayabildiği kadar budadı; koray-emre-sinan gibi gençlere forma şansı verdi. riekerink kısa dönemde bizim için önemli bir adam olabileceğini gösterdi; zira başta da dediğim gibi altyapı sorumlusu olarak kendisinin görevi takıma top oynattırmak değil, topçu kumaşından anlayarak torpilli olmayan yetenekli gençleri kulübe kazandırmak. neyse bu dönemde de yönetim hemen bir kılıf buldu ve "hoca konusu kupa finali sonrası" dendi. bakınız bu dünyanın en mantıksız lafıdır. senin yapılanmaya ihtiyacın varken ve hali hazırdaki hocan zaten yeni hoca geldiğinde altyapıya dönecekse, sen hoca ile anlaşır, oyuncuları kasetten değil stadda izletir, transfer programını başlatırsın. bu takımın konsantrasyonunu bozmadığı gibi, yeni hocanın gözüne girmek isteyen topçuların performansında artış olur. ama tabii bu normal yönetimlerin düşüneceği bir olay.

    6) kupa finali bitti; aradan bir hafta geçti. halen sözleşmesi biten bazı oyuncular serbest kalacak ancak bizde hoca yok; en büyük alternatif hagi gibi duruyor. yönetim, 1 ay daha kazanmak için suni ft haberlerini saldı. ft nerede? euro 2016. yani avrupalı topçuların parlayıp fiyat arttırabileceği ve temmuz ayında bitecek turnuvada. temmuz ayına kadar tıpkı ibra gibi sessiz kalarak taraftarı uyutacak yönetim 3. transfer döneminde de kuvvetle muhtemelen hatalarından ders almadığını göstererek geç kalacak, bu transferden sezon öncesi kampına, son dakika yetiştirilen topçulardan da (yetiştirilebilirse) ilk haftaladaki muhtemel puan kayıplarına kadar bir çok şeye sebep olacak. kombine bile zor satılacak ve bu şekilde başkanın kendi ifadesiyle mayıs ayında hakim oldukları ekonomik durum ve var ise ekonomik proje temelden sarsılacak.

    bu ayıptır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın