8081
kendisiyle ilgili en ilginç şey, kendisini "hala" savunanlar. benim için durum böyle.
bu şahıs ilk imza attığında herkes neden? sorusunu sordu. daha yüksek profil biri beklendi ancak çok laf edilmedi. çünkü akhisar'da fena değildi ve insanlar herhalde fatih terim işaret etti demişlerdi. biraz homurtular oldu, ancak çok büyük infial yaratmadı gelişi. herkesin kafasında yabancılara olan tutumuyla ilgili soru işaretleri vardı. sneijder hakkında daha önceden söylediği sözler vardı.
sonra bu şahıs çok sevildi. adam geldi ve sneijder ile güzel görüntüler verdi. çoğu kişi de bu meseleyi geçmişte yaşandığı şekilde bıraktı. takım bir şeyler yapmaya çalıştı. mücadele ettik, bir şeyler değişti. daha tempolu oynadık. mükemmel oyun olmasa da ortada güzel oyun, iyi tempo vardı. zaten kim mükemmel top oynuyor ki? mutlu olduk tabi. kulüpte futbolculuk geçmişi olan, akhisar'da önemli işler yapmış biri geldi, yenildiğimiz arsenal maçında bile alkışlattırdı kendini. ortada cesur oyun, tempolu oyun vardı. mutlu olduk. son birkaç hafta aksasa da, takıma "winner" karakterini geri getirdiğini düşündük. çünkü 1 atıyorduk, muslera tutuyordu. öyle veya böyle, takım kazanıyordu. 3 kupayı aldık. misler gibi. hepimiz 1-2 transfer ve kadro korunmasıyla seneye de ilk ikide ligi bitiririz diyorduk.
işte bu noktadan sonra ben hamza'ya kızdım. bu noktadan sonra bitti. yok umut ile sözleşme imzalarmış, yok dengeymiş, yok burak ayarındaki forvet bilmemkaç milyon euro imiş. gignac kaç paraydı abi? kalinic? meksika takımının aldığı adamı mı getiremeyecektik? yapma yahu? cüneyt tanman ile güzelce kanser ettiler bizi. takımın yıldızı burak'mış. hadi oradan be!
sanki insanlar hiçbir şey yokken kızdı bu adama, sanki ortada hiçbir şey yoktu da biz sinirden kendimizi paralayacak hale geldik.
geldi, biraz homurtular oldu. sonra kendini sevdirdi.
ha sonra ne oldu? sneijder meselesindeki tutumunun kendi karakterine ait bir şey olduğunu gördük. evlat muhabbetleri, denge muhabbetleri.
malzemeyi de kendi verdi, tepkileri de kendi topladı.
bu kadar basit.
edit: bir zahmet sene başı burak efendiyi sattırıp, bonservissiz gignac'ı aldırsaydı. kafanızı biraz çalıştırın, biraz. çok değil, lütfen biraz. biraz yahu. biraz bakın. biraz biraz.
bu şahıs ilk imza attığında herkes neden? sorusunu sordu. daha yüksek profil biri beklendi ancak çok laf edilmedi. çünkü akhisar'da fena değildi ve insanlar herhalde fatih terim işaret etti demişlerdi. biraz homurtular oldu, ancak çok büyük infial yaratmadı gelişi. herkesin kafasında yabancılara olan tutumuyla ilgili soru işaretleri vardı. sneijder hakkında daha önceden söylediği sözler vardı.
sonra bu şahıs çok sevildi. adam geldi ve sneijder ile güzel görüntüler verdi. çoğu kişi de bu meseleyi geçmişte yaşandığı şekilde bıraktı. takım bir şeyler yapmaya çalıştı. mücadele ettik, bir şeyler değişti. daha tempolu oynadık. mükemmel oyun olmasa da ortada güzel oyun, iyi tempo vardı. zaten kim mükemmel top oynuyor ki? mutlu olduk tabi. kulüpte futbolculuk geçmişi olan, akhisar'da önemli işler yapmış biri geldi, yenildiğimiz arsenal maçında bile alkışlattırdı kendini. ortada cesur oyun, tempolu oyun vardı. mutlu olduk. son birkaç hafta aksasa da, takıma "winner" karakterini geri getirdiğini düşündük. çünkü 1 atıyorduk, muslera tutuyordu. öyle veya böyle, takım kazanıyordu. 3 kupayı aldık. misler gibi. hepimiz 1-2 transfer ve kadro korunmasıyla seneye de ilk ikide ligi bitiririz diyorduk.
işte bu noktadan sonra ben hamza'ya kızdım. bu noktadan sonra bitti. yok umut ile sözleşme imzalarmış, yok dengeymiş, yok burak ayarındaki forvet bilmemkaç milyon euro imiş. gignac kaç paraydı abi? kalinic? meksika takımının aldığı adamı mı getiremeyecektik? yapma yahu? cüneyt tanman ile güzelce kanser ettiler bizi. takımın yıldızı burak'mış. hadi oradan be!
sanki insanlar hiçbir şey yokken kızdı bu adama, sanki ortada hiçbir şey yoktu da biz sinirden kendimizi paralayacak hale geldik.
geldi, biraz homurtular oldu. sonra kendini sevdirdi.
ha sonra ne oldu? sneijder meselesindeki tutumunun kendi karakterine ait bir şey olduğunu gördük. evlat muhabbetleri, denge muhabbetleri.
malzemeyi de kendi verdi, tepkileri de kendi topladı.
bu kadar basit.
edit: bir zahmet sene başı burak efendiyi sattırıp, bonservissiz gignac'ı aldırsaydı. kafanızı biraz çalıştırın, biraz. çok değil, lütfen biraz. biraz yahu. biraz bakın. biraz biraz.