• 2707
    micov'un yaptigi blok gran canaria oyuncusuna degil, galatasaray basketbolunu kucultebilecegini dusunen capsiz bir baskana atilan tokatti.
    ezeli rakibi ikinci defa ust uste final four'a kalirken, hem de son sampiyonu supurerek bunu basariyorken, kendi takviminin en onemli maclarindan biri oncesi, ''seneye butce kucultecegiz'' diyen bir ismi o koltuga oturtan galatasaray genel kurul'u gaflet ve dalalet icerisindedir.

    basarisiz olunur, basarisizlik ihtimalini her birimiz gunluk hayatimizda, ailevi iliskilerimizde, kariyer tercihlerimizde yasayabiliriz, dolayisiyla bir kulup yonetmeye talip olan kisi de basarisiz olabilir, basarisizlik mumkundur, fakat vizyonsuzluk degil, hele ki galatasaray'da!
    ''ben beceriksizim, verdigim sozlerin hic birini tutamiyorum, koca galatasaray'in en pahali markasina sponsor diye ancak dumankaya'yi bulabildim'' diyemeyen bir zat, tabii ki ''amator subeler uzerimize yuk'' diyecek.

    tekerlekli sandalye takimi yillar sonra ilk defa sampiyonlugu kaybederken, kadin takimi en son ne zaman oldugu unutulan sekilde lokal lige ceyrek finalde veda ederken, futbol takimi allah'a emanetken, bu capsiz ve ekibi galatasaray basketbolunun gercek sevdalilarini erkek takiminin final macinda abdi ipekci'den mahrum etti ya, insan eskiyaligin bile bir hukuku oldugu su dunyada, akil sir erdiremiyor, neyin zulmudur bunlar diye.
    galatasaray markasini ele gune rezil edecegim diye tutturan dursun maca gidecek, gercek ultraslanlarin yasadigi bir balkan ulkesinde yoneticilik yapsa bir daha sehre giremeyecek olan cengiz maca gidecek, fakat gercek arma sevdalisi orada olamayacak, allah'in adaleti gecikir ama asla sasmaz!

    litvanya'da eski bir hostelde izledim canaria macini, net de zayifti, basketbolu seven mekan sahibi ayri bir networkun sifresini verdi de, micov o blogu 'ele gune' karsi koydugunda gozlerimin dolmasi onurunu yasadim. final gorunce galatasaray, elalem kirmiziya boyanirmis ya, benim de icimi kapladi bir heyecan, haydi turkiye'ye diye. lakin kisisel sebeplerden, sezon basladigindan beri gidemedim sehri istanbul'a, dolayisiyla ipekci'ye. o bilet bir sekilde bulunurdu tabii, fakat yakistiramadim kendime, o evin sezonluk sahiplerine, sene boyu kahrini ceken arma sevdalilarina bunu yapmayi.

    galatasaray erkek basketbolu ilk avrupa kupasini kaldirirken bile isliklanmayi hakediyor dursun, cunku o sadece basarisiz degil, o galatasaray'i kucultmek istiyor, fakat gucu yetmez, yetmeyecek. liselerinin tavani yuzunden belki goremiyorlar ama, galatasaray taa burdan arsa kadar, ufuk cizgisi onun icin ancak kirmizidan dogar, onunla yasar. bilsin ki, dunyanin farkli noktalarinda 'ona ragmen' gelecek bir kupayi kutlayacak milyonlarca galatasarayli var!

    buralar karanlikti bir zamanlar, ellerimizde sari kirmizi atkilar, karanligin garabetinden gorunmezken hem de o guzelim atkilar, direndik inadina, israrla, gururla. karda da yuruduk ipekci'ye, kista da, hesapsiz, kitapsiz, beklentisiz. ne final biletleri dusledik, ne de kupa seromonileri. cunku biz bizi cok sevdik. simdi bitsin de finalleri, playoff'lar geldiginde ceyrek finalde yine 3000 kisi olsun galatasaray'in gercek cocuklari.

    kizginiz yahu, galatasaray avrupa'da finalde ve bizler gururumuzun yanina yaklasamasa bile yine de ayni cumleye yakismayan bir kizginligin icindeyiz.
    dogacak baska gunesler, sariyla kirmizi dans edecek gokyuzunde, ipekci yine bizim olacak o gunlerin sabahinda, ama once su 'final' var.

    tanri bizim almamizi istiyor, cunku 'we are the best galatasaray'.
    yuruyedurun,
    galatasaray ulan!
App Store'dan indirin Google Play'den alın