357
çok sevdiğiniz takımızı -deyim yerindeyse- elinizden alsalar, ona ulaşamazsanız neler hissederdiniz? bu takımınız 3-3'lük manu zaferini, 4 sene üst üste şampiyonluğu, suyun karşı tarafında olmayan kupaları kazandırmıştır. yeri geldiğinde hepimiz en ağır biçimde eleştirmişizdir yönetimi, futbolcuyu, pazarlama aş'sini, malzemecisini, sağlık ekibini vs.vs. ama gün geldiğinde zorunlu olarak uzaklaşıyorsanız takımınızdan size yaşattığı acı hatıraları değil, mutlu hatıraları aklınıza getiriyorsunuz. ali sami yen'de arkadaşlarınızla çılgınlar gibi omuz omuza tezahüratını yaptığınız aklınıza gelir, sokaktaki muhabbetlerinizi düşünürken aniden dilinize orjindeki köftenin tadı gelir. o köfteyi yemek istersiniz ama askerde olduğunuz aklınızdan çıkmıştır. hele hele komutanların maç izlediğini bilirseniz küfürlü cümleleri kullanmaya başlarsınız. 12 nisan 2009 galatasaray fenerbahce macinın ~60 dakikasını izlerseniz kendinizi şanslı hissedersiniz. futbolculuk yaşamı boyunca hayranı olduğunuz galatasaraylının** sadece bir maçını izlemiş olmanıza üzülürsünüz. herhangi bir gazeteye ulaşamazsanız 3-4 gün boyunca o hafta oynanan maçtan haberiniz olmayabilir.
bu özlemi yaşadıktan sonra izne geldiğinizde ve statta maça gittiğinizde sudan çıkmış balık gibi hissederseniz kendinizi. ama takımınız size "hoş geldin monarch dercesine beşiktaş'a 3 tane koyar gönderir, ardından yunanistan deplasmanında ve kasımpaşa maçında da tarife değişmez. mutlusunuzdur. ama bu mutluluk skordan değildir, sarı-kırmızı renkleri görmenin mutluluğudur.
sevgili sözlük yazarları;
uzak kalmak istemediğiniz takımınızdan mecburen ayrı kaldığınızı düşünün. beni ve benim gibi maçlara giden, takımını canı gönülden destekleyenlerin yaşadığı bu özlemi yaşamanızı çoooooookkkkkkkk isterim. çünkü kaybettiğimiz bir maçtan sonra ona buna bok atmanın gereksiz olduğunu anlıyorsunuz. armanın değerini ayrı kalınca çok iyi fark ediyorsunuz ve kendinizi boş bir kağıda nevizade geceleri tezahüratını karalarken buluyorsunuz.
(bkz: birinci nesil asker yazar)
(bkz: monarch)
bu özlemi yaşadıktan sonra izne geldiğinizde ve statta maça gittiğinizde sudan çıkmış balık gibi hissederseniz kendinizi. ama takımınız size "hoş geldin monarch dercesine beşiktaş'a 3 tane koyar gönderir, ardından yunanistan deplasmanında ve kasımpaşa maçında da tarife değişmez. mutlusunuzdur. ama bu mutluluk skordan değildir, sarı-kırmızı renkleri görmenin mutluluğudur.
sevgili sözlük yazarları;
uzak kalmak istemediğiniz takımınızdan mecburen ayrı kaldığınızı düşünün. beni ve benim gibi maçlara giden, takımını canı gönülden destekleyenlerin yaşadığı bu özlemi yaşamanızı çoooooookkkkkkkk isterim. çünkü kaybettiğimiz bir maçtan sonra ona buna bok atmanın gereksiz olduğunu anlıyorsunuz. armanın değerini ayrı kalınca çok iyi fark ediyorsunuz ve kendinizi boş bir kağıda nevizade geceleri tezahüratını karalarken buluyorsunuz.
(bkz: birinci nesil asker yazar)
(bkz: monarch)