79
askerden çıktığınız gün var ya, hayatınızın ilk günü olacak o.
o güne kadar akıl ve ruh sağlığınızı korumaya bakın. gerisi hikaye.
mümkünse askerden önceki son gününüzü save edin. teskere alınca tekrar load game yaparsınız. nah yaparsınız tabi öyle bir dünya yok.
askere gitmeden önce, hayatınızda yokluğu en ağır gelecek tanıdıklarınızla vedalaşın. mümkünse askerlik boyunca da konuşmamaya dikkat edin.
birincisi askerken sen, sen değilsin. ikincisi muhtemelen askerlik süren boyunca kopup gideceksiniz, geri döndüğünüzde birkaç tanesini bile etrafınızda bulabilirseniz büyük piyango olur sizin için.
az biraz korunaklı yetişmişseniz halk plaja akın etti vatandaş denize giremiyor durumları bile aklınızı oynatmaya yetecektir mesela.
bir sabunluktan daha az kıymetiniz olduğunu gördüğünüzde depresyona falan girebilirsiniz.
hayatı boyunca üniformasının üzerindeki rütbeden başka hiçbir boku olmamış insanlar tarafından mastürbasyon malzemesi olarak kullanılırsınız. ağzınıza küfürler gelir, yumruğunuz sıkılı durmaktan bir hal olursunuz. sırf askerlik denen şeyi bir dakika bile uzatmamak adına dayanırsınız. arbeit macht frei demişti zamanında adamlar, onun gibi düşünün.
siktir edin en iyisi, takmayın. duymayın. mümkünse deli taklidi yapın. askerlik dediğin zaten tiyatrodan ibaret. rolünüze iyi çalışın. düşünmeyin. düşünürseniz kafa gider çünkü. kaytarmayın. bir bacağınız yerinden kopmuş olsa bile eğitime çıkmazsanız "kaytarıyor" diye tuvaletteki sifondan bölük komutanına kadar herkes cephe alır size. manyak mısınız lan demezsiniz, manyaklar çünkü...
ama yasak olan herşeyi yapın. sadece mantıklı iş yapın. bol bol gözlem yapın. etrafınızdaki adamları tanıyın, gözlerinizi açın yani bir zahmet. kim ispiyoncu, kim sağlam, kim sapık, kim pislik falan iyice çözdükten sonra çoğu şeyi daha kolay yaparsınız. unutmayın askerden herşey serbest sadece yakalanmak yasak. telefon yasak mı mesela, getirin. yemek çağırmak yasak mı, çağırın. içki mi yasak, için. çünkü etrafınızdaki herkes bunları yapacak; siz kendinizi kastığınızla kalacaksınız. o da ekstra bir pişmanlık ve yıpranma getirecektir beraberinde. sadece nerede yapacağınızı nerede duracağınızı bilin. o kadar örtü ve gizleme eğitimi alacaksınız, kullanın biraz.
kendini başkomutan zanneden üsteğmenin nöbetinde mesela sabredip nizami olacaksınız. ertesi gün gönül adamı astsubay nöbetçi subay mesela, kulübede çilingir sofra kurup dansöz bile oynatsanız başınıza bir bok gelmeyecektir. az biraz kafayı çalıştırırsanız bölüğün orta yerinde içki içebilir, kimseye de yakalanmazsınız. ama salak gibi içmeyi bilmeden içer, oraya buraya kusar, nöbete kalkamaz da yerinize bir sayın muhbir vatandaşı kaldırırsanız illa ki o olay duyulur. psikopat bir komutan kan kusturur, bütün alayda parmakla gösterir, sabahtan akşama olduğunuz yerde uygun adım yürüyüp durursunuz bölükçe...
siz yine de gitmeyin. borca girin, harca girin, satabileceğiniz herşeyi satıp gitmeyin. hatta bir amerikan şirketin yaptığı gibi kamyon kamyon bir lirayla ödeme yapın, saysınlar dursunlar...
o güne kadar akıl ve ruh sağlığınızı korumaya bakın. gerisi hikaye.
mümkünse askerden önceki son gününüzü save edin. teskere alınca tekrar load game yaparsınız. nah yaparsınız tabi öyle bir dünya yok.
askere gitmeden önce, hayatınızda yokluğu en ağır gelecek tanıdıklarınızla vedalaşın. mümkünse askerlik boyunca da konuşmamaya dikkat edin.
birincisi askerken sen, sen değilsin. ikincisi muhtemelen askerlik süren boyunca kopup gideceksiniz, geri döndüğünüzde birkaç tanesini bile etrafınızda bulabilirseniz büyük piyango olur sizin için.
az biraz korunaklı yetişmişseniz halk plaja akın etti vatandaş denize giremiyor durumları bile aklınızı oynatmaya yetecektir mesela.
bir sabunluktan daha az kıymetiniz olduğunu gördüğünüzde depresyona falan girebilirsiniz.
hayatı boyunca üniformasının üzerindeki rütbeden başka hiçbir boku olmamış insanlar tarafından mastürbasyon malzemesi olarak kullanılırsınız. ağzınıza küfürler gelir, yumruğunuz sıkılı durmaktan bir hal olursunuz. sırf askerlik denen şeyi bir dakika bile uzatmamak adına dayanırsınız. arbeit macht frei demişti zamanında adamlar, onun gibi düşünün.
siktir edin en iyisi, takmayın. duymayın. mümkünse deli taklidi yapın. askerlik dediğin zaten tiyatrodan ibaret. rolünüze iyi çalışın. düşünmeyin. düşünürseniz kafa gider çünkü. kaytarmayın. bir bacağınız yerinden kopmuş olsa bile eğitime çıkmazsanız "kaytarıyor" diye tuvaletteki sifondan bölük komutanına kadar herkes cephe alır size. manyak mısınız lan demezsiniz, manyaklar çünkü...
ama yasak olan herşeyi yapın. sadece mantıklı iş yapın. bol bol gözlem yapın. etrafınızdaki adamları tanıyın, gözlerinizi açın yani bir zahmet. kim ispiyoncu, kim sağlam, kim sapık, kim pislik falan iyice çözdükten sonra çoğu şeyi daha kolay yaparsınız. unutmayın askerden herşey serbest sadece yakalanmak yasak. telefon yasak mı mesela, getirin. yemek çağırmak yasak mı, çağırın. içki mi yasak, için. çünkü etrafınızdaki herkes bunları yapacak; siz kendinizi kastığınızla kalacaksınız. o da ekstra bir pişmanlık ve yıpranma getirecektir beraberinde. sadece nerede yapacağınızı nerede duracağınızı bilin. o kadar örtü ve gizleme eğitimi alacaksınız, kullanın biraz.
kendini başkomutan zanneden üsteğmenin nöbetinde mesela sabredip nizami olacaksınız. ertesi gün gönül adamı astsubay nöbetçi subay mesela, kulübede çilingir sofra kurup dansöz bile oynatsanız başınıza bir bok gelmeyecektir. az biraz kafayı çalıştırırsanız bölüğün orta yerinde içki içebilir, kimseye de yakalanmazsınız. ama salak gibi içmeyi bilmeden içer, oraya buraya kusar, nöbete kalkamaz da yerinize bir sayın muhbir vatandaşı kaldırırsanız illa ki o olay duyulur. psikopat bir komutan kan kusturur, bütün alayda parmakla gösterir, sabahtan akşama olduğunuz yerde uygun adım yürüyüp durursunuz bölükçe...
siz yine de gitmeyin. borca girin, harca girin, satabileceğiniz herşeyi satıp gitmeyin. hatta bir amerikan şirketin yaptığı gibi kamyon kamyon bir lirayla ödeme yapın, saysınlar dursunlar...