4365
önce dernekler yasasından, sonra galatasaray lisesinden çekmektedir. teknik direktörler, sözleşmeler falan hep bunlardan dolayı olan şeyler.
takım ibra mekanizması gerçekten çalışan şekilde yönetiliyor olsa, kimse gidip avrupa piyasasının bu kadar üstünde sözleşmeler yapamaz. daha çok o pazarın bir parçası olmaya yönelik genç veya tecrübeli-genç oyuncuları takıma katıp parlatmaya, avrupada tutunmaya çalışır kişiler. mesela linnes, denayer, rodriguez, sneijder bizim yapmamız gereken transferler.
takım bir kişinin şirketi olsa, prandelli de gelmezdi bana kalırsa. takımın sahibi olan adam farklı liglerde kendini kanıtlamış, başarısı olan ve genç oyuncuları seven, tecrübeli-gençlerle çalışmak isteyen bir hoca seçerdi. işte o zaman lucien favrefalan gelirdi. o zaman altyapımız üretirdi, pilot takımlarımız olurdu.
şu yönetim mekanizmasında, galatasarayın borcu asla azalmayacaktır. ara ara daha az borçlanırız, ama sürekli borçlanırız. riva'yı, adayı satarız. 10 sene sonra yine aynı sisteme sahip olabileceğimiz için yönetim katında yine aynı sıkıntıları çekeriz. önemli olan riva'dan yıllık 10-15, ada'dan 3-5 milyon euro kazanacak şekilde kiralamak. oteli açıp senede 2-3 milyon euro kazanmak. buradan gelen parayla tesislerini güzelleştirirsin, gözlem ağını büyütürsün, pilot takımlarını çoğaltırsın, daha iyi profesyonellerle çalışırsın, takımdaki profesyonel sayısını artırırsın.
ama şu yönetim mekanizmasında bunları beklemek hayalcilik. olacak şey, borçların sürekli artışı olacaktır.
takım ibra mekanizması gerçekten çalışan şekilde yönetiliyor olsa, kimse gidip avrupa piyasasının bu kadar üstünde sözleşmeler yapamaz. daha çok o pazarın bir parçası olmaya yönelik genç veya tecrübeli-genç oyuncuları takıma katıp parlatmaya, avrupada tutunmaya çalışır kişiler. mesela linnes, denayer, rodriguez, sneijder bizim yapmamız gereken transferler.
takım bir kişinin şirketi olsa, prandelli de gelmezdi bana kalırsa. takımın sahibi olan adam farklı liglerde kendini kanıtlamış, başarısı olan ve genç oyuncuları seven, tecrübeli-gençlerle çalışmak isteyen bir hoca seçerdi. işte o zaman lucien favrefalan gelirdi. o zaman altyapımız üretirdi, pilot takımlarımız olurdu.
şu yönetim mekanizmasında, galatasarayın borcu asla azalmayacaktır. ara ara daha az borçlanırız, ama sürekli borçlanırız. riva'yı, adayı satarız. 10 sene sonra yine aynı sisteme sahip olabileceğimiz için yönetim katında yine aynı sıkıntıları çekeriz. önemli olan riva'dan yıllık 10-15, ada'dan 3-5 milyon euro kazanacak şekilde kiralamak. oteli açıp senede 2-3 milyon euro kazanmak. buradan gelen parayla tesislerini güzelleştirirsin, gözlem ağını büyütürsün, pilot takımlarını çoğaltırsın, daha iyi profesyonellerle çalışırsın, takımdaki profesyonel sayısını artırırsın.
ama şu yönetim mekanizmasında bunları beklemek hayalcilik. olacak şey, borçların sürekli artışı olacaktır.