1337
muharrem usta ve yönetimde yer alan isimlerle doğru bir yapılanmaya giren kulüp.
1) öncelikli olarak futbol kulübünün başında teknik adam olarak sadi tekelioğlu'nu tutmak, otomatik olarak büyük bir kazanç.
neden ? genç oyuncuları iyi tanıyan ve yeri gelince kendilerine şans veren birisi, trabzonspor'un a takımından evvel, altyapılarda çalışıyordu bu yüzden aşağıdan gelen oyuncuların özelliklerini ve karakterlerini çok iyi biliyor, trabzon şehrini futbol anlamında belki de şenol güneş ile beraber en iyi tanıyanlardan, bilenlerden biri, taktiksel hataları olur olmaz fakat dağılmış bir takımı toplamak en azından toplamaya çalışmak her yiğidin harcı değil. bunu da eklemek de fayda var.
2) basketbol kulübünde yer alan bir yöneticinin, sosyal medyada bir hanımefendiye yaptığı terbiyesizliğin ardından hemen bu yöneticinin işine son vermeleri.
neden ? ibrahim hacıosmanoğlu olsa akraba, tanıdık deyip görevine devam ettirirdi. zaten kendisi de hanımlarla ilgili bir söz söyleyip zamanında tepki çekmişti. bu yönetim, böyle konularda disiplini ellerinde tuttuğunu göstermiş oldu.
3) önce kaptan onur kıvrak, arkasından özer hurmacı ve şimdi de ishak doğan'ın sözleşmelerinde indirime gidilmesi.
neden ? futbolcuların kalplerini kırmayarak, kulübü ekonomik olarak bu şekilde iyileştirmeleri büyük artı. zaten onur kıvrak ile sözleşme revizyonlarına başlamaları başlı başına iyi bir strateji üzerinde olduklarını ortaya koyuyor. bazı yönetimler böyle şeyleri akıllarına bile getiremediği için, futbolcuların maaş revizyonunda çok iyi bir işe kalkıştıklarını söylemeliyim.
4) dame n'doye gibi trabzon'da başarı sağlayamayacağı apaçık belli olan bir ismi daha fazla diretmeden hem de 1.4 milyon euro gibi bir bedelle sunderland afc'ye kiralamaları çok büyük bir başarı. (bkz: #1882763) buna neden söylemeye gerek bile görmüyorum.
mutlaka daha da vardır kulübü düzen ve ekonomi olarak iyileştirme anlamında yapacakları ama bu kadar artılarının önünde duran, şahsım adına koca bir eksi var: yönetime gelirken kongrede oy kullanacak insanların mircea lucescu adıyla tırnak içinde kandırılması. o isim olsun, olmasın belki yine muharrem usta'ya oy verecekti trabzonsporlular fakat televizyon kanallarına çıktı, yok geldi, yok geliyor dedi zaten "bunun dışında da çok iyi dostluğumuz var" dedi, en sonunda mircea lucescu çıkıp "her transfer döneminde benimle alakalı böyle transfer mevzuları yaratıyorsunuz, yeter artık" deyince susuverdi. "görüştük olmadı maalesef" dedi. ama o ana gelene kadar bildiğin seçim kampanyası gibi medyadan sokaklara kadar "lucescu geliyor", "geldi","menajerini gönderdi", "şu kadar meblağ karşısında imzayı attı" haberleri ile manşetleri süsledi, muhabbetlerin konusu oldu.
özet olarak; sırf bu eksisi hariç yönetim anlamında iyi yoldalar, bakalım zamanla ne duruma gelecekler, bekleyip göreceğiz sözlük...
1) öncelikli olarak futbol kulübünün başında teknik adam olarak sadi tekelioğlu'nu tutmak, otomatik olarak büyük bir kazanç.
neden ? genç oyuncuları iyi tanıyan ve yeri gelince kendilerine şans veren birisi, trabzonspor'un a takımından evvel, altyapılarda çalışıyordu bu yüzden aşağıdan gelen oyuncuların özelliklerini ve karakterlerini çok iyi biliyor, trabzon şehrini futbol anlamında belki de şenol güneş ile beraber en iyi tanıyanlardan, bilenlerden biri, taktiksel hataları olur olmaz fakat dağılmış bir takımı toplamak en azından toplamaya çalışmak her yiğidin harcı değil. bunu da eklemek de fayda var.
2) basketbol kulübünde yer alan bir yöneticinin, sosyal medyada bir hanımefendiye yaptığı terbiyesizliğin ardından hemen bu yöneticinin işine son vermeleri.
neden ? ibrahim hacıosmanoğlu olsa akraba, tanıdık deyip görevine devam ettirirdi. zaten kendisi de hanımlarla ilgili bir söz söyleyip zamanında tepki çekmişti. bu yönetim, böyle konularda disiplini ellerinde tuttuğunu göstermiş oldu.
3) önce kaptan onur kıvrak, arkasından özer hurmacı ve şimdi de ishak doğan'ın sözleşmelerinde indirime gidilmesi.
neden ? futbolcuların kalplerini kırmayarak, kulübü ekonomik olarak bu şekilde iyileştirmeleri büyük artı. zaten onur kıvrak ile sözleşme revizyonlarına başlamaları başlı başına iyi bir strateji üzerinde olduklarını ortaya koyuyor. bazı yönetimler böyle şeyleri akıllarına bile getiremediği için, futbolcuların maaş revizyonunda çok iyi bir işe kalkıştıklarını söylemeliyim.
4) dame n'doye gibi trabzon'da başarı sağlayamayacağı apaçık belli olan bir ismi daha fazla diretmeden hem de 1.4 milyon euro gibi bir bedelle sunderland afc'ye kiralamaları çok büyük bir başarı. (bkz: #1882763) buna neden söylemeye gerek bile görmüyorum.
mutlaka daha da vardır kulübü düzen ve ekonomi olarak iyileştirme anlamında yapacakları ama bu kadar artılarının önünde duran, şahsım adına koca bir eksi var: yönetime gelirken kongrede oy kullanacak insanların mircea lucescu adıyla tırnak içinde kandırılması. o isim olsun, olmasın belki yine muharrem usta'ya oy verecekti trabzonsporlular fakat televizyon kanallarına çıktı, yok geldi, yok geliyor dedi zaten "bunun dışında da çok iyi dostluğumuz var" dedi, en sonunda mircea lucescu çıkıp "her transfer döneminde benimle alakalı böyle transfer mevzuları yaratıyorsunuz, yeter artık" deyince susuverdi. "görüştük olmadı maalesef" dedi. ama o ana gelene kadar bildiğin seçim kampanyası gibi medyadan sokaklara kadar "lucescu geliyor", "geldi","menajerini gönderdi", "şu kadar meblağ karşısında imzayı attı" haberleri ile manşetleri süsledi, muhabbetlerin konusu oldu.
özet olarak; sırf bu eksisi hariç yönetim anlamında iyi yoldalar, bakalım zamanla ne duruma gelecekler, bekleyip göreceğiz sözlük...