4964
taraftar hamza hamzaoğlu'nun göremediğini gördü bu sezonun bu futbolcularla hiç olacağını anladı tepkilerini koydular. 3 kupa, 3 kupa, 3 kupa feryadıyla taraftarın fikri değişmezdi değişmedi de. türkiye ziraat kupasının bir kıymeti olsaydı, şampiyonlar ligi'nde gruptan çıkmayı başarmış ve ziraat kupasını kazanmış mancini dururdu takımın başında. yine taraftar tepki koymasaydı aydın yılmaz muhtemelen kalacaktı, yekta kalacaktı, sercan kalacaktı, sabri'nin sözleşmesi aynen devam edecekti. her ne kadar kötü oynasa da yedi gollük katkıda bulunmuş podolski alınmayacaktı. şayet taraftarın baskısı daha şiddetli olsaydı burak, sabri gönderilecekti, melo gitmeyecekti gitse bile yerine en kötü mbia ayarında bir oyuncu alınacaktı, konoplyanka alınacaktı.
galatasaray taraftarı kahin değil ama geçmişte yapılan hatalarla geleceği okuma kabiliyeti gelişmiş bir kitledir en azından bir kısmı böyledir. belki kendi futbolcusunu ıslıklaması, sabırsız olması en büyük handikap taraftar için ama özellikle yeni nesil için anlaşılabilir bir durum. şimdi her şey telefondan, bilgisayardan bir çırpıda hallediliyor. artık hızlıca yapılıyor her şey bir şeylerle uzun uzadıya oyalanmak, seçeneklerin çoğaldığı bu devirde tek bir şeyle tatmin olmak pek mümkün değil. tüketim isteği her yerden zerkediliyorken taraftardan sabır beklemek zor iş. hele istanbul gibi stresi çok olan bir memlekette yaşıyorsa bu insanlar onların stada gitmesi, takıma destek olması için nedenlere ihtiyaçları vardır. ya iyi oyuncular olacak ya da göze hoş gelen bir top oynayacak takım. kimse umut'un, burak'ın boş kale önünde harcadığı pozisyonları görmek için maça gitmek istemez.
özellikle şu an için daha şiddetli tepki göstermek zorunda taraftar yoksa yetersiz bu herifler gitmez takımdan.
galatasaray taraftarı kahin değil ama geçmişte yapılan hatalarla geleceği okuma kabiliyeti gelişmiş bir kitledir en azından bir kısmı böyledir. belki kendi futbolcusunu ıslıklaması, sabırsız olması en büyük handikap taraftar için ama özellikle yeni nesil için anlaşılabilir bir durum. şimdi her şey telefondan, bilgisayardan bir çırpıda hallediliyor. artık hızlıca yapılıyor her şey bir şeylerle uzun uzadıya oyalanmak, seçeneklerin çoğaldığı bu devirde tek bir şeyle tatmin olmak pek mümkün değil. tüketim isteği her yerden zerkediliyorken taraftardan sabır beklemek zor iş. hele istanbul gibi stresi çok olan bir memlekette yaşıyorsa bu insanlar onların stada gitmesi, takıma destek olması için nedenlere ihtiyaçları vardır. ya iyi oyuncular olacak ya da göze hoş gelen bir top oynayacak takım. kimse umut'un, burak'ın boş kale önünde harcadığı pozisyonları görmek için maça gitmek istemez.
özellikle şu an için daha şiddetli tepki göstermek zorunda taraftar yoksa yetersiz bu herifler gitmez takımdan.
