107
koskoca "yıldızlar karması" milli takımımızın halı saha takımları tarzında bir sistemle oynadığı maç. zemin, hakem, rakibin sertliği vb. bir çok bahane bulunabilir tabi. ama bence hiçbiri geçerli değil. tek numarası ileri atılan uzun toplar ve o toplara yapılan koşular olan bosna'ya karşı hücum yönü daha kuvvetli gökhan gönül, ağır bir servet, güven vermeyen önder ve hakan balta'dan oluşan bir defansla çıkılıp; orta sahada mücadele eden, koşan sadece bir futbolcu bulunması en büyük bahanedir bence. 5. dakikada atılan golden sonra takımın geriye yaslanmasının sebeplerinden biri de sanırım buydu. bu teknik heyet tarafından kendilerine verilen bir direktif miydi, yoksa kendi insiyatifleriyle mi yaptılar bunu bilmiyorum; ama bu rakibe karşı defansif dizilim ve oyuncularımız yeterli olmadığı için mecburi bir hareketti. tabi bütün bunların teknik heyet tarafından önceden hesaplanması ve ona göre bir kadro çıkarılması gerekiyordu. yine de yakaladığımız, yakalayabildiğimiz pozisyonlar da ya bizim telaşımız ya da bosna kalecisinin konsantrasyonu arasında eriyip gitti. rakibi karşısında kendini zayıf hissedenlerin yaşadığı duygulardır panik, telaş ve benzerleri. gerek fizik kondüsyon, gerek dizilim ve taktik bakımdan kendini zayıf hisseden ve bu baskıyı yiyen milli takımın böyle halı saha takımlarını andıran şekilde oynaması aslında çok da garipsenmemesi gerekn bir durum olsa gerek...