13718
hamza hamzaoğlu ve dursun özbek'in ele ele verip içine ettikleri takım.
galatasaray'da nelerin eksik olduğu, nelerin yapılması gerektiği daha o dördüncü yıldızı aldığımız gün belliydi. hamza ve dursun'un da sürekli bahsettiği gibi dördüncü yıldız ve üç kupa tabiki büyük bir başarıydı ama aynı zamanda inanılmaz bir fırsattı. bu büyük fırsatla galatasaray bir eşiği atlayabilirdi. şu an oynayan takım, daha doğrusu son dönemde o kupaları kazanmış takım ünal aysal ve fatih terim'in kurduğu, büyük başarılara ulaşmış kemik kadro ile devam eden takım. halbuki o bir projeydi ve sonuna geldi.
teşekkür edilip yollanması gereken adamlar varken, aksine sözleşme yenilenip korundu. üstüne müthiş bir vizyon göstererek sözleşmesi otomatik uzayan umut bulut'un sözleşmesinin ben zaten uzatacaktım, denmiştir.
kardeşim, galatasaray hiçbir zaman lokal başarı peşinde koşmamıştır. daha doğrusu birinci önceliği lokal başarı değildir. avrupa'da yeni heyecanlar için yepyeni bir kadro kurmak şartken, gidip de bilal, jem paul karacan gibi adamları alıp, iyi ya da kötü melo ve telles'i yollarsan, forvette toplasan bir forvet etmeyen umut ve burak'a bel bağlarsan, burak'ın morali düşmesin diye forvet transferi yapmazsan, sabri'den daha iyi değil deyip maxi pereria'yı almazsan, takımı iyice yumuşatıp maçlarda gol yememeyi beklersen bu takım ne olur?
galatasaray takım savunması yapamıyor deniyor. yapamıyor tabi. yapamaz da. bu futbolcu topluluğu ile yapmasına da imkan yok. sağ bekinde sabri oynarken, sol bekinde olcan oynarken, savunmada semih gibi bir adam varken ve orta sahada sert bir defansif orta sahan yokken nasıl takım savunması yapacaksın? forvetinde burak yılmaz varken nasıl yapacaksın?
sağ bek: sabri/ mevkisi sağ bek olmayan denayer
savunma: chedjou / yorgun hakan / vasatın altı semih
sol bek: ikinci ligden gelen carole / mevkisi sol bek olmayan olcan
defansif orta saha: bilal / jem / rodriguez
bravo. çok muhteşem bir takım yapılanması. müthiş bir kadro mühendisliği şu kadro ile türkiye'de bile başarı garanti değilken avrupa'da nasıl başarı hedeflendi ben hakikaten hayretler içindeyim.
galatasaray'ın başında çok kötü iki şey vardı. birisi gram vizyonu olmayan hamza, ikincisi ise kalitesiz başkan dursun özbek.
bakın galatasaray avrupa'da ve ligde başarılı olduğu dönemde teknik direktör / başkan ikililerine bakın.
benim aklıma izlediğim dönem için konuşuyorum direkt: faruk süren / fatih terim ve ünal aysal / fatih terim dönemi geliyor. fatih terim'i sevmesem de otorite ve vizyon sahibi olma konusunda heralde hamza'dan 5 gömlek üsttedir. faruk süren zaten efsane başkan başka söz gerek yok. ünal aysal'ı seversiniz sevmezsiniz ama faruk süren'den sonra galatasaray'a gelen en iyi başkandır. duruşu, korkusuz oluşu, başka güçlere yaranmaya çalışmaması, doğru ya da yanlış fatih terim'i bile gönderebilecek otoritede olması, küme düşme potasına girmiş takımı baştan yaratıp, doğru parçaları yaratıp ligde şampiyon yapıp, cl'de çeyrek finale götürmesi.
mesela özhan canaydın her ne kadar insani olarak muhteşem bir kişilik olsa da inanılmaz kötü bir başkandı. fatih terim geldi ve başarısız oldu.
galatasaray'ın başarısız olacağına dair öylesine belirtiler vardı ki açıkcası bu durum süpriz değil.
borç, borç, borç deniliyor. kardeşim bu borç ben kendimi bildim bileli var. hangi zamanda yoktu ki? borç var diye bizi jem karacan'a, sabri'ye, umut'a, burak'a, semih'e, bilal'e neden mecbur bıraktınız? artık hem borç var hem de başarısızlık var.
tebrik ediyorum hepinizi. galatasaray müthiş bir ivme yakayabilirdi ama maalesef siz onu mahvettiniz.
galatasaray'da nelerin eksik olduğu, nelerin yapılması gerektiği daha o dördüncü yıldızı aldığımız gün belliydi. hamza ve dursun'un da sürekli bahsettiği gibi dördüncü yıldız ve üç kupa tabiki büyük bir başarıydı ama aynı zamanda inanılmaz bir fırsattı. bu büyük fırsatla galatasaray bir eşiği atlayabilirdi. şu an oynayan takım, daha doğrusu son dönemde o kupaları kazanmış takım ünal aysal ve fatih terim'in kurduğu, büyük başarılara ulaşmış kemik kadro ile devam eden takım. halbuki o bir projeydi ve sonuna geldi.
teşekkür edilip yollanması gereken adamlar varken, aksine sözleşme yenilenip korundu. üstüne müthiş bir vizyon göstererek sözleşmesi otomatik uzayan umut bulut'un sözleşmesinin ben zaten uzatacaktım, denmiştir.
kardeşim, galatasaray hiçbir zaman lokal başarı peşinde koşmamıştır. daha doğrusu birinci önceliği lokal başarı değildir. avrupa'da yeni heyecanlar için yepyeni bir kadro kurmak şartken, gidip de bilal, jem paul karacan gibi adamları alıp, iyi ya da kötü melo ve telles'i yollarsan, forvette toplasan bir forvet etmeyen umut ve burak'a bel bağlarsan, burak'ın morali düşmesin diye forvet transferi yapmazsan, sabri'den daha iyi değil deyip maxi pereria'yı almazsan, takımı iyice yumuşatıp maçlarda gol yememeyi beklersen bu takım ne olur?
galatasaray takım savunması yapamıyor deniyor. yapamıyor tabi. yapamaz da. bu futbolcu topluluğu ile yapmasına da imkan yok. sağ bekinde sabri oynarken, sol bekinde olcan oynarken, savunmada semih gibi bir adam varken ve orta sahada sert bir defansif orta sahan yokken nasıl takım savunması yapacaksın? forvetinde burak yılmaz varken nasıl yapacaksın?
sağ bek: sabri/ mevkisi sağ bek olmayan denayer
savunma: chedjou / yorgun hakan / vasatın altı semih
sol bek: ikinci ligden gelen carole / mevkisi sol bek olmayan olcan
defansif orta saha: bilal / jem / rodriguez
bravo. çok muhteşem bir takım yapılanması. müthiş bir kadro mühendisliği şu kadro ile türkiye'de bile başarı garanti değilken avrupa'da nasıl başarı hedeflendi ben hakikaten hayretler içindeyim.
galatasaray'ın başında çok kötü iki şey vardı. birisi gram vizyonu olmayan hamza, ikincisi ise kalitesiz başkan dursun özbek.
bakın galatasaray avrupa'da ve ligde başarılı olduğu dönemde teknik direktör / başkan ikililerine bakın.
benim aklıma izlediğim dönem için konuşuyorum direkt: faruk süren / fatih terim ve ünal aysal / fatih terim dönemi geliyor. fatih terim'i sevmesem de otorite ve vizyon sahibi olma konusunda heralde hamza'dan 5 gömlek üsttedir. faruk süren zaten efsane başkan başka söz gerek yok. ünal aysal'ı seversiniz sevmezsiniz ama faruk süren'den sonra galatasaray'a gelen en iyi başkandır. duruşu, korkusuz oluşu, başka güçlere yaranmaya çalışmaması, doğru ya da yanlış fatih terim'i bile gönderebilecek otoritede olması, küme düşme potasına girmiş takımı baştan yaratıp, doğru parçaları yaratıp ligde şampiyon yapıp, cl'de çeyrek finale götürmesi.
mesela özhan canaydın her ne kadar insani olarak muhteşem bir kişilik olsa da inanılmaz kötü bir başkandı. fatih terim geldi ve başarısız oldu.
galatasaray'ın başarısız olacağına dair öylesine belirtiler vardı ki açıkcası bu durum süpriz değil.
borç, borç, borç deniliyor. kardeşim bu borç ben kendimi bildim bileli var. hangi zamanda yoktu ki? borç var diye bizi jem karacan'a, sabri'ye, umut'a, burak'a, semih'e, bilal'e neden mecbur bıraktınız? artık hem borç var hem de başarısızlık var.
tebrik ediyorum hepinizi. galatasaray müthiş bir ivme yakayabilirdi ama maalesef siz onu mahvettiniz.