24662
http://www.socratesdergi.com/.../16/basarinin-sirri/
“sizleri görmek güzel. 1 ekim’le birlikte kulübün başındaki 19. yılımı kutlama şansına ve ayrıcalığına eriştim. güveniniz için sizlere ve yönetime teşekkür etmek istiyorum. bazı fantastik günler yaşadığımız gibi bazı zor zamanlardan da geçtik fakat onlar hep benim yanımda oldular. ve ben buna değer veriyorum. eğer buna değer vermeseydim burada olmazdım.
buraya geldiğimde kulübün 80 hissedarı vardı ve hisse bedeli 400 sterlindi. şimdilerde 550 hissedar var ve tam bedelin ne kadar yüksek olduğunu bilmiyorum. fakat endişeniz olmasın, benim hissem yok. asla olmasını istemedim zira bazı kararları hisse bedelinin değerini yükseltmek için verdiğim suçlaması ile karşı karşıya kalmak istemedim. ve böyle olduğu için mutluyum.
arsenal’deki ilk yıllarımda, 1996’dan 2005’e kadar, işlerin bir hâyli yolunda gittiğini söylemeliyim. her şeyin çok kolay, düzgün, güzel gittiği zamanlardı. bir hegemonya kurmuştuk, çoğunlukla premier lig’de ve federasyon kupası’nda.
arkasından yeni stadyuma taşındığımız ikinci dönem geldi. rekabetin artışıyla birlikte işler zorlamışmıştı, ayrıca daha sınırlı bir bütçeye sahiptik ve hedefimiz ligin tepelerinde dolaşmaktı, böylece şampiyonlar ligi’nden aldığımız paralarla borcumuzu ödeyebilecektik. bunu başardığımızı söyleyebilirim. bize şüpheyle yaklaşılan zamanlarda, çoğunlukla ligin son maçının son dakikasına kadar mücadelemizi verdik.
bir kulübün taraftarı ya da antrenörüyseniz size her zaman yapamadıklarınız söylenir. bunu anlayabiliyorum, yaşadığımız toplumun yapısı bu. geri dönüp baktığımda gururla lig ve federasyon kupası şampiyonlukları kazandığımızı görüyorum ama kulüp olarak ilk başta gelen özelliğimizin istikrar olduğunu düşünüyorum. şampiyonlar ligi’ne tam 18 yıl arka arkaya katıldığımıza dikkatinizi çekerim.
avrupa’da sadece bir kulüp, 19 kez arka arkaya katılan real madrid daha istikrarlı olabildi. elbette bu başarının bazılarına yeterli gelmediğinin bilincindeyim. fakat en azından bu sonuç anlamındaki istikrarımızı kanıtlayan bir özellik. daha fazla istiyoruz, elde ettiklerimizin kafi olmadığını söyleyecek ilk insan benim. ancak yakaladığımız istikrar da düşünüldüğü kadar kolay olsa herkes bunu yapardı. bazen insanlara zirvede kalmanın ne kadar zor olduğunu hatırlatmak çok mühim. zira buna yeteri kadar değer vermiyoruz.
yaklaşık iki buçuk senedir bu süreci atlattık, ekonomik anlamda çok daha kuvvetliyiz. artık şampiyonlar ligi’nden gelen gelir öyle çok büyük değil. yayıncılık çok büyümeye başladı, reklamlardan büyük paralar kazanılıyor ve kupanın mali değeri eskisi kadar büyük değil.
son birkaç senede takımı ileriye taşıyabilecek isimlerden bir çekirdek oluşturduk. teknik direktör olarak, muazzam seviyede bir data alabiliyorum, her güne, her maça dair. 18 sene önce sadece gözlerimle bu işi yaparken, şimdi bilgi sağanağı içerisinde seçim yapmak zorundayım. çevremde çalışan 20 insan var ve her gün daha güçlenmemiz için çaba harcıyorlar. bu, çok enerji isteyen bir iş.
daha ileriye gittiğimize inanıyorum ama bunun her geçen gün zorlaştığı da ortada zira artık 19 yıl öncesine göre çok daha fazla şey biliniyor. futbola dair en fantastik şeylerden biri de şu, siz burada diyelim 10 kişi olabilirsiniz ama tek profesyonel benim, bazen o ortamda profesyonel olmayan kişi haklı olabilir.
emin olduğum tek şey, kulüp için doğru kararı verdiğimi düşünmem. bu, doğaçlama alınan bir şey değildi. alabileceğimiz bütün tavsiyeler doğrultusunda ilerledik. lâkin bizim sahip olduğumuz bilgiler, sadece bir görüşe sahip olanlardan çok daha donanımlıydı. dünya değişiyor. takımımızı yapılandırdık ve çalışma, hazırlanma, oyuncu geliştirme noktalarında ilerlediğimizi kesinlikle söyleyebilirim.
bana şunu sormak istiyorsunuz: “bu sene şampiyonluk kazanacak mıyız?” ben, zirve yarışına döndüğümüzü düşünüyorum, şansımız yüksek. yakaladığımız pozisyonlar, verdiğimiz şanslar, yarattığımız fırsatlar… bakınca bütün rakamlar, bizim bu mücadelede potansiyelimiz olduğunu anlatıyor. 2015’te bence kulüp için dönüm noktası olan şey, takvim yılında herkesten daha fazla puana sahip olmamız. bu, doğru yolda olduğumuzun nişanesi.
yaptığımız şey tutarlı gidiyor. sezona kötü bir başlangıç yapsak bile geri dönmeyi başardık ve liderin iki puan uzağındayız. bu, istikrarı yakaladığımızı gösteriyor. manchester united’a karşı gösterdiğimiz performansı daha sık ortaya koyabilmeliyiz. büyük maçları kazanmak, her maçın önemini kavramak ve 2015’in başından beri elde ettiğimiz çizgiyi devam ettirmek mühim.
geçen sene ligi üçüncü bitirdik ve federasyon kupası’nı kazandık. arka arkaya ikinci kez kupanın sahibi olduk ve bu alanda herkesten daha başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. elbette, daha fazlasını istiyoruz. daha fazlasını yapmaya muktediriz ve bunun için sonuna kadar mücadele edeceğiz.
para harcamaktan korkmuyoruz, bu konuda kötü bir şöhretim olduğunun farkındayım. son üç senede gösterdiğimiz şey şu, eğer kaliteli bir oyuncuyla karşı karşıyaysak bunun için para harcarız.
başarıyı yetenek ve bağlılıkla ilgilidir. bağlılık, kulüpte yetişten oyuncuların getireceği bir şeydir. bu formayı giymek onlar için farklı bir anlam taşır zira erken yaşlardan itibaren bu seviyeye gelmenin ne olduğunu öğrenirler. bunu gözden çıkarmak istemeyiz. bir nesilden başkasına bu değerleri taşıyacak isimlere ihtiyacınız var. transfer ettiğimiz oyuncular kadar francis coquelin ve héctor bellerín gibi bu kulübün tedrisatından geçen, altyapısından çıkan oyuncularla da gurur duyuyorum. bu da bir hâyli önemli. bu isimler gollere imza atmadıkları için her zaman hak ettikleri övgüyü alamıyor ama takım için çok çalışıyorlar. iyi bir karışım yaratmak zorundayız, başka yerlerden gelen büyük oyuncularla yetiştirdiklerimiz arasında. bu nedenle gençlere yatırım yapıyoruz.
bazen sıkıntılarla karşılaşıyoruz lâkin ben her zamankinden daha motiveyim, daha istekliyim. 19 yıl önce çok daha rahattım, şöyle düşünürdüm: eğer işler yolunda gitmezse yapacak bir şey yok.
bugün bunun ne anlama geldiğini çok daha iyi biliyorum. iyi sonuçlar alamadığımızda, yenildiğimizde bunun insanları nasıl üzdüğünü görebiliyorum. omuzlarımdaki yük artık çok daha ağır. sözleşmemin son gününe kadar bu kulübe büyük başarılar getirmeye gayret edeceğim ve bir gün bu işi başkasına bıraktığımda arsenal’in geleceği çok daha parlak olacak. benim için çok mühim olan şeylerden biri de kulübü benden sonra gelecek olan kişiye sağlıklı şartlarda bırakabilmek.
dürüst olalım, artık daha zorlu rakipleriyle karşı karşıyayız. ingiltere’de bile bu böyle. bu şartlar altında mücadele etmek için çok daha güçlü olmalıyız. ve olacağız. herkese çok teşekkürler, gelecek sene görüşmek üzere.”
(bkz: arsene wenger)
“sizleri görmek güzel. 1 ekim’le birlikte kulübün başındaki 19. yılımı kutlama şansına ve ayrıcalığına eriştim. güveniniz için sizlere ve yönetime teşekkür etmek istiyorum. bazı fantastik günler yaşadığımız gibi bazı zor zamanlardan da geçtik fakat onlar hep benim yanımda oldular. ve ben buna değer veriyorum. eğer buna değer vermeseydim burada olmazdım.
buraya geldiğimde kulübün 80 hissedarı vardı ve hisse bedeli 400 sterlindi. şimdilerde 550 hissedar var ve tam bedelin ne kadar yüksek olduğunu bilmiyorum. fakat endişeniz olmasın, benim hissem yok. asla olmasını istemedim zira bazı kararları hisse bedelinin değerini yükseltmek için verdiğim suçlaması ile karşı karşıya kalmak istemedim. ve böyle olduğu için mutluyum.
arsenal’deki ilk yıllarımda, 1996’dan 2005’e kadar, işlerin bir hâyli yolunda gittiğini söylemeliyim. her şeyin çok kolay, düzgün, güzel gittiği zamanlardı. bir hegemonya kurmuştuk, çoğunlukla premier lig’de ve federasyon kupası’nda.
arkasından yeni stadyuma taşındığımız ikinci dönem geldi. rekabetin artışıyla birlikte işler zorlamışmıştı, ayrıca daha sınırlı bir bütçeye sahiptik ve hedefimiz ligin tepelerinde dolaşmaktı, böylece şampiyonlar ligi’nden aldığımız paralarla borcumuzu ödeyebilecektik. bunu başardığımızı söyleyebilirim. bize şüpheyle yaklaşılan zamanlarda, çoğunlukla ligin son maçının son dakikasına kadar mücadelemizi verdik.
bir kulübün taraftarı ya da antrenörüyseniz size her zaman yapamadıklarınız söylenir. bunu anlayabiliyorum, yaşadığımız toplumun yapısı bu. geri dönüp baktığımda gururla lig ve federasyon kupası şampiyonlukları kazandığımızı görüyorum ama kulüp olarak ilk başta gelen özelliğimizin istikrar olduğunu düşünüyorum. şampiyonlar ligi’ne tam 18 yıl arka arkaya katıldığımıza dikkatinizi çekerim.
avrupa’da sadece bir kulüp, 19 kez arka arkaya katılan real madrid daha istikrarlı olabildi. elbette bu başarının bazılarına yeterli gelmediğinin bilincindeyim. fakat en azından bu sonuç anlamındaki istikrarımızı kanıtlayan bir özellik. daha fazla istiyoruz, elde ettiklerimizin kafi olmadığını söyleyecek ilk insan benim. ancak yakaladığımız istikrar da düşünüldüğü kadar kolay olsa herkes bunu yapardı. bazen insanlara zirvede kalmanın ne kadar zor olduğunu hatırlatmak çok mühim. zira buna yeteri kadar değer vermiyoruz.
yaklaşık iki buçuk senedir bu süreci atlattık, ekonomik anlamda çok daha kuvvetliyiz. artık şampiyonlar ligi’nden gelen gelir öyle çok büyük değil. yayıncılık çok büyümeye başladı, reklamlardan büyük paralar kazanılıyor ve kupanın mali değeri eskisi kadar büyük değil.
son birkaç senede takımı ileriye taşıyabilecek isimlerden bir çekirdek oluşturduk. teknik direktör olarak, muazzam seviyede bir data alabiliyorum, her güne, her maça dair. 18 sene önce sadece gözlerimle bu işi yaparken, şimdi bilgi sağanağı içerisinde seçim yapmak zorundayım. çevremde çalışan 20 insan var ve her gün daha güçlenmemiz için çaba harcıyorlar. bu, çok enerji isteyen bir iş.
daha ileriye gittiğimize inanıyorum ama bunun her geçen gün zorlaştığı da ortada zira artık 19 yıl öncesine göre çok daha fazla şey biliniyor. futbola dair en fantastik şeylerden biri de şu, siz burada diyelim 10 kişi olabilirsiniz ama tek profesyonel benim, bazen o ortamda profesyonel olmayan kişi haklı olabilir.
emin olduğum tek şey, kulüp için doğru kararı verdiğimi düşünmem. bu, doğaçlama alınan bir şey değildi. alabileceğimiz bütün tavsiyeler doğrultusunda ilerledik. lâkin bizim sahip olduğumuz bilgiler, sadece bir görüşe sahip olanlardan çok daha donanımlıydı. dünya değişiyor. takımımızı yapılandırdık ve çalışma, hazırlanma, oyuncu geliştirme noktalarında ilerlediğimizi kesinlikle söyleyebilirim.
bana şunu sormak istiyorsunuz: “bu sene şampiyonluk kazanacak mıyız?” ben, zirve yarışına döndüğümüzü düşünüyorum, şansımız yüksek. yakaladığımız pozisyonlar, verdiğimiz şanslar, yarattığımız fırsatlar… bakınca bütün rakamlar, bizim bu mücadelede potansiyelimiz olduğunu anlatıyor. 2015’te bence kulüp için dönüm noktası olan şey, takvim yılında herkesten daha fazla puana sahip olmamız. bu, doğru yolda olduğumuzun nişanesi.
yaptığımız şey tutarlı gidiyor. sezona kötü bir başlangıç yapsak bile geri dönmeyi başardık ve liderin iki puan uzağındayız. bu, istikrarı yakaladığımızı gösteriyor. manchester united’a karşı gösterdiğimiz performansı daha sık ortaya koyabilmeliyiz. büyük maçları kazanmak, her maçın önemini kavramak ve 2015’in başından beri elde ettiğimiz çizgiyi devam ettirmek mühim.
geçen sene ligi üçüncü bitirdik ve federasyon kupası’nı kazandık. arka arkaya ikinci kez kupanın sahibi olduk ve bu alanda herkesten daha başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. elbette, daha fazlasını istiyoruz. daha fazlasını yapmaya muktediriz ve bunun için sonuna kadar mücadele edeceğiz.
para harcamaktan korkmuyoruz, bu konuda kötü bir şöhretim olduğunun farkındayım. son üç senede gösterdiğimiz şey şu, eğer kaliteli bir oyuncuyla karşı karşıyaysak bunun için para harcarız.
başarıyı yetenek ve bağlılıkla ilgilidir. bağlılık, kulüpte yetişten oyuncuların getireceği bir şeydir. bu formayı giymek onlar için farklı bir anlam taşır zira erken yaşlardan itibaren bu seviyeye gelmenin ne olduğunu öğrenirler. bunu gözden çıkarmak istemeyiz. bir nesilden başkasına bu değerleri taşıyacak isimlere ihtiyacınız var. transfer ettiğimiz oyuncular kadar francis coquelin ve héctor bellerín gibi bu kulübün tedrisatından geçen, altyapısından çıkan oyuncularla da gurur duyuyorum. bu da bir hâyli önemli. bu isimler gollere imza atmadıkları için her zaman hak ettikleri övgüyü alamıyor ama takım için çok çalışıyorlar. iyi bir karışım yaratmak zorundayız, başka yerlerden gelen büyük oyuncularla yetiştirdiklerimiz arasında. bu nedenle gençlere yatırım yapıyoruz.
bazen sıkıntılarla karşılaşıyoruz lâkin ben her zamankinden daha motiveyim, daha istekliyim. 19 yıl önce çok daha rahattım, şöyle düşünürdüm: eğer işler yolunda gitmezse yapacak bir şey yok.
bugün bunun ne anlama geldiğini çok daha iyi biliyorum. iyi sonuçlar alamadığımızda, yenildiğimizde bunun insanları nasıl üzdüğünü görebiliyorum. omuzlarımdaki yük artık çok daha ağır. sözleşmemin son gününe kadar bu kulübe büyük başarılar getirmeye gayret edeceğim ve bir gün bu işi başkasına bıraktığımda arsenal’in geleceği çok daha parlak olacak. benim için çok mühim olan şeylerden biri de kulübü benden sonra gelecek olan kişiye sağlıklı şartlarda bırakabilmek.
dürüst olalım, artık daha zorlu rakipleriyle karşı karşıyayız. ingiltere’de bile bu böyle. bu şartlar altında mücadele etmek için çok daha güçlü olmalıyız. ve olacağız. herkese çok teşekkürler, gelecek sene görüşmek üzere.”
(bkz: arsene wenger)