1389
galatasaray'ın bu seneki bariz kangreni...
futbol tarihimizin belki de en kötü seçimi camia adına...
30 yaşındayım, yaklaşık 22-23 senedir de bilinçli bir futbol izleyicisiyim...
galatasaray'ın başında hiç bu kadar aciz, bu kadar niteliksiz ve bilgisiz bir başkan gördüğümü hatırlamıyorum...
gördüğüm başkanları bir çırpıda sayabilirim:
- (bkz: alp yalman)
- (bkz: faruk süren)
- (bkz: mehmet cansun)
- (bkz: özhan canaydın)
- (bkz: adnan polat)
- (bkz: ünal aysal)
- (bkz: duygun yarsuvat)
ve nihayetinde - dursun aydın özbek...
yukarıdaki listeden hatırladığım en başarısız başkanlar özhan canaydın ve adnan polat...
canaydın en çok eleştirilen başkan oldu, çok başarısızdı... yığınla transfer, borç batağında bir kulüp bıraktı, lucescu'yu gönderip fatih terim'i getirerek süregelen başarı serisini kendi elleriyle bozdu... ama bunu yaparken tüm taraftar yanındaydı, herkes fatih terim'in geri dönmesini arzuluyordu... bir yığın transfer yaptı, hemen hemen hepsi başarısız transferlerdi, ancak bu transferlerin hemen hepsini fatih terim'in direktifiyle yaptı... fenerbahçe'yi 6 yediğimiz maçta alkışlayarak spor tarihine geçti, bizler küfür ettik ama fair play ödülü aldı... stat projesinin uzadığı dönemde aslında pek çok şeyi son raddeye getiren de o oldu... evet en kötü dönemlerimizden birini yaşattı ancak "niyet ve icraat" vardı... başarısız olsa da denedi en azından...
adnan polat ise çok farklı bir durumdu aslında... o geldiğinde gelmesini isteyenler hatta efsane başkan olacağına inananlar hiç de az sayıda değillerdi. ben de onlardandım... galatasaraylılığının ve hırsının bize güzel günler yaşatacağına inandım hep... aslında çok da etkileyici bir ekibi vardı... haldun üstünel gibi bir isim, galatasaray'a gelmesini hayal dahi etmediğimiz isimleri kulübe kazandırıyordu... çok iyi isimlerden ve çok iyi bir hocadan çok kötü sonuçlar çıktı... çok üzüldük... ama polat'ı asıl bitiren stat açılışı oldu... hükümetin galatasaray taraftarına azar çektiği gece taraftarının değil hükümet görevlilerinin yanında duruşu, özür dileyişi taraftardaki kredisini bitirdi. bununla birlikte malzemesi çok iyi olan takımın en son 8. olacak kadar dibe vurması sonunu getirdi...
diğer başkanlarla ilgili kötü şeyler söylemek istesem de çok beceremiyorum...
- alp yalman galatasaray kimliğine yakışan bir başkanlık yaptı... avrupa vizyonunu destekledi ve dengeli bir başkanlık dönemi geçirdi.
- faruk süren tarihimizin en büyük başarısını yaşattı...
- mehmet cansun lucescu mucizesini başlattı, takıma şampiyonlar liginde fiks tur atlayan kimliğin arkasındaydı...
- ünal aysal bizim için bir dönüm noktasıydı, bende yeri çok ayrıydı, fatih terim'i getiriş şekli de gönderiş şekli de olması gerektiği gibiydi...
- duygun yarsuvat ise geçici başkanlık döneminde büyük izler bıraktı, futbola ağabey kimliğiyle girdi, 3 kulvarda şampiyonluk yaşayan takımın temellerini doğru yönetici atamalarıyla gerçekleştirdi.
bu adamların arasında dursun özbek'in yeri nedir?
hiçbir yeri yoktur... yukarıdaki adamların bir duruşu, bir karizması, bir hedefleri, bir anlayışları ve vizyonları vardı...
iyisiyle kötüsüyle galatasaray için çalıştıklarını bize hep hissettirdiler...
en kötüsünün bile ekibinde en az 1 tane futboldan çok iyi anlayan yönetici vardı...
en kötüsü bile en az 1 tane "yıldız" denecek ve direk 11'e dahil olan oyuncu transfer etti...
hiçbirisi grosskreutz ile yaşanan transfer kepazeliğini yaşatmadı...
hiçbirisi kötü gidişten yakınan taraftara trip atmadı...
dursun özbek benim gözlerimle gördüğüm en kötü başkan olarak tarihe çoktan geçti bile...
onun için atasözüm bile hazır:
(bkz: yapamadıklarımız yapamayacaklarımızın teminatıdır)
futbol tarihimizin belki de en kötü seçimi camia adına...
30 yaşındayım, yaklaşık 22-23 senedir de bilinçli bir futbol izleyicisiyim...
galatasaray'ın başında hiç bu kadar aciz, bu kadar niteliksiz ve bilgisiz bir başkan gördüğümü hatırlamıyorum...
gördüğüm başkanları bir çırpıda sayabilirim:
- (bkz: alp yalman)
- (bkz: faruk süren)
- (bkz: mehmet cansun)
- (bkz: özhan canaydın)
- (bkz: adnan polat)
- (bkz: ünal aysal)
- (bkz: duygun yarsuvat)
ve nihayetinde - dursun aydın özbek...
yukarıdaki listeden hatırladığım en başarısız başkanlar özhan canaydın ve adnan polat...
canaydın en çok eleştirilen başkan oldu, çok başarısızdı... yığınla transfer, borç batağında bir kulüp bıraktı, lucescu'yu gönderip fatih terim'i getirerek süregelen başarı serisini kendi elleriyle bozdu... ama bunu yaparken tüm taraftar yanındaydı, herkes fatih terim'in geri dönmesini arzuluyordu... bir yığın transfer yaptı, hemen hemen hepsi başarısız transferlerdi, ancak bu transferlerin hemen hepsini fatih terim'in direktifiyle yaptı... fenerbahçe'yi 6 yediğimiz maçta alkışlayarak spor tarihine geçti, bizler küfür ettik ama fair play ödülü aldı... stat projesinin uzadığı dönemde aslında pek çok şeyi son raddeye getiren de o oldu... evet en kötü dönemlerimizden birini yaşattı ancak "niyet ve icraat" vardı... başarısız olsa da denedi en azından...
adnan polat ise çok farklı bir durumdu aslında... o geldiğinde gelmesini isteyenler hatta efsane başkan olacağına inananlar hiç de az sayıda değillerdi. ben de onlardandım... galatasaraylılığının ve hırsının bize güzel günler yaşatacağına inandım hep... aslında çok da etkileyici bir ekibi vardı... haldun üstünel gibi bir isim, galatasaray'a gelmesini hayal dahi etmediğimiz isimleri kulübe kazandırıyordu... çok iyi isimlerden ve çok iyi bir hocadan çok kötü sonuçlar çıktı... çok üzüldük... ama polat'ı asıl bitiren stat açılışı oldu... hükümetin galatasaray taraftarına azar çektiği gece taraftarının değil hükümet görevlilerinin yanında duruşu, özür dileyişi taraftardaki kredisini bitirdi. bununla birlikte malzemesi çok iyi olan takımın en son 8. olacak kadar dibe vurması sonunu getirdi...
diğer başkanlarla ilgili kötü şeyler söylemek istesem de çok beceremiyorum...
- alp yalman galatasaray kimliğine yakışan bir başkanlık yaptı... avrupa vizyonunu destekledi ve dengeli bir başkanlık dönemi geçirdi.
- faruk süren tarihimizin en büyük başarısını yaşattı...
- mehmet cansun lucescu mucizesini başlattı, takıma şampiyonlar liginde fiks tur atlayan kimliğin arkasındaydı...
- ünal aysal bizim için bir dönüm noktasıydı, bende yeri çok ayrıydı, fatih terim'i getiriş şekli de gönderiş şekli de olması gerektiği gibiydi...
- duygun yarsuvat ise geçici başkanlık döneminde büyük izler bıraktı, futbola ağabey kimliğiyle girdi, 3 kulvarda şampiyonluk yaşayan takımın temellerini doğru yönetici atamalarıyla gerçekleştirdi.
bu adamların arasında dursun özbek'in yeri nedir?
hiçbir yeri yoktur... yukarıdaki adamların bir duruşu, bir karizması, bir hedefleri, bir anlayışları ve vizyonları vardı...
iyisiyle kötüsüyle galatasaray için çalıştıklarını bize hep hissettirdiler...
en kötüsünün bile ekibinde en az 1 tane futboldan çok iyi anlayan yönetici vardı...
en kötüsü bile en az 1 tane "yıldız" denecek ve direk 11'e dahil olan oyuncu transfer etti...
hiçbirisi grosskreutz ile yaşanan transfer kepazeliğini yaşatmadı...
hiçbirisi kötü gidişten yakınan taraftara trip atmadı...
dursun özbek benim gözlerimle gördüğüm en kötü başkan olarak tarihe çoktan geçti bile...
onun için atasözüm bile hazır:
(bkz: yapamadıklarımız yapamayacaklarımızın teminatıdır)