246
zaman geçtikte çirkinleşen ve daha kötüye giden rekabet.
şüphesiz bunda, 2 kulübün de çok geniş kitlelere yayılması ve eğitim seviyesi düşük, kültür ve entelektüel profili alt seviyede taraftar sayısının artması etkili. ancak sadece taraftar değil, mevcut yöneticiler de bu profile yaklaşıyor, onların da kültür ve entelektüel birikim seviyesi içler acısı.
(bkz: #1726964)
bu entry'de görebileceğiniz üzere galatasaray fenerbahçe rekabeti aslında çok masumane ve dostane temellere dayanıyor.
tıpkı bir mahallede birbirini çok seven arkadaşların takım kurup top oynaması, sonra bu işten çok keyif alıp aldıkları keyfi artırmak için ikinci bir takım daha kurup birbirlerine rakip olmaları gibi.
galatasaray da fenerbahçe de çok büyük ve değerli camialar.
fanatizm ve günümüz futbol yapısının etkisiyle ana avrat sövmektense bu gerçeği kabul etmemiz gerekiyor.
ancak sürecin oluşturduğu bir yapı da mevcut:
- fenerbahçe zamanla ortamın şımarık, züppe, zengin, ukala, popüler, çok konuşulan ama sevilmeyen, hatta insanların sırf popülerlik olsun diye yanında durduğu, yaramazlık yapan, hatta yoldan sapan ama güçlü anne babası tarafından arkası toplanan kötü çocuk imajının sahibi olmuş, zaman zaman fenerbahçe'nin daha popüler olduğu imajının kökeninde bu yatıyor.
- galatasaray ise zamanla ortamın ukala, bilmiş, herkesle muhatap olmayan, kaliteli fakat arogant, kendini diğerlerinden üstün gören, bunu onların yüzüne çarpmayan fakat her hareketinde bunu karşı tarafa hissettiren, "benimle muhatap olmak istiyorsan benim üstünlüğümü kabul etmelisin" tarzında imaj edinmiş.
bu iki imaj da aslında bu iki camiaya ait imajlar değil.
teorik olarak bu iki takımın imajı şu:
- fenerbahçe, halka yakın, geniş kitlelere hitap etmeye dayalı bir yapıda kurulan, kişiler arasında ayrım yapmayan, sınıf kavramını ortadan kaldıran, demokrat, atatürkçü, ilerici kesimin desteklediği bir camia.
- galatasaray, sokak kültürüne uzak olmakla birlikte uzaktan halkın çıkarlarını gözeten, aristokrat, bilgi ve kültür seviyesi yüksek, yetişmiş, nerede nasıl davranması gerektiğini bilen, beyefendi kişilikli, geleceğin yönetici ve politikacılarını çıkarma potansiyelli, eğitim ve kültüre dayalı bir camia.
buradan galatasaray'ın üstün olduğu fenerbahçe'nin alt sınıf olduğu yorumunu çıkaran bildiğin salaktır. onu geçelim.
burada halkın 2 farklı kesiminden bahsediyoruz.
ikisi de halkın gerçeği ve güzelliği.
bu 2 kesimi bu kadar güzel biçimde bünyesinde toplayıp aynı futbol sahasında mücadele etme şansı tanıyan büyüklerimiz, galatasaray fenerbahçe bayramı adı verilen bir kavramı yaratacak kadar bu güzelliği sürdürmüşler.
ancak şimdi bu rekabetin geldiği nokta içler acısı.
bu güzel tarihe sahip rekabet artık kurtulur mu, düzelir mi, imajlar teorik olarak olması gereken seviyeye döner mi bilinmez.
ancak herşeyden önce kör, at gözlüğüyle bakan ve sabit fikirli, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, ezbere konuşan, konuştuğu lafı gerçeklerle destekleyemeyen, yaptığı her kötü şeyin arkasında bir komplo arayan, kötü olan hiçbirşeyi kendi üzerine alınmayan taraftarlardan kurtulunması gerektiği bir gerçek.
şüphesiz bunda, 2 kulübün de çok geniş kitlelere yayılması ve eğitim seviyesi düşük, kültür ve entelektüel profili alt seviyede taraftar sayısının artması etkili. ancak sadece taraftar değil, mevcut yöneticiler de bu profile yaklaşıyor, onların da kültür ve entelektüel birikim seviyesi içler acısı.
(bkz: #1726964)
bu entry'de görebileceğiniz üzere galatasaray fenerbahçe rekabeti aslında çok masumane ve dostane temellere dayanıyor.
tıpkı bir mahallede birbirini çok seven arkadaşların takım kurup top oynaması, sonra bu işten çok keyif alıp aldıkları keyfi artırmak için ikinci bir takım daha kurup birbirlerine rakip olmaları gibi.
galatasaray da fenerbahçe de çok büyük ve değerli camialar.
fanatizm ve günümüz futbol yapısının etkisiyle ana avrat sövmektense bu gerçeği kabul etmemiz gerekiyor.
ancak sürecin oluşturduğu bir yapı da mevcut:
- fenerbahçe zamanla ortamın şımarık, züppe, zengin, ukala, popüler, çok konuşulan ama sevilmeyen, hatta insanların sırf popülerlik olsun diye yanında durduğu, yaramazlık yapan, hatta yoldan sapan ama güçlü anne babası tarafından arkası toplanan kötü çocuk imajının sahibi olmuş, zaman zaman fenerbahçe'nin daha popüler olduğu imajının kökeninde bu yatıyor.
- galatasaray ise zamanla ortamın ukala, bilmiş, herkesle muhatap olmayan, kaliteli fakat arogant, kendini diğerlerinden üstün gören, bunu onların yüzüne çarpmayan fakat her hareketinde bunu karşı tarafa hissettiren, "benimle muhatap olmak istiyorsan benim üstünlüğümü kabul etmelisin" tarzında imaj edinmiş.
bu iki imaj da aslında bu iki camiaya ait imajlar değil.
teorik olarak bu iki takımın imajı şu:
- fenerbahçe, halka yakın, geniş kitlelere hitap etmeye dayalı bir yapıda kurulan, kişiler arasında ayrım yapmayan, sınıf kavramını ortadan kaldıran, demokrat, atatürkçü, ilerici kesimin desteklediği bir camia.
- galatasaray, sokak kültürüne uzak olmakla birlikte uzaktan halkın çıkarlarını gözeten, aristokrat, bilgi ve kültür seviyesi yüksek, yetişmiş, nerede nasıl davranması gerektiğini bilen, beyefendi kişilikli, geleceğin yönetici ve politikacılarını çıkarma potansiyelli, eğitim ve kültüre dayalı bir camia.
buradan galatasaray'ın üstün olduğu fenerbahçe'nin alt sınıf olduğu yorumunu çıkaran bildiğin salaktır. onu geçelim.
burada halkın 2 farklı kesiminden bahsediyoruz.
ikisi de halkın gerçeği ve güzelliği.
bu 2 kesimi bu kadar güzel biçimde bünyesinde toplayıp aynı futbol sahasında mücadele etme şansı tanıyan büyüklerimiz, galatasaray fenerbahçe bayramı adı verilen bir kavramı yaratacak kadar bu güzelliği sürdürmüşler.
ancak şimdi bu rekabetin geldiği nokta içler acısı.
bu güzel tarihe sahip rekabet artık kurtulur mu, düzelir mi, imajlar teorik olarak olması gereken seviyeye döner mi bilinmez.
ancak herşeyden önce kör, at gözlüğüyle bakan ve sabit fikirli, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, ezbere konuşan, konuştuğu lafı gerçeklerle destekleyemeyen, yaptığı her kötü şeyin arkasında bir komplo arayan, kötü olan hiçbirşeyi kendi üzerine alınmayan taraftarlardan kurtulunması gerektiği bir gerçek.