1120
yazmayayım konuşmayayım diyorum ama türkçülük bildiğiniz ırkçılıktır. "ne mutlu türküm diyene" felsefesine tamamen zıt bir görüştür. ırk ayrımcılığını gözetir. nazi almanyası gibi tek bir ırkı yüceltir. diğer ırklara hoş görüsü yoktur. "türk ne yapsa doğrudur" anlayışıyla beslenir. hani shakespeare demiş ya zamanında "olmak ya da olmamamak işte bütün mesele bu" diye. işte türkçüklükte de bütün mesele türk olmaktır. atatürk, türkçülük anlayışını benimseseydi "ne mutlu türk olana" derdi. ama büyük lider öyle ince düşünmüş ki türklüğü ırktan ziyade her kesimden insanın aynı paydada toplandığı bir özgürlük olarak tanımlamış. yani kürt de olsan, arap da olsan, ermeni de olsan bu ülkede yaşamayı benimsemiş ve bu ülkede yaşamaktan mutluysan zaten sen türksün gözüyle bakmış olaya. o yüzden 3 mayıs gününün sanki milli bir olgu, sanki 23 nisanmış gibi kutlanmasına karşıyım. siyasal propaganda malzemesidir 3 mayıs. turancılık-türkçülük adı altında geri kalmış, fosilleşmiş, çağ dışı, ırkçı temellere dayanan bir ideolojinin "ne mutlu türküm diyene" sözüyle aynı cümlede yan yana kullanılması kadar saçma bir şey olamaz. 3 mayıs gibi siyasal bir davanın yıl dönümünün ulusal bayrammış gibi kutlanması son derece acı. türkçülük, atatürkçülük demek değildir. atatürk ilkesi de değildir. milliyetçilik ile alakası yoktur. sırf türk diye sokaktaki insanı bağrıma basamam. şu devirde aile fertleri bile birbirlerine güvenmezken, herkes menfaate dayalı bir ilişki yumağı içinde yaşıyorken, sırf aynı ırktan diye birine güvenemem. her zaman söylüyorum hangi ırktan olduğumuzun bir önemi yok, önemli olan insan olabilmek, ahlaklı olabilmek, sevgiyi kalbimizde her daim hissedebilmek. 2015 yılında sadece doğduğumuz yer, konuştuğumuz dil farklı diye birini diğerinden üstün görmek geri kalmışlıktır. cehalettir. hümanist bir insanım bu yüzden de bu tür ırkçı ayrımcılıklara ve bunları temsil eden günlerin bayrammış gibi kutlanmasına da son derece karşıyım.