resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 322
    ajax'da oynarken sevmiştim seni surinam'lı. defansın önünde ilk topa basanlara ön libero demiyorlardı o zamanlar. yerel dilde hamaldı adınız. kıvırcık saçlarınla, bütün toplara saldırırdın. gullit'le van basten'le bir efsane olacağınız ta o zamanlar belliydi. dünya'daki en sevdiğim milli takım'(bizim ki hariç tabi)da, portakal renklerde oynarken, hayranlığım daha da arttı.

    sonra 3ünüz, 3 sac ayağı milan'da buluştunuz. büyülü, karizmatik takımı büyüttünüz. ve futbol tarihine adınızı irfanla, sevgiyle, saygıyla yazdınız. biz uzaktan sevenleriniz, sizi büyük ajax'ı, hollanda milli takımını, milan'ı tuttuk yıllarca sizin sayenizde.

    ötekilerin izini kaybettik surinam'lı. bir de baktık yıllar sonra genç yaşında hollanda ulus takımının başındasın. duyduklarımız doğruysa neeskens'ide yanına yardımcı almışsın. en az senin kadar sevilen, belki de senden daha iyi(2 dünya kupası finalinde oynadı), senden büyük birini hiç bir kaygı gütmeden, o büyük futbolcunun da riskini taşıyarak soyunmuşsun avrupa şampiyonası finallerine.

    senin başında olduğun takıma biz hiç kafa yormadan bahisler oynadık. fallar baktık, şampiyonluk verdik. öngörülerimiz doğru çıkmış, o muhteşem takıma en muhteşem futbolu oynatıyordun. maçlar ilerledikçe bütün göstergeler, seni şampiyon ilan ediyordu. o uğursuz maçta penaltıları kaçırmasaydınız uzatmalara gitmeden eleyecektiniz italya'yı. hadi gitti, penaltılara kalındı, adaşın de boer maçta kaçırdığını, seride de kaçırdı. hiç kimse sana bir şey demeyecekti, sen kayboldun usta.

    barça tarihini yazanlardan biri de, senin ustan büyük cruyff'du. sen belki evde otururken, cruyff'un telefonu çaldı. la porta, barça başkanı olmuş ustasından bir usta istiyordu. surinam'lıyı alın, ne derse yapın dedi sarı fare. ve manganı toparlayıp katalanya'ya uçtunuz. uçuş ne uçuştu, sizinle birlikte uçuşan barça, kral takımı real madrid'i gözden gönülden düşürüyordu. ve dünya futbolseverleri her zamanki gibi mazlumdan, iyi oynayandan, delikanlıdan, arkadaştan yana çıkıyordu.

    surinam'lı; bana galatasaray'ın başına bir hoca seç deselerdi, inan ilk senin ismini yazardım. gelmeyeceğini bile bile yine de seni isterdim. futbol taraftarlığımın tarihi, galatasaray hoca'larıyla dalaşmayla geçti. içlerinden en kralıyla bile dalaştım. avrupa şampiyonu olan takımın hocasına bile giydirdim. aradığım başka bir şeydi benim. ne kupalar, ne oynanan futbol, bunlar gelip geçici şeylerdi. adamlık aradık belki, bizim tarif edemediğimiz adamlık. duruş, güven, her an bir şeyler yapabilme ihtimali, teslim olmayış, hüzün, sevinç.

    takımı çalıştırma, maça çıkarma, maçı yönetme. adam oyuna sokma, adamı oyundan çıkarma. ne dersen de işte açıklayamayacağım bir karizma. geçen sene kewell'in yerine yaser, bu sene kewell'in yerine aydın. her ikisinde de kewell'in suratına bakın girerken, çıkarken. bu büyük futbolcunun, büyük hocasına hayranlığının resmidir.

    tam maç taraftarlığını bıraktığım sezon, hiç beklemediğim bir anda ve hala inanamadığım şekliyle sevgili galatasaray'ımızın kulübesinden kumanda ediyorsun. ve ben seni ne zaman görsem, sonra sahaya baksam barcelano'yu seyrediyorum zannediyorum. ve sanki maçın her hangi bir dakikasında çekip gidecekmişsin diye korkuyorum. ilk galatasaray yenilgisinde, merak etme sehpaya çıkaran maymunlar olacaktır seni. aman onları ciddiye alma, onlar bu ülkenin sülükleridir. iyi ve güzel ne varsa onların düşmanıdır. ve maalesef baş edilemeyecek kadar çokturlar.

    biz azız surinam'lı. tabela umurumda değil, ben hayallerimi yaşıyorum seninle. 2 maça çıktım, ikisinde de çoğu zaman uzaktan, karşıdan seni seyrettim. gollerde seni aradım, televizyonda kulübeden fırlarken sana baktım. artık sana bakmak için istiyorum galatasaray'ın gol atmasını. ilk defa bir galatasaray hocasına, ikinci defa bir galatasaray futbolcusuna sevdalandım. futbol, borsaya, bankaya, kasaya kayarken ben pılı pırtıyı toplayacaktım ki hagi'ye rastladım. bir 5 sene beni oksijen çadırında yaşattı sevgili hagi. gittikten sonra, yeni bir hagi hayaliyle hayata tutundum, bekle dedim kendi kendime biri mutlaka gelecek. geldi surinam'lı, hemde ne geldi. metin oktay'ıda diriltip çıktı sahalara. iş bilmeyen hocalar'la bile türkiye'nin en büyük futbolcusu oldu. seninle dünya'nın en büyüğü ilan edilmek için gün sayıyor. siz ikiniz surinam'lı, sen ve arda turan bana serum bağladınız. ölmek üzere olan galatasaray taraftarlığı seumunu.

    surinam'lı; seni gördüğüm zaman, ilk maçlara gitmeye başladığım çocukluk günlerime dönüyorum. seni gördüğüm zaman canım bedenimden çekiliyor. haberin var mı? tribünlerine bahar geldi galatasaray'ımızın. cehennemler kudursa ölümüne peşindeyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın