6733
shavonte zellous, lindsey whalen paraları ödenmediği için kendisi başkanlık yaparken takımdan ayrılmışlardır. ayrıca ödeme sorunları yüzünden başkanlıktan ayrılır ayrılmaz furkan aldemir takımdan ayrılmıştır. basketbol şubesi ile ilgili diğer skandalları ise bahar öztürk, ilkan karaman, ışıl alben gibi oyuncuların kimilerinin niye geldikleri kimilerinin de nasıl gittikleri ile ilgilidir.
her sene spanoulis'i getireceğim diye taraftarın gözüne girerken, basketbolcuların maaşları hiçbir zaman düzenli yatırılmadı. ayrıca primlerin hiç yatırılmadığına dair söylentiler de mevcut.
bu arada 17 haziran duruşunu sergilerken, kadın basketbol şampiyonluk yemeğine tbf başkanını çağırıp gülümseyen pozlar vermesi, karşıyaka deplasmanında yöneticimizin dayak yemesi sonucunda sesinin çıkmaması, ertesi yıl düzende 1 adımlık oynama olmamasına rağmen hiçbir şey olmamış gibi lige devam etmesi de şubeyi küçük düşüren diğer olaylardır.
---
fatih terim olayında ise kendisi önce izin verdim, kısa süreli de olsa iki takımda çalışabilir diye terim'i insanların önüne atmıştır. daha sonra terim o milliyetçi kafasından dolayı kısa süreli gitme durumunu uzun süreli 2 takım halinde diretince ikisi arasında ego savaşları başladı ve terim kovuldu. umarım bir daha da gelmez*. fakat teknik direktör gönderme şekli herkesin malumu olan aysal muhalif iki demeci neticesinde hükümete muhalif kesim tarafından büyük başkan imajını korudu. aynı aysal tayyip'in cumhurbaşkanlığı seminerine katılırken diğer adaylar ile herhangi bir ilişkisi dahi yoktu. siyasi olarak sadece örnek üzerinden gidiyorum*, zira uzun süredir takip ediyorum siyasetten anlayan pek yok sözlükte.
---
şikecilere gelirsek de kendisi şikecileri korumamıştır, evet. fakat üstüne gittiğini söylemek de yalan söylemek olur. off the record konuşmalarında 'küme düşmeleri benim işime gelmez' dediğini hafızası zayıf olmayan herkes hatırlayacaktır. yıldırım demirören'in karşısına aday koyup daha sonrasında o adayı desteklemekten vazgeçtiğini de hatırlatmak isterim. fakat demirören'e oy vermemesi onu yine büyük başkan yapmıştı o zaman.
---
kulüpte başkanlık yaptığı nispeten kısa süreye çok başarı sığdırmıştır. fakat bu başarıları sağlarken harcadığı paralar şimdi götümüzde patlamakta. patlamakta derken kulüp battı bitti demiyorum, fakat uefa düzeni değiştirdiği için götümüzde patlıyor diyorum. zira kendisi gelmeden hemen önce stadımız yapılmıştı ve locaların satımından olsun, hisse satışlarından olsun, kapasite genişlemesinden dolayı biletlerden ve fiyatlarından olsun birçok gelir kapısı açılmıştı. ayrıca başarılardan dolayı inanılmaz bir şampiyonlar ligi + türkiye ligi geliri, futbolcu satışından kazanılan gelirler de kasamıza girdi bu sürede.
fakat buuefa kriterleri gelmesine rağmen öyle şuursuzca saçıldı ki bu paralar kara geçmemiz gerekirken diğer başkanlardan az zarar ettim diye şov yaptı aysal. gelir-gider farkı hepsinden az olduğu için övündü. fakat bu kadar gelir artışına ve uefa kriterlerine rağmen hala zararda olmamızdan söz etmedi. yine aynı aysal sınıra dayandırdığı hisseleri kulüp ilerde geri aldığında doğacak olan mali külfeti o zamanki yönetimin sırtına bıraktı gitti. kime patlayacak ileride göreceğiz.
---
bir oyuncu kötü çıkabilir fakat değerinden fazla para vermek enayilikten başka bir şey değildir.amrabat'a verilen 8.5 milyon euro buna bir örnek. selçuk, burak gibi oyuncular performans gösteriyor diye ücret artırımına gittin eyvallah, fakateray işçan, aykut erçetin, sabri sarıoğlu, aydın yılmaz, hakan balta gibi adamların sözleşmelerini neden maaşlarını katlayarak uzattın ? tarihin en fazla forma satışı yapılan döneminde bile gs store zarar ediyorsa bunu bir başarı hikayesi olarak nasıl tanımlayabiliyoruz ? eğer verilen paralar nike firmasına gidiyorsa neden bizim giyim firmamız var. bütün maliyeti onlar üstlensin.
daha ekleyemediğim, aklıma gelmeyen birçok şey vardır. herkes iyi yanlarını yazarken ben de kötü yanlarını yazmak istedim. kendisini inanılmaz şekilde yıldırım demirören'e benzetmekteyim. zira o da kulübü felakete doğru sürüklerken tekrar tekrar başkan seçilmiş ve bir kısım taraftar tarafından 'delirt bizi çıldırt bizi başkan, çıkart bizi baştan' tezahüratlarıyla sevgiye maruz kalmıştı. daha sonra kulübe 60 milyon dolar civarı bir parayı hibe etmiş ve kimse hesap sormamıştı. şimdi ünal aysal yarın çıkıp başkan adayı olmasa ve basketbol takımına sponsor olsa bizde de unutulup gidecek. üstüne bir de büyük başkan diye hatırlanmaya devam edecek.
toparlayacak olursak büyük başkan falan değildir. duygun yarsuvat yönetimi kadar, adnan polat yönetimi kadar başarısızdır.
her sene spanoulis'i getireceğim diye taraftarın gözüne girerken, basketbolcuların maaşları hiçbir zaman düzenli yatırılmadı. ayrıca primlerin hiç yatırılmadığına dair söylentiler de mevcut.
bu arada 17 haziran duruşunu sergilerken, kadın basketbol şampiyonluk yemeğine tbf başkanını çağırıp gülümseyen pozlar vermesi, karşıyaka deplasmanında yöneticimizin dayak yemesi sonucunda sesinin çıkmaması, ertesi yıl düzende 1 adımlık oynama olmamasına rağmen hiçbir şey olmamış gibi lige devam etmesi de şubeyi küçük düşüren diğer olaylardır.
---
fatih terim olayında ise kendisi önce izin verdim, kısa süreli de olsa iki takımda çalışabilir diye terim'i insanların önüne atmıştır. daha sonra terim o milliyetçi kafasından dolayı kısa süreli gitme durumunu uzun süreli 2 takım halinde diretince ikisi arasında ego savaşları başladı ve terim kovuldu. umarım bir daha da gelmez*. fakat teknik direktör gönderme şekli herkesin malumu olan aysal muhalif iki demeci neticesinde hükümete muhalif kesim tarafından büyük başkan imajını korudu. aynı aysal tayyip'in cumhurbaşkanlığı seminerine katılırken diğer adaylar ile herhangi bir ilişkisi dahi yoktu. siyasi olarak sadece örnek üzerinden gidiyorum*, zira uzun süredir takip ediyorum siyasetten anlayan pek yok sözlükte.
---
şikecilere gelirsek de kendisi şikecileri korumamıştır, evet. fakat üstüne gittiğini söylemek de yalan söylemek olur. off the record konuşmalarında 'küme düşmeleri benim işime gelmez' dediğini hafızası zayıf olmayan herkes hatırlayacaktır. yıldırım demirören'in karşısına aday koyup daha sonrasında o adayı desteklemekten vazgeçtiğini de hatırlatmak isterim. fakat demirören'e oy vermemesi onu yine büyük başkan yapmıştı o zaman.
---
kulüpte başkanlık yaptığı nispeten kısa süreye çok başarı sığdırmıştır. fakat bu başarıları sağlarken harcadığı paralar şimdi götümüzde patlamakta. patlamakta derken kulüp battı bitti demiyorum, fakat uefa düzeni değiştirdiği için götümüzde patlıyor diyorum. zira kendisi gelmeden hemen önce stadımız yapılmıştı ve locaların satımından olsun, hisse satışlarından olsun, kapasite genişlemesinden dolayı biletlerden ve fiyatlarından olsun birçok gelir kapısı açılmıştı. ayrıca başarılardan dolayı inanılmaz bir şampiyonlar ligi + türkiye ligi geliri, futbolcu satışından kazanılan gelirler de kasamıza girdi bu sürede.
fakat buuefa kriterleri gelmesine rağmen öyle şuursuzca saçıldı ki bu paralar kara geçmemiz gerekirken diğer başkanlardan az zarar ettim diye şov yaptı aysal. gelir-gider farkı hepsinden az olduğu için övündü. fakat bu kadar gelir artışına ve uefa kriterlerine rağmen hala zararda olmamızdan söz etmedi. yine aynı aysal sınıra dayandırdığı hisseleri kulüp ilerde geri aldığında doğacak olan mali külfeti o zamanki yönetimin sırtına bıraktı gitti. kime patlayacak ileride göreceğiz.
---
bir oyuncu kötü çıkabilir fakat değerinden fazla para vermek enayilikten başka bir şey değildir.amrabat'a verilen 8.5 milyon euro buna bir örnek. selçuk, burak gibi oyuncular performans gösteriyor diye ücret artırımına gittin eyvallah, fakateray işçan, aykut erçetin, sabri sarıoğlu, aydın yılmaz, hakan balta gibi adamların sözleşmelerini neden maaşlarını katlayarak uzattın ? tarihin en fazla forma satışı yapılan döneminde bile gs store zarar ediyorsa bunu bir başarı hikayesi olarak nasıl tanımlayabiliyoruz ? eğer verilen paralar nike firmasına gidiyorsa neden bizim giyim firmamız var. bütün maliyeti onlar üstlensin.
daha ekleyemediğim, aklıma gelmeyen birçok şey vardır. herkes iyi yanlarını yazarken ben de kötü yanlarını yazmak istedim. kendisini inanılmaz şekilde yıldırım demirören'e benzetmekteyim. zira o da kulübü felakete doğru sürüklerken tekrar tekrar başkan seçilmiş ve bir kısım taraftar tarafından 'delirt bizi çıldırt bizi başkan, çıkart bizi baştan' tezahüratlarıyla sevgiye maruz kalmıştı. daha sonra kulübe 60 milyon dolar civarı bir parayı hibe etmiş ve kimse hesap sormamıştı. şimdi ünal aysal yarın çıkıp başkan adayı olmasa ve basketbol takımına sponsor olsa bizde de unutulup gidecek. üstüne bir de büyük başkan diye hatırlanmaya devam edecek.
toparlayacak olursak büyük başkan falan değildir. duygun yarsuvat yönetimi kadar, adnan polat yönetimi kadar başarısızdır.
