724
hayatımın en ilginç gününün merkezinde olan maçtır.
playoff sistemi getirildiğinde ve son maçın kadıköy'de olduğunu öğrenince arkadaş ortamında son maç oraya zaten şampiyon gideriz dedim. takım malum fişek. deli gibi güveniyoruz. muslera -eboue ujfa semih balta-çolak selçuk melo engin-elmander necati diye şimdi bile tek nefeste yazabiliyorum ki aydın'dan bile katkı alıyoruz.
arkadaş dedi tamam o zaman gel iddaaya girelim son maça şampiyon girerseniz ben nevizade'de, son maçta iddaamız olursa sen cadde'de izleyeceksin şampiyon olan da forma kazanacak. biz de yaptık bi eşşeklik tamam dedik. o oldu bu oldu şampiyonluk bu maça kaldı.
ben hala deli gibi güveniyorum takıma. çantama attım formamı atkımı bayrağımı gömlek pantolon gittim caddeye. arkadaşla buluştuk. tabi ortam çekilebilir gibi değil. arkadaş da biliyor fanatikliğimi gülüyor bana sarılıp tezahürat yapıyor falan. bende tık yok.
sonra maç başladı. herkes nasıl dolu. fatih terim her ekrana geldiğinde küfürler havada uçuşuyor. en beklemediğim durum ise bunlar 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçında kazanmalarına rağmen nasıl eziklik duydularsa top böyle oynanır!!! çıkarmayacağız ulan defanstan!!! diye gazlıyorlardı birbirlerini.
maçın başında elmander'in üstten auta attığı pozisyonda verdiğim reaksiyonla herkesin bana dönmesi bir oldu... ben de mecburen ulan bu maçta nasıl alex oynamaz ya diye r yaptım hemen. tamam semt çocuğuyuz da kahvaltıda yürek yemiyoruz amk.
geliyorlar kaçırıyorlar. cüneyt çakır'a yağmur gibi yağıyor küfürler. buralarda tam bilgi veremiyorum çünkü cidden hatırlamıyorum. zaten 70. dakika gibi çıktım mekandan. kapının dibindeki lamba direğinin yanına çömdüm.
son 1 dakikayı izledim. sonra maç bitti. ben hiç arkadaş markadaş dinlemeden o ortamın dolduruşuyla koşmaya başladım. çantam bayrak forma dolu. bi an evvel taksime geçmeliyim diyorum içimden. e yalan yok ağladım da amk. cimbom adamı böyle siker diye bağıramadım e o hırs bir şekilde çıkıyor tabi ki.
koştum... koştum... yemin ederim hatırlamıyorum sonra bindim otobüse. vapura gidicem. ordan karaköy ordan taksim plan bu. bunlar teselli evrelerine geçmişler. biz şikeyle uğraştık. yine de son maça kaldı. cüneyt o golü verseydi... sonra yanımızdan geçen bi arabayı cimbomlu var diye tekmeleyenleri gördüm camdan. kalp tabi götten atmaya başladı... bundan 30 saniye sonra da şöför otobüsüü durdu, gidemiyoruz isteyen insin dedi.
e indim napcam amk gidicez taksim'e bu gece burada bitemez. indim fenerliler çöp konteynırlarını devirmiş çöpleri yakıyorlar. atm kırıyorlar falan. oradan geçip bi şekilde vapura ulaşmam lazım. gömleği maske yaptım koşup geçeyim derken iki polis kordonu arasında kaldım. bi önden bi arkadan biber gazı atıyolar. ulan gideyim polise diyeyim abi ben galatasaraylıyım bak çantamda bayrak var falan filan diye orada bi de linç edecekler. allahtan bi fırına girdim. çoluk çocuk da vardı tabi klasik türkiye manzaraları. ortam biraz yatıştı. tabi hala manyak fenerliler var. adam yola dikilen mantarları falan söküyordu amk nasıl koyduysa şampiyonluk onu götüne soksalar tatmin olmayacak.
yoldan geçerken ebem sikildi tabi biber gazından. he bi bakıma iyi oldu gezi'nin antrenmanını yapıyormuşuz haberim yok. öyle böyle yetiştim vapura. içim içime sığmıyor artık. evdekiler delirmiş tabi. diyorum iyiyim bi durum yok.
bu sefer de vapur fazla yolcu almış amk. üst katta bi grup fenerli var tezahürat yapıyor zıplıyor falan amk delileri. kaptan uyardı en sonunda vapur çok dolu adam akıllı durun diye. kendi kendime ulan o bayraklar çantadayken caddede ölmedim burda bi şey olmaz heralde diyorum artık. teselliyi kes.
indim karaköy'den çıktım beyoğlu'na. tabi bayrak çıktı forma giyildi. deliler gibi seviniyorum artık. en son istiklale çıktığımda bi dayı ben içemiycem sen iç diye bi bira vermişti. inşallah işememiştir şişeye bira da miller amk işediyse tadından da anlayamazsın.
eve gelince anladım yaptığımız işin büyüklüğünü. yastığa kafayı koyduğumda dedim ulan kadıköy'de şampiyon olduk... çocukluğumun kabusu, tarihin en değerli şampiyonluklarından birinin merkezi oldu...
sonra diyorlar galatasaray'ı çok seviyorsun... bi takım bu kadar abartılır mı? ulan bana sadece bi günde bu kadar duygu yaşatan başka bir şey bulun onu da bu kadar sevmeyen en adi şerefsizdir. ki bu sadece bir gün. eğer galatasaraylıysan bunlardan onlarca var...
playoff sistemi getirildiğinde ve son maçın kadıköy'de olduğunu öğrenince arkadaş ortamında son maç oraya zaten şampiyon gideriz dedim. takım malum fişek. deli gibi güveniyoruz. muslera -eboue ujfa semih balta-çolak selçuk melo engin-elmander necati diye şimdi bile tek nefeste yazabiliyorum ki aydın'dan bile katkı alıyoruz.
arkadaş dedi tamam o zaman gel iddaaya girelim son maça şampiyon girerseniz ben nevizade'de, son maçta iddaamız olursa sen cadde'de izleyeceksin şampiyon olan da forma kazanacak. biz de yaptık bi eşşeklik tamam dedik. o oldu bu oldu şampiyonluk bu maça kaldı.
ben hala deli gibi güveniyorum takıma. çantama attım formamı atkımı bayrağımı gömlek pantolon gittim caddeye. arkadaşla buluştuk. tabi ortam çekilebilir gibi değil. arkadaş da biliyor fanatikliğimi gülüyor bana sarılıp tezahürat yapıyor falan. bende tık yok.
sonra maç başladı. herkes nasıl dolu. fatih terim her ekrana geldiğinde küfürler havada uçuşuyor. en beklemediğim durum ise bunlar 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçında kazanmalarına rağmen nasıl eziklik duydularsa top böyle oynanır!!! çıkarmayacağız ulan defanstan!!! diye gazlıyorlardı birbirlerini.
maçın başında elmander'in üstten auta attığı pozisyonda verdiğim reaksiyonla herkesin bana dönmesi bir oldu... ben de mecburen ulan bu maçta nasıl alex oynamaz ya diye r yaptım hemen. tamam semt çocuğuyuz da kahvaltıda yürek yemiyoruz amk.
geliyorlar kaçırıyorlar. cüneyt çakır'a yağmur gibi yağıyor küfürler. buralarda tam bilgi veremiyorum çünkü cidden hatırlamıyorum. zaten 70. dakika gibi çıktım mekandan. kapının dibindeki lamba direğinin yanına çömdüm.
son 1 dakikayı izledim. sonra maç bitti. ben hiç arkadaş markadaş dinlemeden o ortamın dolduruşuyla koşmaya başladım. çantam bayrak forma dolu. bi an evvel taksime geçmeliyim diyorum içimden. e yalan yok ağladım da amk. cimbom adamı böyle siker diye bağıramadım e o hırs bir şekilde çıkıyor tabi ki.
koştum... koştum... yemin ederim hatırlamıyorum sonra bindim otobüse. vapura gidicem. ordan karaköy ordan taksim plan bu. bunlar teselli evrelerine geçmişler. biz şikeyle uğraştık. yine de son maça kaldı. cüneyt o golü verseydi... sonra yanımızdan geçen bi arabayı cimbomlu var diye tekmeleyenleri gördüm camdan. kalp tabi götten atmaya başladı... bundan 30 saniye sonra da şöför otobüsüü durdu, gidemiyoruz isteyen insin dedi.
e indim napcam amk gidicez taksim'e bu gece burada bitemez. indim fenerliler çöp konteynırlarını devirmiş çöpleri yakıyorlar. atm kırıyorlar falan. oradan geçip bi şekilde vapura ulaşmam lazım. gömleği maske yaptım koşup geçeyim derken iki polis kordonu arasında kaldım. bi önden bi arkadan biber gazı atıyolar. ulan gideyim polise diyeyim abi ben galatasaraylıyım bak çantamda bayrak var falan filan diye orada bi de linç edecekler. allahtan bi fırına girdim. çoluk çocuk da vardı tabi klasik türkiye manzaraları. ortam biraz yatıştı. tabi hala manyak fenerliler var. adam yola dikilen mantarları falan söküyordu amk nasıl koyduysa şampiyonluk onu götüne soksalar tatmin olmayacak.
yoldan geçerken ebem sikildi tabi biber gazından. he bi bakıma iyi oldu gezi'nin antrenmanını yapıyormuşuz haberim yok. öyle böyle yetiştim vapura. içim içime sığmıyor artık. evdekiler delirmiş tabi. diyorum iyiyim bi durum yok.
bu sefer de vapur fazla yolcu almış amk. üst katta bi grup fenerli var tezahürat yapıyor zıplıyor falan amk delileri. kaptan uyardı en sonunda vapur çok dolu adam akıllı durun diye. kendi kendime ulan o bayraklar çantadayken caddede ölmedim burda bi şey olmaz heralde diyorum artık. teselliyi kes.
indim karaköy'den çıktım beyoğlu'na. tabi bayrak çıktı forma giyildi. deliler gibi seviniyorum artık. en son istiklale çıktığımda bi dayı ben içemiycem sen iç diye bi bira vermişti. inşallah işememiştir şişeye bira da miller amk işediyse tadından da anlayamazsın.
eve gelince anladım yaptığımız işin büyüklüğünü. yastığa kafayı koyduğumda dedim ulan kadıköy'de şampiyon olduk... çocukluğumun kabusu, tarihin en değerli şampiyonluklarından birinin merkezi oldu...
sonra diyorlar galatasaray'ı çok seviyorsun... bi takım bu kadar abartılır mı? ulan bana sadece bi günde bu kadar duygu yaşatan başka bir şey bulun onu da bu kadar sevmeyen en adi şerefsizdir. ki bu sadece bir gün. eğer galatasaraylıysan bunlardan onlarca var...