313
--- alıntı ---
"hamza hamzaoğlu'na ve g.saray'ın yenilgiyi kabul etmeyen yapısına güveniyorum. yoksa f.bahçe kesin favori. en büyük fark, g.saray’ın daha hırslı oynaması ve ‘winner’ futbolcularının olması. hamza hocanın istatistiği sürerse, g.saray uzun yıllar sonra kadıköy’de kazanabilir”
(gbkz: size 2 hafta önce f.bahçe; akhisar ve konya, beşiktaş; eskişehir ve balıkesir maçlarında 5’er puan kaybedecek denseydi inanır mıydınız?)
futbolda her şeye inanırım. şöyle sorayım; ‘beşiktaş, liverpool’u eleyecek’ desem siz inanır mıydınız?
futbolun güzelliği burada. her an her şey olabilir. işte ispanya... atletico, r. madrid’i sürklase edebiliyor. herkes herkesi yenebiliyor. olmayacak şeyler olabildiği için futbol bu kadar popüler zaten. tabii yine de bu kadar sürpriz bana göre de biraz fazla. hadi beşiktaş’ın avrupa yorgunluğu bahanesi var. fenerbahçe’de o da yok.
pazar derbi var. kim daha ağır basıyor?
maç saracoğlu’nda olunca, haliyle f.bahçe favori. şimdi f.bahçe’nin son haftalardaki kötü sonuçlarına bakarak g.saray’ı favori görebilirsiniz ama dikkatlerden kaçmasın, f.bahçe çok kötü oynamıyor. sadece gol atamıyor. baskı kuruyor, pozisyona giriyor, kaleyi bulamıyor. bu her maç böyle olur diye bir şey yok.
forvetler ayaklarını yarım santim çevirse f.bahçe maçları farklı sonuçla biterdi. o nedenle kimse f.bahçe’yi küçümsemesin. ama yanlış da anlaşılmasın. g.saray’ı da küçümsemesinler. bu yıl iki takım arasındaki en büyük fark g.saray’ın daha hırslı oynaması ve “winner” futbolcularının olması. dileğim g.saray’ın kazanması.
hamza hoca’nın istatistiği sürerse uzun yıllar sonra saracoğlu’nda bir galibiyet alabilir. açıkçası bu maç için hamza hamzaoğlu’na ve galatasaray’ın hırsına, yenilgiyi kabul etmeyen yapısına güveniyorum. yoksa fenerbahçe kesin favori.
(gbkz: fenerbahçe’nin iki haftada çektiği gol kısırlığını neye bağlıyorsunuz? sorunlar nerede?)
bu sorunun yanıtını verebilecek olsam sizinle röportaj yapmaktansa, teknik direktörlük yapar yılda birkaç milyon euro kazanırdım. futbolcularda öyle dönemler olur ama fenerbahçe’nin şanssızlığı tüm forvet hattının aynı anda kısır döneme girmiş olması. bu da baskıyı arttırıyor. baskı arttıkça kısırlık artıyor.
biraz erkeklerin ereksiyon sorunu gibi düşünün. seks hayatı gayet iyi giden bir adam bir kez bir nedenle iktidarsızlık yaşarsa, ardından her ilişki öncesi “ya yine yaşarsam” diye düşünme başlar ve fiziksel hiçbir neden olmamasına rağmen sorun kalıcı hale gelebilir. golcülerin durumu da böyle oluyor. sonra bir yerde bunu atıyorlar üstlerinden ama bir süre sıkıntı olabiliyor. tabii tek neden bu değil.
bana göre bu yıl fenerbahçe’nin en aksak yanı kuyt. olağanüstü kötü bir sezon geçiriyor. sahada yok hükmünde neredeyse. caner de olmayınca fenerbahçe’nin yükü gökhan’a kalıyor. o da tek başına bu kadar. bir de emre meselesi var. takımın en önemli adamı hala. bir kere winner. kazanmak için oynayan ve oynatan bir adam. olmayınca takımdan bir değil, iki kişi eksiliyor. ismail kartal’ın da çok cabbar bir teknik direktör olduğunu söylememiz de mümkün değil.
(gbkz: -futbolcular ve hamza hocanın yaptığı açıklamalarda kadıköy’e beraberlik için gidecekleri havası var. arada 4 puan olması g.saray’a psikolojik rahatlık verir mi?)
elbette verir. yenilseler bile fenerbahçe’nin önünde olacaklar. bu büyük rahatlık. tabii fenerbahçe ne zaman bunalımlı bir dönem geçirse galatasaray’ı yenip bunalımdan çıkar. galatasaraylılar bunu biliyorlar ve bunu engellemek için her şeyi yapacaklardır. ama bir takım derbi deplasmanına her zaman beraberlik için gider.
-duygun yarsuvat, kadıköy’e gidecek. hamza hamzaoğlu’ndan sonra ismail kartal da “g.saray şampiyon olursa alkışlarım” ifadesini kullandı. bu olumlu gelişmeler devam eder mi?
inşallah eder. duygun abi tonton adamdır. gider maça hiç de sorun olmaz. ama bilsinler ki, yarsuvat’ın tersi de çok fenadır. ismail kartal’ın açıklamasını memnuniyetle okudum. hamza hoca da benzer bir açıklama yapmıştı daha önce. keşke olsa ama eminim ki, taraftarları her ikisine de kızmıştır. ancak taraftar kızsa da liderler olarak bunu yapmaları lazım. bizim eski sportmen günlere dönmemiz lazım. ben fenerbahçe bordeaux’yu yendiği zaman aksaray’da arabamın damına çıkıp fenerbahçe bayrağı sallamıştım. 30 sene mi geçti üzerinden. gezi’de kol kola gezen taraftar niye birbirini alkışlamasın.
(gbkz: -f.bahçe-akhisar maçında sonucu etkileyen özgür yankaya, mhk tarafından dinlendiriliyor. aziz yıldırım “bir daha kadıköy’e gelemez. hatalar sürerse sahanın ortasına otururum” dedi... bu konuda ne düşünüyorsunuz? )
aziz yıldırım’ın açıklamalarını dinledim. baştan aşağıya suç. ‘o hakem kadıköy’e gelirse nasıl çıkacak o stattan’ diyor. bu söylenecek laf mı? bayağı bir tehdit. ölüm tehdidi. aziz bey yine ölçüyü kaçırıyor. bir programda izledim, bir tanıyan hanımefendi çıktı, özgür yankaya’nın fenerbahçe taraftarı olduğunu açıkladı. buyrun buradan yakın.
maçın sonucunu ilk etkileyen ve tek etkileyen hakem özgür yankaya mı? her maçta oluyor bunlar. 2-3 hakem dışında hakemlerimizin form durumu ortada. aziz yıldırım gibi konuşmalar hakemleri daha da kötü maç yönetmeye itiyor. sahanın ortasına oturmakla hakemler daha iyi maç yönetecekse gidip hep beraber oturalım. aziz bey’in haklı olduğu yer ise şu: hata yapan hakemlerin, mhk tarafından korunuyor olması.
formsuz hakem bedel ödemeli. ortalıkta birkaç tane dışında iyi hakem yok diye tüm hakemlere mahkum olmamalıyız. tabii hakem hataları sadece büyük takımlara yapıldığı zaman göze batmamalı. ‘fenerbahçe’nin, galatasaray’ın hakkını yeme, diğerlerininkini ne yaparsan yap’ mantığı da kabul edilebilir gibi değil.
(gbkz: -melo’nun yerine hamit oynuyor. erciyes maçında çok iyiydi. derbide felipe melo aranır mı?)
hamit şimdilik melo’yu aratmıyor gibi. melo’nun rakip ceza alanında hava üstünlüğü vardı. hamit’te bu yok ama onun da şut üstünlüğü var ki bu fenerbahçe maçında çok işe yarayabilir. fenerbahçe savunması son maçta sneijder’ın kestiği cezaları biliyor ve önlem alacak. bu sefer hamit ortaya çıkabilir, selçuk çıkabilir. bunlara yakın markaj yaparsan bu kez arka taraf boşalır, burak ortaya çıkar, umut çıkar. onların başına adam diksen bu sefer galatasaray’ın dikine çalım atabilen adamları var, onlar ortaya çıkar. melo aranır mı? melo hem iyi bir futbolcu hem baş belası. olması mı iyi olmaması mı iyi kafam karışık.
(gbkz: -beşiktaş, liverpool’dan sonra nereye kadar gidebilir. başkan fikret orman’ın dili sürçtü ve uefa kupası’nı hiç türk takımının almadığını söyledi...)
fikret bey çok sevinmiş olmalı ki, böyle bir şey söyledi. olur böyle şeyler. inşallah bu yıl da beşiktaş alır uefa’yı. beşiktaş sonuna kadar gidebilir. final-kupa hayal değil. liverpool, uefa kupası’nı alsa şaşar mıydınız? liverpool’u eleyen beşiktaş niye alamasın! ben şaşırmam. önceki hafta buradaki röportajda bana beşiktaş-liverpool maçını sordunuz. ben ne dedim; “beşiktaş, liverpool’u madara edebilir” dedim mi?
bunu derken yüzünüzdeki tebessümü unutmadım. adım adım gidebilirler. ama kura kolay diye sevinmesinler. liverpool da beşiktaş’ı kolay kura olarak görmüştü muhakkak. aynı ciddiyetle yola devam
- ergin ataman özür diledi. artık olay kapanmalı mı?
konu zaten kapandı. bence kapanmalı ama unutulmamalı. ergin ataman’ın yaptığı bir şey olarak değil, sporcuya davranış biçimi, insana davranış biçimi olarak unutulmamalı. hafızalarda kalmalı. bu çocukları, ana babalarının bizlere emanet ettiğini unutmamalıyız. ben bir stajyer muhabiri dövebilir miyim iş öğreteceğim diye!..
(gbkz: -g.saray kalesinde çok gol pozisyonu görmesine rağmen son dönemde genelde ilk bulduğu atakları gol yapıyor. g.saray’ın sihri nerede?)
g.saray’ın sihri futbolcular ve onlarla çok iyi bir uyum yakalayan hamza hoca. g.saray hırslı, kazanmak için, kendilerini kanıtlamak için oynayanların takımı oldu. başta sneijder. selçuk kendine geldi. burak çok hırslı. melo keza öyle. g.saray, kalitesinin üzerinde bir takım oyunu oynuyor. golü düşünen çok adamları var.
--- alıntı ---
"hamza hamzaoğlu'na ve g.saray'ın yenilgiyi kabul etmeyen yapısına güveniyorum. yoksa f.bahçe kesin favori. en büyük fark, g.saray’ın daha hırslı oynaması ve ‘winner’ futbolcularının olması. hamza hocanın istatistiği sürerse, g.saray uzun yıllar sonra kadıköy’de kazanabilir”
(gbkz: size 2 hafta önce f.bahçe; akhisar ve konya, beşiktaş; eskişehir ve balıkesir maçlarında 5’er puan kaybedecek denseydi inanır mıydınız?)
futbolda her şeye inanırım. şöyle sorayım; ‘beşiktaş, liverpool’u eleyecek’ desem siz inanır mıydınız?
futbolun güzelliği burada. her an her şey olabilir. işte ispanya... atletico, r. madrid’i sürklase edebiliyor. herkes herkesi yenebiliyor. olmayacak şeyler olabildiği için futbol bu kadar popüler zaten. tabii yine de bu kadar sürpriz bana göre de biraz fazla. hadi beşiktaş’ın avrupa yorgunluğu bahanesi var. fenerbahçe’de o da yok.
pazar derbi var. kim daha ağır basıyor?
maç saracoğlu’nda olunca, haliyle f.bahçe favori. şimdi f.bahçe’nin son haftalardaki kötü sonuçlarına bakarak g.saray’ı favori görebilirsiniz ama dikkatlerden kaçmasın, f.bahçe çok kötü oynamıyor. sadece gol atamıyor. baskı kuruyor, pozisyona giriyor, kaleyi bulamıyor. bu her maç böyle olur diye bir şey yok.
forvetler ayaklarını yarım santim çevirse f.bahçe maçları farklı sonuçla biterdi. o nedenle kimse f.bahçe’yi küçümsemesin. ama yanlış da anlaşılmasın. g.saray’ı da küçümsemesinler. bu yıl iki takım arasındaki en büyük fark g.saray’ın daha hırslı oynaması ve “winner” futbolcularının olması. dileğim g.saray’ın kazanması.
hamza hoca’nın istatistiği sürerse uzun yıllar sonra saracoğlu’nda bir galibiyet alabilir. açıkçası bu maç için hamza hamzaoğlu’na ve galatasaray’ın hırsına, yenilgiyi kabul etmeyen yapısına güveniyorum. yoksa fenerbahçe kesin favori.
(gbkz: fenerbahçe’nin iki haftada çektiği gol kısırlığını neye bağlıyorsunuz? sorunlar nerede?)
bu sorunun yanıtını verebilecek olsam sizinle röportaj yapmaktansa, teknik direktörlük yapar yılda birkaç milyon euro kazanırdım. futbolcularda öyle dönemler olur ama fenerbahçe’nin şanssızlığı tüm forvet hattının aynı anda kısır döneme girmiş olması. bu da baskıyı arttırıyor. baskı arttıkça kısırlık artıyor.
biraz erkeklerin ereksiyon sorunu gibi düşünün. seks hayatı gayet iyi giden bir adam bir kez bir nedenle iktidarsızlık yaşarsa, ardından her ilişki öncesi “ya yine yaşarsam” diye düşünme başlar ve fiziksel hiçbir neden olmamasına rağmen sorun kalıcı hale gelebilir. golcülerin durumu da böyle oluyor. sonra bir yerde bunu atıyorlar üstlerinden ama bir süre sıkıntı olabiliyor. tabii tek neden bu değil.
bana göre bu yıl fenerbahçe’nin en aksak yanı kuyt. olağanüstü kötü bir sezon geçiriyor. sahada yok hükmünde neredeyse. caner de olmayınca fenerbahçe’nin yükü gökhan’a kalıyor. o da tek başına bu kadar. bir de emre meselesi var. takımın en önemli adamı hala. bir kere winner. kazanmak için oynayan ve oynatan bir adam. olmayınca takımdan bir değil, iki kişi eksiliyor. ismail kartal’ın da çok cabbar bir teknik direktör olduğunu söylememiz de mümkün değil.
(gbkz: -futbolcular ve hamza hocanın yaptığı açıklamalarda kadıköy’e beraberlik için gidecekleri havası var. arada 4 puan olması g.saray’a psikolojik rahatlık verir mi?)
elbette verir. yenilseler bile fenerbahçe’nin önünde olacaklar. bu büyük rahatlık. tabii fenerbahçe ne zaman bunalımlı bir dönem geçirse galatasaray’ı yenip bunalımdan çıkar. galatasaraylılar bunu biliyorlar ve bunu engellemek için her şeyi yapacaklardır. ama bir takım derbi deplasmanına her zaman beraberlik için gider.
-duygun yarsuvat, kadıköy’e gidecek. hamza hamzaoğlu’ndan sonra ismail kartal da “g.saray şampiyon olursa alkışlarım” ifadesini kullandı. bu olumlu gelişmeler devam eder mi?
inşallah eder. duygun abi tonton adamdır. gider maça hiç de sorun olmaz. ama bilsinler ki, yarsuvat’ın tersi de çok fenadır. ismail kartal’ın açıklamasını memnuniyetle okudum. hamza hoca da benzer bir açıklama yapmıştı daha önce. keşke olsa ama eminim ki, taraftarları her ikisine de kızmıştır. ancak taraftar kızsa da liderler olarak bunu yapmaları lazım. bizim eski sportmen günlere dönmemiz lazım. ben fenerbahçe bordeaux’yu yendiği zaman aksaray’da arabamın damına çıkıp fenerbahçe bayrağı sallamıştım. 30 sene mi geçti üzerinden. gezi’de kol kola gezen taraftar niye birbirini alkışlamasın.
(gbkz: -f.bahçe-akhisar maçında sonucu etkileyen özgür yankaya, mhk tarafından dinlendiriliyor. aziz yıldırım “bir daha kadıköy’e gelemez. hatalar sürerse sahanın ortasına otururum” dedi... bu konuda ne düşünüyorsunuz? )
aziz yıldırım’ın açıklamalarını dinledim. baştan aşağıya suç. ‘o hakem kadıköy’e gelirse nasıl çıkacak o stattan’ diyor. bu söylenecek laf mı? bayağı bir tehdit. ölüm tehdidi. aziz bey yine ölçüyü kaçırıyor. bir programda izledim, bir tanıyan hanımefendi çıktı, özgür yankaya’nın fenerbahçe taraftarı olduğunu açıkladı. buyrun buradan yakın.
maçın sonucunu ilk etkileyen ve tek etkileyen hakem özgür yankaya mı? her maçta oluyor bunlar. 2-3 hakem dışında hakemlerimizin form durumu ortada. aziz yıldırım gibi konuşmalar hakemleri daha da kötü maç yönetmeye itiyor. sahanın ortasına oturmakla hakemler daha iyi maç yönetecekse gidip hep beraber oturalım. aziz bey’in haklı olduğu yer ise şu: hata yapan hakemlerin, mhk tarafından korunuyor olması.
formsuz hakem bedel ödemeli. ortalıkta birkaç tane dışında iyi hakem yok diye tüm hakemlere mahkum olmamalıyız. tabii hakem hataları sadece büyük takımlara yapıldığı zaman göze batmamalı. ‘fenerbahçe’nin, galatasaray’ın hakkını yeme, diğerlerininkini ne yaparsan yap’ mantığı da kabul edilebilir gibi değil.
(gbkz: -melo’nun yerine hamit oynuyor. erciyes maçında çok iyiydi. derbide felipe melo aranır mı?)
hamit şimdilik melo’yu aratmıyor gibi. melo’nun rakip ceza alanında hava üstünlüğü vardı. hamit’te bu yok ama onun da şut üstünlüğü var ki bu fenerbahçe maçında çok işe yarayabilir. fenerbahçe savunması son maçta sneijder’ın kestiği cezaları biliyor ve önlem alacak. bu sefer hamit ortaya çıkabilir, selçuk çıkabilir. bunlara yakın markaj yaparsan bu kez arka taraf boşalır, burak ortaya çıkar, umut çıkar. onların başına adam diksen bu sefer galatasaray’ın dikine çalım atabilen adamları var, onlar ortaya çıkar. melo aranır mı? melo hem iyi bir futbolcu hem baş belası. olması mı iyi olmaması mı iyi kafam karışık.
(gbkz: -beşiktaş, liverpool’dan sonra nereye kadar gidebilir. başkan fikret orman’ın dili sürçtü ve uefa kupası’nı hiç türk takımının almadığını söyledi...)
fikret bey çok sevinmiş olmalı ki, böyle bir şey söyledi. olur böyle şeyler. inşallah bu yıl da beşiktaş alır uefa’yı. beşiktaş sonuna kadar gidebilir. final-kupa hayal değil. liverpool, uefa kupası’nı alsa şaşar mıydınız? liverpool’u eleyen beşiktaş niye alamasın! ben şaşırmam. önceki hafta buradaki röportajda bana beşiktaş-liverpool maçını sordunuz. ben ne dedim; “beşiktaş, liverpool’u madara edebilir” dedim mi?
bunu derken yüzünüzdeki tebessümü unutmadım. adım adım gidebilirler. ama kura kolay diye sevinmesinler. liverpool da beşiktaş’ı kolay kura olarak görmüştü muhakkak. aynı ciddiyetle yola devam
- ergin ataman özür diledi. artık olay kapanmalı mı?
konu zaten kapandı. bence kapanmalı ama unutulmamalı. ergin ataman’ın yaptığı bir şey olarak değil, sporcuya davranış biçimi, insana davranış biçimi olarak unutulmamalı. hafızalarda kalmalı. bu çocukları, ana babalarının bizlere emanet ettiğini unutmamalıyız. ben bir stajyer muhabiri dövebilir miyim iş öğreteceğim diye!..
(gbkz: -g.saray kalesinde çok gol pozisyonu görmesine rağmen son dönemde genelde ilk bulduğu atakları gol yapıyor. g.saray’ın sihri nerede?)
g.saray’ın sihri futbolcular ve onlarla çok iyi bir uyum yakalayan hamza hoca. g.saray hırslı, kazanmak için, kendilerini kanıtlamak için oynayanların takımı oldu. başta sneijder. selçuk kendine geldi. burak çok hırslı. melo keza öyle. g.saray, kalitesinin üzerinde bir takım oyunu oynuyor. golü düşünen çok adamları var.
--- alıntı ---