124
http://galatasaray11.com/...hce-galatasaray-2216
maçı sürekli kafamda oynuyorum, olcan'ın savunması zayıf, kafa topuna çıkamıyor, kuyt oradan zorlar, orta sahayı tutmalıyız vs bir sürü şey geçiyor içimden ama artık vazgeçtim.
hiiiiç kadroyu bozmadan, "adamlar buraya kazanmaya gelmiş" dedirtmemiz lazım. biz ne zaman savunma yaparak istediğimizi almışız kadıköy'den, son yıllarda bir tane maç var böyle hatırladığım. o da malum 12 mayıs 2012 fenrbahçe galatasaray maçı.
o zaman da savunmada ujfaluji, daha dinamik bir melo, eboue gibi isimler vardı. mevcut kadronun en iyi yaptığı iş gol atmak, hücum oynamak...
skoru alıp da kapanmaya çalıştığımızda zaten ya gol yiyoruz ya da son dakikalarda fazlaca gol pozisyonu veriyoruz. bu sebeple gerek yok bu işlere. artık o eski loser oyuncular da yok. sneijder, muslera, selçuk, burak, hamit hatta sabri gibi winner oyuncularımız var. bu ligde her takımla her yerde kazanmaya oynayacak bir takımız.
maça daha stresli başlayacak olan fenerbahçe zaten. kaybederlerse lige havlu atarlar. bir de biz kapanıp onlara oynama şansı verirsek, kendilerine güven gelir, biz ise tedirgin oynamaya başlarız.
şu anki kanat bekleriyle oynadığımız, atak oyunumuzu fener'e karşı da oynarsak en azından bir kaç tehlikeli atak yaparsak maçın başında, gökhan da, caner de tedirgin olacaktır. zaten rıdvan'ın 2-3 haftadır sürekli bundan bahsetmesi, olcan kadıköy'de oynayamaz vs demesi falan hep bu tedirginlikten... eğer o bu kadar çok ve sürekli bundan bahsediyorsa zaten kıllanmamak elde değil...
aslında kapanabilen bir takım olsak, kontra ataklarla sneijder'in paslarında burak ve bruma'yı kaçırabiliriz ama işte hızlı hücum yapmakta zorlanıyoruz biraz.
ne bileyim aslında bu maç için peşin peşin yorum yapmak da saçma oluyor, 1999'dan bu yana her maçta kazanacağımızı düşünmüştüm zaten :(
bir de şu var geçen bir fenerli bir yerde yazmıştı. "biz 2005-2006 sezonu'nda galatasaray'ı kadıköy'de 4-0 ve ezici bir oyunla yenip, 31.haftada liderliği aldığımızda bile bu adamlar takımı florya'da meşalelerle karşılamışlardı." diye.
gerçekten de biz böyleyiz, bu maçı hepimiz kazanmak istiyoruz ama bu maçın kaybı en az hasarla bizim atlattığımız bir şey, karşı taraf için ise bu maç her zaman stres nedeni. kendi kendilerine yıllardır orada kaybetmeme olayını büyüttüler de büyüttüler. kadıköy'de şampiyon olduğumuzda bile bir çoğu serilerinin bozulmamasıyla avunmuştu hatırlarsınız.
bu yıl daha da rahatız çünkü mükemmel 2 haftadan sonra liderliği aldık ve fener'e 4, beşiktaş'a 3 puan fark atarak kadıköy'den lider dönmeyi de garantiledik. oyuncularımız kendilerine güven duyar vaziyette, takım içi dayanışma ve yardımlaşma hat safhada. sneijder, selçuk, hamit, burak, muslera oldukça formda. fener'de ise hemen herkes formsuz ve aşırı gergin.
eğer heyecan yapmaz ve sabırlı oynarsak bu maçta istediğimiz skoru alacağımıza eminim, buradan galip çıkmak da en çok hamza hoca'ya yakışacak sanki...
ne bileyim abi adam çok temiz, sanki kaderi onu çağırıyor... mükemmel bir hikaye yaşıyor gibi, hem kendisi hem de biz...
2014-2015 sezonu bambaşka bir şekilde, çok güzel bitecekmiş gibi...
aynı türk filmleri gibi...
maçı sürekli kafamda oynuyorum, olcan'ın savunması zayıf, kafa topuna çıkamıyor, kuyt oradan zorlar, orta sahayı tutmalıyız vs bir sürü şey geçiyor içimden ama artık vazgeçtim.
hiiiiç kadroyu bozmadan, "adamlar buraya kazanmaya gelmiş" dedirtmemiz lazım. biz ne zaman savunma yaparak istediğimizi almışız kadıköy'den, son yıllarda bir tane maç var böyle hatırladığım. o da malum 12 mayıs 2012 fenrbahçe galatasaray maçı.
o zaman da savunmada ujfaluji, daha dinamik bir melo, eboue gibi isimler vardı. mevcut kadronun en iyi yaptığı iş gol atmak, hücum oynamak...
skoru alıp da kapanmaya çalıştığımızda zaten ya gol yiyoruz ya da son dakikalarda fazlaca gol pozisyonu veriyoruz. bu sebeple gerek yok bu işlere. artık o eski loser oyuncular da yok. sneijder, muslera, selçuk, burak, hamit hatta sabri gibi winner oyuncularımız var. bu ligde her takımla her yerde kazanmaya oynayacak bir takımız.
maça daha stresli başlayacak olan fenerbahçe zaten. kaybederlerse lige havlu atarlar. bir de biz kapanıp onlara oynama şansı verirsek, kendilerine güven gelir, biz ise tedirgin oynamaya başlarız.
şu anki kanat bekleriyle oynadığımız, atak oyunumuzu fener'e karşı da oynarsak en azından bir kaç tehlikeli atak yaparsak maçın başında, gökhan da, caner de tedirgin olacaktır. zaten rıdvan'ın 2-3 haftadır sürekli bundan bahsetmesi, olcan kadıköy'de oynayamaz vs demesi falan hep bu tedirginlikten... eğer o bu kadar çok ve sürekli bundan bahsediyorsa zaten kıllanmamak elde değil...
aslında kapanabilen bir takım olsak, kontra ataklarla sneijder'in paslarında burak ve bruma'yı kaçırabiliriz ama işte hızlı hücum yapmakta zorlanıyoruz biraz.
ne bileyim aslında bu maç için peşin peşin yorum yapmak da saçma oluyor, 1999'dan bu yana her maçta kazanacağımızı düşünmüştüm zaten :(
bir de şu var geçen bir fenerli bir yerde yazmıştı. "biz 2005-2006 sezonu'nda galatasaray'ı kadıköy'de 4-0 ve ezici bir oyunla yenip, 31.haftada liderliği aldığımızda bile bu adamlar takımı florya'da meşalelerle karşılamışlardı." diye.
gerçekten de biz böyleyiz, bu maçı hepimiz kazanmak istiyoruz ama bu maçın kaybı en az hasarla bizim atlattığımız bir şey, karşı taraf için ise bu maç her zaman stres nedeni. kendi kendilerine yıllardır orada kaybetmeme olayını büyüttüler de büyüttüler. kadıköy'de şampiyon olduğumuzda bile bir çoğu serilerinin bozulmamasıyla avunmuştu hatırlarsınız.
bu yıl daha da rahatız çünkü mükemmel 2 haftadan sonra liderliği aldık ve fener'e 4, beşiktaş'a 3 puan fark atarak kadıköy'den lider dönmeyi de garantiledik. oyuncularımız kendilerine güven duyar vaziyette, takım içi dayanışma ve yardımlaşma hat safhada. sneijder, selçuk, hamit, burak, muslera oldukça formda. fener'de ise hemen herkes formsuz ve aşırı gergin.
eğer heyecan yapmaz ve sabırlı oynarsak bu maçta istediğimiz skoru alacağımıza eminim, buradan galip çıkmak da en çok hamza hoca'ya yakışacak sanki...
ne bileyim abi adam çok temiz, sanki kaderi onu çağırıyor... mükemmel bir hikaye yaşıyor gibi, hem kendisi hem de biz...
2014-2015 sezonu bambaşka bir şekilde, çok güzel bitecekmiş gibi...
aynı türk filmleri gibi...