57
bu sefer kıralım laneti dediğim maç. 92 doğumlu bir çocuğum. 2001 öncesi lig maçlarını yarım yamalak hatırlıyorum. bu kanı bozukları en son 99 yılında yenmişiz, özetini izlediğimden biliyorum. canlı olarak bu gözler kadıköy galibiyeti görmedi. galatasaray söz konusu olunca 2 tane kocaman üzüntüm var, ikisi de aynı sezondan hem de: 11-12 sezonu. biri arena'da dünyaları kaçırıp fener'e karşı kaybettiğimiz maç diğeri de baros'un direği. 2 gün kendime gelememiştim, aklıma geldikçe uflayıp puflarım neden ya neden diye. bu sezona dönersek hamza hoca sonrası her şey süper. çok kaliteli bir hocamız ve kaliteli bir oyuncu grubumuz var. bu hikayedeki iyi biziz gerçek anlamıyla. birde karşı yakada fenerbahçe diye bir takım var. öle bir başkanı var ki takımı içeride maç kaybeder kaybetmez basın toplantısı düzenlemeyi adet haline getirmiş, gerekirse sahaya otururum, soyunma odası basarım diyecek kadar rahat birisi. geçmişinde şike gibi bu güzel oyunun ruhunu bozacak bir eylemde bulunmuş ancak güçlü olması sebebiyle elini kolunu sallayarak gezebilmekte, imparatoru, sauron'u bu hikayenin. kaptanlarına baktığımızda bir saruman bir darth vader'dan farkları yok. saha içi ve dışında karışmadıkları pislik yok, kültür seviyeleri falan yerlerde, tek amaçları bu güzel oyunu seven rakip takım taraftarlarını provoke etmek. hamza hocama dönersek hocam iyilerin iyisi, yüzü sürekli gülen, hayallerinin takımına gelmeden saatler önce babasını kaybetmiş birisi. bu adam bu totemi bozacak kişi olmalı, kader böyle dramatik hikayeleri ödüllendirmeyi sever. artık kazanalım bu sene şu statta, kıralım laneti, milyonlar olarak yüzümüz gülsün. taktik kısmı bu hafta sözlüğün konusu olacak ama hikaye gibi bir şey paylaşmak istedim.
milyonlar arkanızda çocuklar, 4. yıldız bu sene gelecek.
milyonlar arkanızda çocuklar, 4. yıldız bu sene gelecek.