11780
yani son bir buçuk yılda yaşadıklarına baktıktan sonra puan tablosuna bir göz attığımda ilk içimden geçen sen ne büyükmüşsün galatasaray ve iyi ki galatasaraylıyımdemek oluyor.
yaşadıklarımızı temcit pilavı misali bir bir tekrar hatırlatmayacağım hepimiz başımıza gelen tüm felaketleri çok iyi biliyor, hala dün gibi hatırlıyoruz.
beni en çok mutlu eden bu takımla ilgili ne biliyor musunuz? bitti, artık kolay kolay ayağa kalkamaz denen galatasaray'ın herkesi bir kez daha göt etmiş olması. takım içinde ilişkiler bitik, şu şunla kavgalı bu bunun arkasından konuşuyor diye durmadan yalan dolan haber yapan basına biz tribünlerde, forumlarda, sözlüklerde kısacası sosyal medyada bir türlü cevap veremezken, kenetlenmiş yeniden bir bütün olmuş ve benim için en önemlisi sahada tekrardan canına dişine takıp hırsla topunu oynayan ve gülümseyen aslanların en iyi cevabı vermiş olması.
inanın şu andan sonra en ufak bir şüphem ya da kaygım yok, bu takım belki hala dört dörtlük top oynamıyor ancak inanıyor, onların inanması da beni şampiyonluğa fazlasıyla inandırıyor.
ve melo, ona ayrı bir paragraf açacağım; yokluğu, ameliyatı inanın beni yok etti. hastanedeki resmine öyle uzun uzun boş anlam veremediğim gözlerle baktım. lincoln ve elano facialarından sonra bizi bir brezilyalının bu kadar sahiplenebileceğine, en büyük galatasaraylıya taş çıkarırcasına mücadele edeceğine, kısacası sahadaki biz olacağına ihtimal vermezdim. ben böyle düşünürken, takım arkadaşları onunla ilgili ve tabii ki sakatlığıyla ilgili neler düşünüyorlardır. futbolcular da insanlar ve onların da duyguları var. ben yine tüm kalbimle inanıyorum ki melo'nun sakatlıgına arkadaşları çok ciddi bir tepki verecek, yerini doldurmak için yine yeteneklerini sonuna kadar zorlayacaklardır. kadıköy deplasmanı için pollyannacılık oynamayacağım, melo oradaki psikoljik savaşın anahtarıydı. orada işler ters gitse ve oradan mağlup ayrılsak bile bu takım böyle inandığı sürece bu işi sonuna kadar götürecektir ve sezon sonunda şampiyon olacaktır.
tribündeki taraftarıyla, kulübesindeki hocasıyla ve en önemlisi sahada savaşan aslanlarıyla uzun bir aradan sonra galatasaray geri döndü, bu takım benim sahada görmek istediğim takım diye haykırabiliyorum.
yaşadıklarımızı temcit pilavı misali bir bir tekrar hatırlatmayacağım hepimiz başımıza gelen tüm felaketleri çok iyi biliyor, hala dün gibi hatırlıyoruz.
beni en çok mutlu eden bu takımla ilgili ne biliyor musunuz? bitti, artık kolay kolay ayağa kalkamaz denen galatasaray'ın herkesi bir kez daha göt etmiş olması. takım içinde ilişkiler bitik, şu şunla kavgalı bu bunun arkasından konuşuyor diye durmadan yalan dolan haber yapan basına biz tribünlerde, forumlarda, sözlüklerde kısacası sosyal medyada bir türlü cevap veremezken, kenetlenmiş yeniden bir bütün olmuş ve benim için en önemlisi sahada tekrardan canına dişine takıp hırsla topunu oynayan ve gülümseyen aslanların en iyi cevabı vermiş olması.
inanın şu andan sonra en ufak bir şüphem ya da kaygım yok, bu takım belki hala dört dörtlük top oynamıyor ancak inanıyor, onların inanması da beni şampiyonluğa fazlasıyla inandırıyor.
ve melo, ona ayrı bir paragraf açacağım; yokluğu, ameliyatı inanın beni yok etti. hastanedeki resmine öyle uzun uzun boş anlam veremediğim gözlerle baktım. lincoln ve elano facialarından sonra bizi bir brezilyalının bu kadar sahiplenebileceğine, en büyük galatasaraylıya taş çıkarırcasına mücadele edeceğine, kısacası sahadaki biz olacağına ihtimal vermezdim. ben böyle düşünürken, takım arkadaşları onunla ilgili ve tabii ki sakatlığıyla ilgili neler düşünüyorlardır. futbolcular da insanlar ve onların da duyguları var. ben yine tüm kalbimle inanıyorum ki melo'nun sakatlıgına arkadaşları çok ciddi bir tepki verecek, yerini doldurmak için yine yeteneklerini sonuna kadar zorlayacaklardır. kadıköy deplasmanı için pollyannacılık oynamayacağım, melo oradaki psikoljik savaşın anahtarıydı. orada işler ters gitse ve oradan mağlup ayrılsak bile bu takım böyle inandığı sürece bu işi sonuna kadar götürecektir ve sezon sonunda şampiyon olacaktır.
tribündeki taraftarıyla, kulübesindeki hocasıyla ve en önemlisi sahada savaşan aslanlarıyla uzun bir aradan sonra galatasaray geri döndü, bu takım benim sahada görmek istediğim takım diye haykırabiliyorum.