24
turnuvanın başlamasından iki hafta kadar önce o dönem liseyi okuduğum izmir'de memlekete dönmek maksadıyla otobüsle otogara gidiyorum, ön koltuklardan birinde yaşlı başlı bir abla ile genç bir delikanlı ingilizce sohbet ediyorlar. yol boyunca kendilerine kulak verdim. öncelikle ablanın dünya futbolu bilgisi muazzamdı, özellikle de 80'li ve 90'lı yılların oyuncularına oldukça hakimdi ve turnuvaları da net bir şekilde hatırlıyordu, bizim yeni yetme de tutturmuş italya da italya, hani bir bok dediği de yok pezevengin, aklınca müneccimlik yapıyor. en az yarım saat muhabbet ettiler, bir kere bile grosso veya zambrotta demedi, ha babam yok del piero çok iyi, totti çok yakışıklı, inzaghi ne büyük golcü gibisinden sıkıyor. o zamanlar pirlo daha reyiz değil, reyiz adayı tabi kim anacak ismini? varsa yoksa totti motti... neyse işte abla çok efendi ama böyle sakince dinliyor, bizim yeni yetmenin gazına gelmiyor, eskiden örnekler veriyor falan, abla tam bir gandalf.
neyse işte otogara az bir kala bu velet indi, ben de dayanamadım gittim oturdum ablanın yanına, meğer ekonomi üniversitesinde ingilizce hocasıymış; mary... artık amerikalı mı ingiliz mi unuttum şu an ama böyle 50'li yaşların başında, hoşsohbet bir hanımefendi. lise ingilizcemle ben de otogara kadar biraz nemalanmaya çalıştım, verdim arjantin, verdim batistuta, gördüm ki ablanın da gönlü tangoculardaymış. önceki velet bozulmasın diye çok ses etmemiş de ben latin meraklısı çıkınca abla da koyverdi, adeta bir duygu seli yaşandı... yine ben messi falan dedim yani allah var o kadar takip ediyordum, salt fanboyluk değildi... keyifli sohbetin bir sonucu olarak iletişim bilgilerimizi paylaştık, turnuva boyunca da e-mail ve telefon yoluyla birkaç kez yazışıp maç kritiği yaptığımızı hatırlıyorum. bizim ortak kazanan adayımız ise brezilya idi.
mesela 13 haziran 2006'da şunları yazmışım kendisine;
"hi! thank you for your mail mary. well,i don't have any plans for summer but i'm triyng to enjoy. yes,netherlands played well,i liked but england and portugal played very very boring,i disliked. mary,to be honest,australia played well after 80th minute:) i'll go to georgia with my family in 22nd of june. and i think it'll be good:) what about you? what is your thinking about the winner? (i think brazil will win:( ) but i want argentina:)"
öncelike tanım örnek alıntı ya da bkz değil ve yazım ve imla hatası (noktalama işaretlerinden sonra boşluk kullanılmamış), ayrıca da alıntı/örnek olmadığı halde türkçe değil :( bizim liseli kardeşlerin maşallahı var yine iyi yazarlık yapıyorlar burada, ben o dönemde yazar olsam kesin uçurulurmuşum :( neyse işte arjantin de arjantin, sanki arjantin sikti bizi işe bak :( sıkıcı maçlar dediğim de ingiltere'nin paraguay'ı 3. dakikada kendi kalelerine attığı golle yendiği maç, allah var hakikaten de sıkıcı maçtı bak güzel izlemişim tespiti yapıştırmışım. portekiz de fark atacaklar dediğimiz angola'yı pauleta'nın 5. dakikada attığı golle sidik zoruyla yenmişti, o da acayip sıkıcı bir maçtı, oha şaka maka şu sikik maçları 90 dakika izlemişim. hollanda iyi oynamış diye bir mutabakat var, onu pek hatırlamıyorum ama sırbistan & karadağ'ı robben'in golüyle 1-0 yenmişler. ne bileyim iyi oynamışlardır herhalde abla da öyle izlemiş demek ki. avustralya'yı da tabi ki kewell merakımdan ayrıca takip ediyorum, son 10 dakikaya 1-0 geride girip japonya'ı 84, 89 ve 90+4'te attıkları gollerle 3-1 yenmişlerdi, onu da çok net hatırlıyorum keyifli bir maçtı, kewell da 90 dakika oynamıştı. 2006 senesinin 22 haziranında gürcistan'a gitmişim demek vay anasını lan zaman ne çabuk geçiyor...
neyse işte turnuva bittikten sonra bizim muhabbet de bitti, pek arayıp sormaz oldum falan, bu da böyle bir anımdır. acaba ablaya çıkıp 9 sene sonra mail atsam garipser mi :(
ha bu arada neyse işte o velet de bildi, italya şampiyon oldu :(
(bkz: qapaq)
neyse işte otogara az bir kala bu velet indi, ben de dayanamadım gittim oturdum ablanın yanına, meğer ekonomi üniversitesinde ingilizce hocasıymış; mary... artık amerikalı mı ingiliz mi unuttum şu an ama böyle 50'li yaşların başında, hoşsohbet bir hanımefendi. lise ingilizcemle ben de otogara kadar biraz nemalanmaya çalıştım, verdim arjantin, verdim batistuta, gördüm ki ablanın da gönlü tangoculardaymış. önceki velet bozulmasın diye çok ses etmemiş de ben latin meraklısı çıkınca abla da koyverdi, adeta bir duygu seli yaşandı... yine ben messi falan dedim yani allah var o kadar takip ediyordum, salt fanboyluk değildi... keyifli sohbetin bir sonucu olarak iletişim bilgilerimizi paylaştık, turnuva boyunca da e-mail ve telefon yoluyla birkaç kez yazışıp maç kritiği yaptığımızı hatırlıyorum. bizim ortak kazanan adayımız ise brezilya idi.
mesela 13 haziran 2006'da şunları yazmışım kendisine;
"hi! thank you for your mail mary. well,i don't have any plans for summer but i'm triyng to enjoy. yes,netherlands played well,i liked but england and portugal played very very boring,i disliked. mary,to be honest,australia played well after 80th minute:) i'll go to georgia with my family in 22nd of june. and i think it'll be good:) what about you? what is your thinking about the winner? (i think brazil will win:( ) but i want argentina:)"
öncelike tanım örnek alıntı ya da bkz değil ve yazım ve imla hatası (noktalama işaretlerinden sonra boşluk kullanılmamış), ayrıca da alıntı/örnek olmadığı halde türkçe değil :( bizim liseli kardeşlerin maşallahı var yine iyi yazarlık yapıyorlar burada, ben o dönemde yazar olsam kesin uçurulurmuşum :( neyse işte arjantin de arjantin, sanki arjantin sikti bizi işe bak :( sıkıcı maçlar dediğim de ingiltere'nin paraguay'ı 3. dakikada kendi kalelerine attığı golle yendiği maç, allah var hakikaten de sıkıcı maçtı bak güzel izlemişim tespiti yapıştırmışım. portekiz de fark atacaklar dediğimiz angola'yı pauleta'nın 5. dakikada attığı golle sidik zoruyla yenmişti, o da acayip sıkıcı bir maçtı, oha şaka maka şu sikik maçları 90 dakika izlemişim. hollanda iyi oynamış diye bir mutabakat var, onu pek hatırlamıyorum ama sırbistan & karadağ'ı robben'in golüyle 1-0 yenmişler. ne bileyim iyi oynamışlardır herhalde abla da öyle izlemiş demek ki. avustralya'yı da tabi ki kewell merakımdan ayrıca takip ediyorum, son 10 dakikaya 1-0 geride girip japonya'ı 84, 89 ve 90+4'te attıkları gollerle 3-1 yenmişlerdi, onu da çok net hatırlıyorum keyifli bir maçtı, kewell da 90 dakika oynamıştı. 2006 senesinin 22 haziranında gürcistan'a gitmişim demek vay anasını lan zaman ne çabuk geçiyor...
neyse işte turnuva bittikten sonra bizim muhabbet de bitti, pek arayıp sormaz oldum falan, bu da böyle bir anımdır. acaba ablaya çıkıp 9 sene sonra mail atsam garipser mi :(
ha bu arada neyse işte o velet de bildi, italya şampiyon oldu :(
(bkz: qapaq)