92
tarih 10 aralık 2013.
2011-2012 sezonu sonundaki süper final maçlarından sonra,güya,tribün hayatımı sonlandırmıştım.ama nasıl özlüyorum anlatamam sözlük.maç öncesi sokak muhabbetlerini,orjin köfteyi,istanbul'u ve istanbul'u istanbul yapan galatasaray'a dair her şeyi.
arkadaş ısrarı bahane ''tamam ulan gidiyoruz'' gazıyla başlayan istanbul yolculuğu.bolu'da kar var ama bizim uni otobüsünün şöförü yaman.saat 12:30 civarı arena'dayız.hala var mı bilmem o ara ultraslan koreografi ekibi muhabbetine pegasus tribününe maçtan saaatler önce 500-600 kişi(belki daha fazla) sokuyordu.saat 13:30 civarı otoparktan pegasus tribünü'ne çıkıyoruz.tribün dediğime bakmayın stadda uefa delegeleri var,kimse tribünlere geçmeyecek dendi.koridorlardayız sözlük.tanesi 3 liradan çay içelim içelim de öğrenciyiz kaç tane içelim.o gün öyle bir hava var ki soğuk esiyor deyimi yetersiz,ayaz esiyor resmen.tuvaletler daha sıcak olduğundan bi ara klozetin üstünde otururken uyuyakalmışım.çevik kuvvet'in ''hemşerim kalk ta işimizi görelim''deyişiyle uyandım.neyse uzatmayalım öyle böyle derken saati 19:00 ettik.artık tribüne geçebilirdik.pegasus tribünü'ndeki simit sarayı'na koştum hemen.bir çay da orda patlattım.sigaram bitti,sağdan soldan otlanıyorum.çay falan kesmiyor sözlük,içimin üşümesi geçmiyor bir türlü.en son kırık camlı deplasman otobüsüyle 7 saat yol yaptığımda bu kadar üşümüştüm.kapılar açılıyor stad ufaktan dolmaya başlıyor.saat 20:00 civarı.beklenen gelecekse çekilen çile kutsaldır diyoruz içimizden,beklemeye devam.
önce tafo geliyor yanında muslera.içim ısınıyor bir anda sözlük.o kaynar vaziyette içtiğim çayların yapamadığını ısınmaya çıkan kaleci kadromuz bir anda başarıyor.ufak ufak besteler giriliyor.heyecan tavan.1.5 senedir görmediğim sevgilime kavuşmuşum,hayat bana güzel.derken takım ısınmaya çıkıyor.tek tek çağırıyoruz.drogba'yı ilk kez canlı görüyorum.lan drogba bu harbiden drogba diyorum kendi kendime.derken maç başlıyor.ali sami yen'deki ilk maçımda ki kadar hevesli,çoşkuluyum.orucu açtıktan sonra sigara yakarsınız ya,o duyguyla çekiyorum üçlüyü.kar iyice artıyor ve maç iptal.
hakeme küfretmekten ağzım yüzüm yamuluyor fakat stadın dışına çıktıktan sonra yağan karın şiddetini görünce adama hak verip stadın çatısını yaptırmayan yönetime gömmeye başlıyorum kendi kendime.otobüse binip kürkçü dükkanının yolunu tutuyoruz.otobüs sıcak,yalandan ısınıyoruz falan ama boynumuz bükük,içimiz buruk.sevgiliye doyamadan yine ayrılmışız.sabaha karşı ankara'ya varıyoruz.kaç bardak çay içtim hatırlamıyorum.kombi yanabildiği kadar sıcak yanıyor,elektrik sobası açık.içimin üşümesi geçmiyor bir türlü.maç saatine kadar uyku girmiyor gözüme.derken maç başlıyor.oynanan şeye futbol demeye bin şahit lazım.tam da bu maç böyle biter moduna girmişken onlar çıkıyor sahneye:
''drogba indirdi ceza sahasneijderrrr sneijderr gooooooooooollll alllahımmm gooooooooooooolll''ercan taner kendinden geçiyor ben salonda ordan oraya zıplıyorum elime ne gelirse sağa sola fırlatıyorum.o kadar çayın,kombinin,elektrik sobasının saatlerdir yapamadığını sneijder bir anda başarıyor.
o maçtan sonra 1 hafta evde hasta yattım.geçirdiğim en ağır soğuk algınlığıdır hayatımda ama en güzeli.
2011-2012 sezonu sonundaki süper final maçlarından sonra,güya,tribün hayatımı sonlandırmıştım.ama nasıl özlüyorum anlatamam sözlük.maç öncesi sokak muhabbetlerini,orjin köfteyi,istanbul'u ve istanbul'u istanbul yapan galatasaray'a dair her şeyi.
arkadaş ısrarı bahane ''tamam ulan gidiyoruz'' gazıyla başlayan istanbul yolculuğu.bolu'da kar var ama bizim uni otobüsünün şöförü yaman.saat 12:30 civarı arena'dayız.hala var mı bilmem o ara ultraslan koreografi ekibi muhabbetine pegasus tribününe maçtan saaatler önce 500-600 kişi(belki daha fazla) sokuyordu.saat 13:30 civarı otoparktan pegasus tribünü'ne çıkıyoruz.tribün dediğime bakmayın stadda uefa delegeleri var,kimse tribünlere geçmeyecek dendi.koridorlardayız sözlük.tanesi 3 liradan çay içelim içelim de öğrenciyiz kaç tane içelim.o gün öyle bir hava var ki soğuk esiyor deyimi yetersiz,ayaz esiyor resmen.tuvaletler daha sıcak olduğundan bi ara klozetin üstünde otururken uyuyakalmışım.çevik kuvvet'in ''hemşerim kalk ta işimizi görelim''deyişiyle uyandım.neyse uzatmayalım öyle böyle derken saati 19:00 ettik.artık tribüne geçebilirdik.pegasus tribünü'ndeki simit sarayı'na koştum hemen.bir çay da orda patlattım.sigaram bitti,sağdan soldan otlanıyorum.çay falan kesmiyor sözlük,içimin üşümesi geçmiyor bir türlü.en son kırık camlı deplasman otobüsüyle 7 saat yol yaptığımda bu kadar üşümüştüm.kapılar açılıyor stad ufaktan dolmaya başlıyor.saat 20:00 civarı.beklenen gelecekse çekilen çile kutsaldır diyoruz içimizden,beklemeye devam.
önce tafo geliyor yanında muslera.içim ısınıyor bir anda sözlük.o kaynar vaziyette içtiğim çayların yapamadığını ısınmaya çıkan kaleci kadromuz bir anda başarıyor.ufak ufak besteler giriliyor.heyecan tavan.1.5 senedir görmediğim sevgilime kavuşmuşum,hayat bana güzel.derken takım ısınmaya çıkıyor.tek tek çağırıyoruz.drogba'yı ilk kez canlı görüyorum.lan drogba bu harbiden drogba diyorum kendi kendime.derken maç başlıyor.ali sami yen'deki ilk maçımda ki kadar hevesli,çoşkuluyum.orucu açtıktan sonra sigara yakarsınız ya,o duyguyla çekiyorum üçlüyü.kar iyice artıyor ve maç iptal.
hakeme küfretmekten ağzım yüzüm yamuluyor fakat stadın dışına çıktıktan sonra yağan karın şiddetini görünce adama hak verip stadın çatısını yaptırmayan yönetime gömmeye başlıyorum kendi kendime.otobüse binip kürkçü dükkanının yolunu tutuyoruz.otobüs sıcak,yalandan ısınıyoruz falan ama boynumuz bükük,içimiz buruk.sevgiliye doyamadan yine ayrılmışız.sabaha karşı ankara'ya varıyoruz.kaç bardak çay içtim hatırlamıyorum.kombi yanabildiği kadar sıcak yanıyor,elektrik sobası açık.içimin üşümesi geçmiyor bir türlü.maç saatine kadar uyku girmiyor gözüme.derken maç başlıyor.oynanan şeye futbol demeye bin şahit lazım.tam da bu maç böyle biter moduna girmişken onlar çıkıyor sahneye:
''drogba indirdi ceza sahasneijderrrr sneijderr gooooooooooollll alllahımmm gooooooooooooolll''ercan taner kendinden geçiyor ben salonda ordan oraya zıplıyorum elime ne gelirse sağa sola fırlatıyorum.o kadar çayın,kombinin,elektrik sobasının saatlerdir yapamadığını sneijder bir anda başarıyor.
o maçtan sonra 1 hafta evde hasta yattım.geçirdiğim en ağır soğuk algınlığıdır hayatımda ama en güzeli.