ünal aysal

sadece fatih terim meselesinde haklı olduğu için diğer kusurları görmemezlikten gelinen eski başkan. bu adamı fatih terim konusunda her zaman savunurum. ama bu kendisinin de tıpkı terim gibi kendi çıkarları doğrultusunda galatasaray'ı harcadığı gerçeğini değiştirmiyor. ilk iki senede alınan başarılarla birlikte büyük destek sağladı. ardından yönetimdeki ağır topları başından savmak için bu desteği fırsat bilip seçime gitti. o sezonun ardından eray işçan'ın da aralarında bulunduğu birçok futbolcuyla sözleşme yenilendi. yasin öztekin ile kariyerinde toplamda almadığı parayı garanti ücret olarak galatasaray'dan alacağı şekilde sözleşme yapıldı. selçuk inan ve burak yılmaz gibi o sezon büyük hayal kırıklığı yaratmış ve artık 20'li yaşlarının sonuna gelmiş oyuncularla 5'er yıllık sözleşme imzalandı. iki futbolcu da türkiye standartlarında bile astronomik diyebileceğimiz ölçüde garanti parayı futbolu bırakana kadar cebe indirme hakkı kazandı. bütün bunlar yapılırken de paramız yok bahanesiyle transfer son dakikaya bırakıldı. eldeki amrabat kiraya gönderildi ve eboue'nin sözleşmesi donduruldu. yerlerine de pandev ve dzemaili gibi ne işe yarayacağı meçhul adamlar son günde transfer edildi. kısa süre sonra da sudan sebeplerle görevi bıraktı. ben bunların hiçbirinin birbirinden bağımsız olaylar olmadığını, hepsinin aysal tarafından kurgulanmş olduğunu düşünüyorum. ne demek istediğimi anlayan anlamıştır, anlamayan da ünal aysal'ın geçmişiyle ilgili söylentilere göz atabilir.

ayrıca özellikle selçuk ve burak efendilere imzalattığı sözleşmelerle galatasaray'ın sadece bugününü değil, geleceğini de yemiştir.