6123
giderken keşke burak yılmaz'ı da yanında alıp götürse dediğim efsane başkan aka the super kurumsal.
2019'a kadar o yetersizi galatasaray'ın sözleşmeli çalışanı yaptın ya ne hajrovic fiyaskoları ne de diğer yanlış transferler ve maddi külfetleri bu kadar zarar veremezdi takıma.
hele prandelli'nin de söylediği gibi bu sene odağımız 4. yıldız laflarının da altında senin olduğunu bilmemek için salak olmak lazım. açıkça teknik direktöre ligde şampiyon ol yeter, avrupa önemli değil diye belirtmişsin. zaten drogba'yı gönderip yerine adam almaman, sneijder'i satmaya çalışman da aslında bu sezon için ipuçlarıydı.
neyse kaçıp gitmen de bile seni savunacak adamlar var hala, sevinmelisin bu duruma. taraftarı, camiayı salak yerine koyup "ben bırakıyorum" deyip kaçıp gitmek hem de daha yeni değiştirdiğin yönetiminin 1,5 senesi bile dolmadan bunu yapman, kim olduğunu gösterdi.
2000'den sonra galatasaray'ın dört nala başarıya/başarılara giderken iki tane hayati karar geleceğinin içine etmiştir;
biri 2002'de lucescu'nun gönderilişi ile başlayan ve neredeyse 2011'e kadar da kurtulamadığımız başarısızlıklar, diğeri de ünal aysal döneminde yapılanlar.
yani bir başkan çıksın da gerçekten işleyen sisteme çomak sokmadan, yönetmesi gerekenleri yönetsin, yapması gerekenleri yapsın. niye hep oturtulmaya çalışılan sistemler yerle bir edilir.
dortmund, roma, athletico madrid, vs. vs.
bu gibi takımlar dibin dibini gördükten sonra sağlam sistemlerle nerelere çıkıyorlar. şu tarz bir yönetim, vizyon ve sistem yaratmak çok mu zor? yoksa türk insanının nefret ettiğim davranışları yüzünden mi hiçbir zaman bunlar gibi olamıyoruz.
2019'a kadar o yetersizi galatasaray'ın sözleşmeli çalışanı yaptın ya ne hajrovic fiyaskoları ne de diğer yanlış transferler ve maddi külfetleri bu kadar zarar veremezdi takıma.
hele prandelli'nin de söylediği gibi bu sene odağımız 4. yıldız laflarının da altında senin olduğunu bilmemek için salak olmak lazım. açıkça teknik direktöre ligde şampiyon ol yeter, avrupa önemli değil diye belirtmişsin. zaten drogba'yı gönderip yerine adam almaman, sneijder'i satmaya çalışman da aslında bu sezon için ipuçlarıydı.
neyse kaçıp gitmen de bile seni savunacak adamlar var hala, sevinmelisin bu duruma. taraftarı, camiayı salak yerine koyup "ben bırakıyorum" deyip kaçıp gitmek hem de daha yeni değiştirdiğin yönetiminin 1,5 senesi bile dolmadan bunu yapman, kim olduğunu gösterdi.
2000'den sonra galatasaray'ın dört nala başarıya/başarılara giderken iki tane hayati karar geleceğinin içine etmiştir;
biri 2002'de lucescu'nun gönderilişi ile başlayan ve neredeyse 2011'e kadar da kurtulamadığımız başarısızlıklar, diğeri de ünal aysal döneminde yapılanlar.
yani bir başkan çıksın da gerçekten işleyen sisteme çomak sokmadan, yönetmesi gerekenleri yönetsin, yapması gerekenleri yapsın. niye hep oturtulmaya çalışılan sistemler yerle bir edilir.
dortmund, roma, athletico madrid, vs. vs.
bu gibi takımlar dibin dibini gördükten sonra sağlam sistemlerle nerelere çıkıyorlar. şu tarz bir yönetim, vizyon ve sistem yaratmak çok mu zor? yoksa türk insanının nefret ettiğim davranışları yüzünden mi hiçbir zaman bunlar gibi olamıyoruz.