566
25 yaşından sonra türk futbolcusu götünü başını, sırtını kolunu rakibe dayamaya başlıyor. sürekli ikili mücadele içerisine giriyor. özellikle hücum ederken ikili mücadeleye girmemek çok önem teşkil ederken bizim futbolcular sürekli rakibe yapışma derdinde.
avrupalılar futbolcularına öğrettikleri ilk iş bu. hücum ettiğinde rakiple asla yanaşık oynama. sen topu aldığında rakip sana gelmeden topu ayağından çıkarman öğretiliyor. bu sebeple avrupa futbolu çok hızlandı. tek pas yapmak etkili pas yapmak ortaya çıktı. şimdi bizimkilere bakıyorsun en büyük örnek arda turan. hücumda topu aldığında illa rakibe yanaşacak. rakip 10 metre uzakta bile olsa rakibin ona gelmesini bekler. sonra dayar sırtını, götünü başını topu sağa doğru çeke çeke orta sahaya kadar gelir.
aynı durum gökhan töre'de de var. o da topu sola çeke çeke ceza sahasının diğer köşesine gitmiş oluyor. rakip gelmeden asla topu ayağından çıkarmazlar. tek pas nedir bilmezler.
gelelim selçuk inan'a. maalesef onda da bu sorun var. topu aldığında illa topla rakip arasına girecek. rakip en ufak müdahalede kendisini yere atacak ve faul olacak. geçen senenin ikinci yarısından beri selçuk oyun oynamak yerine topla rakip arasına girip faul aldırma derdinde.
bu akımın ilk temsilcilerinden birisi emre belezoğlu'dur. hadi o biraz eski nesil olduğundan kurtarıyor ama 2014 yılında top oynuyorsan bu özellikten vazgeçmelisin. çünkü 2000'li yıllara kadar bu özellikler ön plandaydı ve iş yapıyordu. o zamanlar futbol oynamak demek güreş yapmakla eş değerdi neredeyse. şimdi ise topu koşturma zamanı.
barcelona'nın futbol akımına karşı panzehir bulunduktan sonra bütün takımlar topu arkasına geçmeyi öğrendiler. sonra ise topu en hızlı şekilde karşı kaleye götürmeyi öğrendiler ve barcelona akımı zorlanmaya başladı. bunun öncüleri ise mourinho, kloop ve bayern münih. bugün bakıyoruz izlanda takımı bile bunu öğrenmiş ve bizi duman ettiler. anderlecht'in bebeleri bile öğrenmiş ve geldiler bizi duman ettiler.
sneijder bizim futbolcular hakkında çok güzel tespitte bulunmuştu. türk futbolcular top onlara gelmeden nereye atacaklarını bilmiyorlar diye.
avrupalılar futbolcularına öğrettikleri ilk iş bu. hücum ettiğinde rakiple asla yanaşık oynama. sen topu aldığında rakip sana gelmeden topu ayağından çıkarman öğretiliyor. bu sebeple avrupa futbolu çok hızlandı. tek pas yapmak etkili pas yapmak ortaya çıktı. şimdi bizimkilere bakıyorsun en büyük örnek arda turan. hücumda topu aldığında illa rakibe yanaşacak. rakip 10 metre uzakta bile olsa rakibin ona gelmesini bekler. sonra dayar sırtını, götünü başını topu sağa doğru çeke çeke orta sahaya kadar gelir.
aynı durum gökhan töre'de de var. o da topu sola çeke çeke ceza sahasının diğer köşesine gitmiş oluyor. rakip gelmeden asla topu ayağından çıkarmazlar. tek pas nedir bilmezler.
gelelim selçuk inan'a. maalesef onda da bu sorun var. topu aldığında illa topla rakip arasına girecek. rakip en ufak müdahalede kendisini yere atacak ve faul olacak. geçen senenin ikinci yarısından beri selçuk oyun oynamak yerine topla rakip arasına girip faul aldırma derdinde.
bu akımın ilk temsilcilerinden birisi emre belezoğlu'dur. hadi o biraz eski nesil olduğundan kurtarıyor ama 2014 yılında top oynuyorsan bu özellikten vazgeçmelisin. çünkü 2000'li yıllara kadar bu özellikler ön plandaydı ve iş yapıyordu. o zamanlar futbol oynamak demek güreş yapmakla eş değerdi neredeyse. şimdi ise topu koşturma zamanı.
barcelona'nın futbol akımına karşı panzehir bulunduktan sonra bütün takımlar topu arkasına geçmeyi öğrendiler. sonra ise topu en hızlı şekilde karşı kaleye götürmeyi öğrendiler ve barcelona akımı zorlanmaya başladı. bunun öncüleri ise mourinho, kloop ve bayern münih. bugün bakıyoruz izlanda takımı bile bunu öğrenmiş ve bizi duman ettiler. anderlecht'in bebeleri bile öğrenmiş ve geldiler bizi duman ettiler.
sneijder bizim futbolcular hakkında çok güzel tespitte bulunmuştu. türk futbolcular top onlara gelmeden nereye atacaklarını bilmiyorlar diye.