42
körpe bir asker olarak bir iki takviyede bulunmak istediğim tavsiyeler listesi.
- gideceğiniz yerin belli olduğu andan itibaren kulağınıza ya da ekranınıza irili ufaklı yüzlerce şey çalınacaktır. bütün bu bilgi yığınının birliğin bulunduğu yerin açık adresi ya da komutanların isimleri kadar mutlak olanları dışındaki tamamına kayıtsız kalın. çünkü bu hikayelerin %99.9'u ya sizin gözünüzü korkutmak amacıyla şişirilmiş sallamasyon bir denemedir ya da kendi yediği haltı pas geçip doğrudan verilen cezadan falan bahseden eksik anlatımlardır. bu tarz korku hikayeleri uçurumun kenarından aşağı düşen bir kar tanesi gibi aşağıya doğru indikçe büyür. o yüzden dinlemeyin, anlattırmayın, sallamayın. özellikle ilk günlerinizde orada bulunan mükellef askerler kendi yedikleri haltları es geçip sadece yedikleri cezalardan bahsederler. boş yere korku yaşamayın.
- hiç bilmediğiniz bir yere, askerlik gibi boktan bir sebeple gidiyorsunuz. dışarıda bıraktığınız bir hayatınız, umutlarınız, belki sevgiliniz/karınız/çocuğunuz, hayalleriniz, işleriniz vs. var. bu yüzden kötü bir psikolojide olmanızdan daha doğal birşey olamaz. o panikle hiç olmayacak adamlara kendinizi açmayın. ağlayacak hale bile gelseniz gidip bi köşede tek başınıza ağlayın ama ilk günlerde sadece yüzeysel şekilde muhabbet edip etraftaki insanları gözlemlemekle yetinin. kafa dengi birilerine elbet denk geleceksiniz, hatta fazla aramanıza gerek kalmadan muhtemelen o gelip sizi bulacaktır. aynı mıntıkada bile olsanız kimseyle boş yere enseye parmak durumuna gelmek zorunda değilsiniz. biraz sabredin, zaten birliğe tam anlamıyla katıldıktan en geç 2 hafta içinde herkes ne mal olduğunu size gösterecektir.
- en önemli tavsiyeyi ise sona sakladım. canlıların insanlar, hayvanlar ve uzmanlar olmak üçe ayrıldığı gerçeğini bir an olsun aklınızdan çıkarmayın. hayatta herhangi bir baltaya sap olma ihtimali sıfırın altında olduğu için askerlik sonrası mukaveleye imza atmış bir er ya da harbiye mezunu son derece donanımlı bir asker ve insan olsa bile uzman ne yazık ki uzmandır. istisna şekilde karşınıza çıkabilecek "adam"lar hariç geriye kalan uzman personelin %95'i ne yazık ki bu tasnife dahil olup yaşam piramidinin en alt basamağından öteye gidemeyecek nitelikte insanlardır. nizamiye kapısından girdiğiniz ilk andan terhis olana kadar bu bilgiye sıkı sıkı sarılın. size emir verme yetkisine haiz olanların emirlerine riayet edin, gersini de koyverin. bu adamları * mesai harici dinlemek, sorgulamak ya da anlamaya çalışmak gibi gereksiz işlerle kendinize ekstradan bir külfet çıkarmayın. söyledikleri şey size ağır geliyor da muhatap olmamaya gayret edin, zaten bir süre sonra muhatap alan birileri illa ki çıkıp bütün ilgiyi(!) üzerine çekecektir. özellikle ilk zamanların ürkekliğiyle fazla kucağa atlamayın, üç kuruş bile etmeyecek adamlara o zayıflıkla yaptığınız muamele için kendinizi ömür boyu affedemeyebilirsiniz yoksa. netice itibarı ile askerlik sizin en fazla bir masa, bilemedim piyade tüfeğiyle eşit haklara sahip olduğunuz bir tiyatro oyunundan ibarettir. yatağın neresine yatacağınızdan tuvaletinizi yaparken önce hangi ayağınızı atacağnıza kadar herşey düşünülmüş ve talimatlarla belirlenmiştir. kendinizi talimatlara ve emir-komuta zincirine teslim edin. bu süreçte ihtiyacınız olmayacak olan beyninizi bu yeni canlı türünü anlamak yerine hayal kurmakla falan meşgul edin. bir de asla yalan söylemeyin, yaptığınız şey askerliğinizi uzatacak bir suç bile olsa bunu farkettiğinizde gidip amirinize bildirin. böylece hem yaptığınız hatanın sildiği güveni bir nebze onarmış olursunuz, hem de üç kuruşluk adamlara eyvallah etme zahmetinden kurtulursunuz.
- gideceğiniz yerin belli olduğu andan itibaren kulağınıza ya da ekranınıza irili ufaklı yüzlerce şey çalınacaktır. bütün bu bilgi yığınının birliğin bulunduğu yerin açık adresi ya da komutanların isimleri kadar mutlak olanları dışındaki tamamına kayıtsız kalın. çünkü bu hikayelerin %99.9'u ya sizin gözünüzü korkutmak amacıyla şişirilmiş sallamasyon bir denemedir ya da kendi yediği haltı pas geçip doğrudan verilen cezadan falan bahseden eksik anlatımlardır. bu tarz korku hikayeleri uçurumun kenarından aşağı düşen bir kar tanesi gibi aşağıya doğru indikçe büyür. o yüzden dinlemeyin, anlattırmayın, sallamayın. özellikle ilk günlerinizde orada bulunan mükellef askerler kendi yedikleri haltları es geçip sadece yedikleri cezalardan bahsederler. boş yere korku yaşamayın.
- hiç bilmediğiniz bir yere, askerlik gibi boktan bir sebeple gidiyorsunuz. dışarıda bıraktığınız bir hayatınız, umutlarınız, belki sevgiliniz/karınız/çocuğunuz, hayalleriniz, işleriniz vs. var. bu yüzden kötü bir psikolojide olmanızdan daha doğal birşey olamaz. o panikle hiç olmayacak adamlara kendinizi açmayın. ağlayacak hale bile gelseniz gidip bi köşede tek başınıza ağlayın ama ilk günlerde sadece yüzeysel şekilde muhabbet edip etraftaki insanları gözlemlemekle yetinin. kafa dengi birilerine elbet denk geleceksiniz, hatta fazla aramanıza gerek kalmadan muhtemelen o gelip sizi bulacaktır. aynı mıntıkada bile olsanız kimseyle boş yere enseye parmak durumuna gelmek zorunda değilsiniz. biraz sabredin, zaten birliğe tam anlamıyla katıldıktan en geç 2 hafta içinde herkes ne mal olduğunu size gösterecektir.
- en önemli tavsiyeyi ise sona sakladım. canlıların insanlar, hayvanlar ve uzmanlar olmak üçe ayrıldığı gerçeğini bir an olsun aklınızdan çıkarmayın. hayatta herhangi bir baltaya sap olma ihtimali sıfırın altında olduğu için askerlik sonrası mukaveleye imza atmış bir er ya da harbiye mezunu son derece donanımlı bir asker ve insan olsa bile uzman ne yazık ki uzmandır. istisna şekilde karşınıza çıkabilecek "adam"lar hariç geriye kalan uzman personelin %95'i ne yazık ki bu tasnife dahil olup yaşam piramidinin en alt basamağından öteye gidemeyecek nitelikte insanlardır. nizamiye kapısından girdiğiniz ilk andan terhis olana kadar bu bilgiye sıkı sıkı sarılın. size emir verme yetkisine haiz olanların emirlerine riayet edin, gersini de koyverin. bu adamları * mesai harici dinlemek, sorgulamak ya da anlamaya çalışmak gibi gereksiz işlerle kendinize ekstradan bir külfet çıkarmayın. söyledikleri şey size ağır geliyor da muhatap olmamaya gayret edin, zaten bir süre sonra muhatap alan birileri illa ki çıkıp bütün ilgiyi(!) üzerine çekecektir. özellikle ilk zamanların ürkekliğiyle fazla kucağa atlamayın, üç kuruş bile etmeyecek adamlara o zayıflıkla yaptığınız muamele için kendinizi ömür boyu affedemeyebilirsiniz yoksa. netice itibarı ile askerlik sizin en fazla bir masa, bilemedim piyade tüfeğiyle eşit haklara sahip olduğunuz bir tiyatro oyunundan ibarettir. yatağın neresine yatacağınızdan tuvaletinizi yaparken önce hangi ayağınızı atacağnıza kadar herşey düşünülmüş ve talimatlarla belirlenmiştir. kendinizi talimatlara ve emir-komuta zincirine teslim edin. bu süreçte ihtiyacınız olmayacak olan beyninizi bu yeni canlı türünü anlamak yerine hayal kurmakla falan meşgul edin. bir de asla yalan söylemeyin, yaptığınız şey askerliğinizi uzatacak bir suç bile olsa bunu farkettiğinizde gidip amirinize bildirin. böylece hem yaptığınız hatanın sildiği güveni bir nebze onarmış olursunuz, hem de üç kuruşluk adamlara eyvallah etme zahmetinden kurtulursunuz.