5605
kendisine destek çıkacak arkadaşlardan ricam, allah rızası için "sekizincilik" kelimesi ile savunulmasın lütfen.
-birini eleştirmek, otomatikman sekizinci olmamızı mı gerektiriyor?
-veya bu kulüp 109 yıllık geçmişinde o tarz başarısız kaç sezon geçirmiş?
-veya o sezon dışındaki diğer 108 sezonun tamamında ünal aysal mı başkanlık yapmış?
-en önemli soru, başkana yönelik eleştiriye cevaben bu argümanı hatırlatanlar kulübün asıl olması gereken yerin "sekizincilik" olduğunu mu savunuyor? neden ilk iki yılda yaşadığımız başarılar bir lütuf olarak görülüyor? saçma.
sütten çıkmış ak kaşık olmadığını düşünsem de, -maalesef- eylül 2013'ten beri kutuplaşmamıza sebep olan saflardan, işin fatih terim tarafındayım. başkan, antrenörümle görüşebilirsiniz dedikten sonra, fatih terim'in milli takım ile ilgili alacağı her karara imza atmış demektir. "eleman"ının federasyonla görüşmesine ilk elden izin verip, sonra da "nasıl olur yaa:@" diye sinirlenmek çok saçma. "eleman"la "patron" arasındaki emir komuta hiyerarşisi bunu gerektirir.
terim ile ilgili fikrim özet olarak bu şekilde. ama konunun özüne dönmek gerekirse, zaten son aylarda kendisine yönelik eleştirilerdeki "fatih terim" mevzusu günden güne azalmaktadır. neden? çünkü yaptığı yanlış hamle sayısı hergün artmaktadır. olay artık gitgide fatih terim ekseninden çıkmaya başladı. bu en azından sevindirici bi gelişme. çünkü sırf terim nefreti yüzünden, iş artık bir sözlük klişesi olan "terim sempatizanlığından sonrasını okumadım kardeş" boyutuna ulaştı. ki fatih terim'e karşı bu ölçüde bir nefret niye beslenir onu da bilmiyorum. çok sevmemek, tasvip etmemek değil yani iş resmen nefret düzeyine geldi. neyse yani gereksiz transfer hamleleri, finansal fair play cezası, maddi sıkıntılar, hoca değişmeleri, anlamsız maaş artışları, baskın kongreler, pasif yönetim anlayışı ve kurulu, sponsor sıkıntıları, vb pek çok konuda haklı olarak eleştirilebiliyor olması, olayları tartışabilmemize olanak sağlıyor artık en azından. tartışmak, doğruyu bulmaya giden yolda en gerekli şey neticede. hatalar çoğaldı ki dile getirebiliyoruz demek de tam bir gülsek mi ağlasak mı durumu yani.
koltuğu bıraksın, defolsun gitsin demiyorum ben. kendisine kişisel bir nefretim yok, tanımam etmem. sadece hatalarını düzeltsin yeniden ilk 2 yılımız gibi kulübü düzene soksun yeter. ki zaten görevinin tanımı bu. "kulübü iyi idare etmek". ama görünen o ki, 2011-2013 arası başarılarda keramet kendisinde değilmiş. doğru kişileri mi göreve getirir, doğru hamleler mi yapar ne yapar bilmiyorum ama bir an önce "doğru"ya yönelsin. yönelsin ki bir sezonumuz daha çöpe gitmesin.
-birini eleştirmek, otomatikman sekizinci olmamızı mı gerektiriyor?
-veya bu kulüp 109 yıllık geçmişinde o tarz başarısız kaç sezon geçirmiş?
-veya o sezon dışındaki diğer 108 sezonun tamamında ünal aysal mı başkanlık yapmış?
-en önemli soru, başkana yönelik eleştiriye cevaben bu argümanı hatırlatanlar kulübün asıl olması gereken yerin "sekizincilik" olduğunu mu savunuyor? neden ilk iki yılda yaşadığımız başarılar bir lütuf olarak görülüyor? saçma.
sütten çıkmış ak kaşık olmadığını düşünsem de, -maalesef- eylül 2013'ten beri kutuplaşmamıza sebep olan saflardan, işin fatih terim tarafındayım. başkan, antrenörümle görüşebilirsiniz dedikten sonra, fatih terim'in milli takım ile ilgili alacağı her karara imza atmış demektir. "eleman"ının federasyonla görüşmesine ilk elden izin verip, sonra da "nasıl olur yaa:@" diye sinirlenmek çok saçma. "eleman"la "patron" arasındaki emir komuta hiyerarşisi bunu gerektirir.
terim ile ilgili fikrim özet olarak bu şekilde. ama konunun özüne dönmek gerekirse, zaten son aylarda kendisine yönelik eleştirilerdeki "fatih terim" mevzusu günden güne azalmaktadır. neden? çünkü yaptığı yanlış hamle sayısı hergün artmaktadır. olay artık gitgide fatih terim ekseninden çıkmaya başladı. bu en azından sevindirici bi gelişme. çünkü sırf terim nefreti yüzünden, iş artık bir sözlük klişesi olan "terim sempatizanlığından sonrasını okumadım kardeş" boyutuna ulaştı. ki fatih terim'e karşı bu ölçüde bir nefret niye beslenir onu da bilmiyorum. çok sevmemek, tasvip etmemek değil yani iş resmen nefret düzeyine geldi. neyse yani gereksiz transfer hamleleri, finansal fair play cezası, maddi sıkıntılar, hoca değişmeleri, anlamsız maaş artışları, baskın kongreler, pasif yönetim anlayışı ve kurulu, sponsor sıkıntıları, vb pek çok konuda haklı olarak eleştirilebiliyor olması, olayları tartışabilmemize olanak sağlıyor artık en azından. tartışmak, doğruyu bulmaya giden yolda en gerekli şey neticede. hatalar çoğaldı ki dile getirebiliyoruz demek de tam bir gülsek mi ağlasak mı durumu yani.
koltuğu bıraksın, defolsun gitsin demiyorum ben. kendisine kişisel bir nefretim yok, tanımam etmem. sadece hatalarını düzeltsin yeniden ilk 2 yılımız gibi kulübü düzene soksun yeter. ki zaten görevinin tanımı bu. "kulübü iyi idare etmek". ama görünen o ki, 2011-2013 arası başarılarda keramet kendisinde değilmiş. doğru kişileri mi göreve getirir, doğru hamleler mi yapar ne yapar bilmiyorum ama bir an önce "doğru"ya yönelsin. yönelsin ki bir sezonumuz daha çöpe gitmesin.